O eski resimlerin tadı bir başkaydı... 90 sanatçıdan 200’den fazla "Lezzetli" tablo!

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
O eski resimlerin tadı bir başkaydı... 90 sanatçıdan 200’den fazla "Lezzetli" tablo!
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

19. asırdan bugüne Türk resmindeki yeme içmeye dair tablolar “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” sergisinde toplandı. Bu leziz eserler, şükürle bereketin birlikte hissedildiği “güneşli günleri” bugüne taşıdı...

MURAT ÖZTEKİN - Tarih boyunca sanatçılar, yediklerini içtiklerini resmetmeyi sevdiler; eserlerinde rengârenk sahneler meydana getirdiler. Hâliyle bazı sanat eserlerinin “tad”ı bir başka oldu. 

Aslında mağara resimlerinde tasvir edilen şey, av yani bir yemekti! Beş bin yıllık antik Mısır kabartmaları, Zeugma’daki “KahvaItı Sofrasındakiler” ve Leonardo da Vinci’nin “Son Akşam Yemeği” gibi ikonik sanat eserlerinde yiyecek ve içecekler başroldeydi!

Osmanlı sanatı da sofralar ve lezzeti yiyeceklerle süslüydü. Saray ziyafetleri minyatürlerde yer buldu, bereketi sembolize eden nar ve üzüm gibi meyveler tezyinat unsuru oldu. Mesela Topkapı Sarayı’nın ‘Yemiş Odası’na meyveler nakşedildi ve kıymetli mücevherlerde aynıları tasvir edildi. 

O eski resimlerin tadı bir başkaydı... 90 sanatçıdan 200’den fazla "Lezzetli" tablo! - 1. Resim

Osmanlının son devrinde filizlenen Türk resminde de bu “iştah açıcı gelenek” devam etti. Meyveler, natürmort tabloların vazgeçilmezleriydi. Şüphesiz bunda klasik Türk sanatlarındaki figürden uzak durma hassasiyetinin de tesiri vardı. Öte yandan bahçeler, pazarlar resmedilip sonra sofralar kuruldu sanat eserlerinde. Böylece yeni devre doğru gelindi… 

90 SANATÇIDAN 200’DEN FAZLA TABLO

Bu lezzetli eserler ise Türkiye İş Bankası Resim ve Heykel Müzesinde açılan bir sergiye ilham kaynağı oldu! “Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler” adlı sergide, başta bankanın koleksiyonu olmak üzere çeşitli müze ve şahsi koleksiyonlardan derlenen eserler görülebiliyor. Sergide toprakla deniz kaynaşıyor, rengârenk eserler sanatseverlerle buluşuyor. Aralarında Osman Hamdi Bey, Şeker Ahmed Paşa, Mehmed Ali Laga, Selahattin Teoman, Cevat Dereli ve Hikmet Onat gibi meşhur isimlerin de yer aldığı 90 sanatçıya ait 200’den fazla tablo ve heykel müzede teşhir ediliyor.
“Tat ve Sanat: Lezzetli Resimler”den alınan lezzet ise bir başka! Bu eserlerin hepsi olmasa da birçoğu; hayatın daha yavaş aktığı, aile saadetinin hakiki manada yaşandığı, tabiatın hayatın merkezinde olduğu ve şükürle bereketin bir arada hissedildiği “güneşli günleri” bugüne taşıyor! 

O eski resimlerin tadı bir başkaydı... 90 sanatçıdan 200’den fazla "Lezzetli" tablo! - 2. Resim

MEYVELER İLK SIRADA

Eserlerin gözdesi Şeker Ahmed Paşa’nın 1904 yılında yaptığı “Ayvalı Natürmort”u… Ayva ve narın birlikte resmedildiği eserin sonhabarı ve dolayısıyla insanın faniliğini anlattığını söylemek abartılı bir yorum olmasa gerek. Sergideki dikkat çeken bir diğer eser, Mehmed Muazzez’in ekonomik sıkıntıların yaşandığı 1930'lu yıllarda yaptığı rengârenk meyve ve çiçeklerle dolu “zengin” tablosu… Osman Hamdi Bey’in “İftardan Sonra” eseri ise eski zamanların bir kahve âdetini hatırlatıyor. Sergideki eserlere baktığımızda en çok resmedilen yiyeceklerin elma, nar, portakal, çilek, kavun, karpuz ve üzüm gibi meyveler olduğu görülüyor. Sofra sahnelerinin ise 20. asırda çoğaldığı anlaşılıyor. 

"BU RESİMLER ÇOK ŞEY SÖYLÜYOR"

Serginin küratörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Gül İrepoğlu, yemek kültürünün sanat tarihinde önemli bir yeri olduğunu, kendilerinin ise 19. asırdan bugüne bir seçki yaptıklarını kaydederek “Bu konu çok geniş. Sanki zengin bir yoldan gelip geçiyorsunuz gibi... Sergiyi bu duyguyu vererek tasarlamaya çalıştık. Resimlerle uzun süre bakışırsanız onlar size çok şey söylüyor. Ressamın onları oluştururken nasıl hissettiğini ve tuvale geçirdiğini sanki adım adım izliyorsunuz” diye konuşuyor. 

Müzenin 3. ve 2. katlarına yayılan sergi, altı tematik kısma ayrılıyor. “Cömert Doğa” bölümünde tarla, bağ ve bahçelerdeki insanın yansıtıldığı eserler görülebiliyor. “Doğa Tadında Renklerle” bölümünde meyveler, çiçekler ve sebzelerle bezeli natürmortlar yer alıyor. “Ürünler Sunulurken” bölümünde pazar yerlerinin, dükkânların ve sokak satıcılarının ilham verdiği eserler teşhir ediliyor. “Denizden Çıkan Nimet” bölümünde çeşit çeşit balıklar ve balıkçılar resmediliyor. “Yemek İçin Emek”te gözü ve gönlü doyuran yemek hazırlıkları ve mutfak temalı eserler sanatseverlerle buluşuyor. “Cânân ki Degüstasyon’a Gelmez” kısmında ise kahve ve çay ile mekân ve sofraları konu alan eserler izleniyor.

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...