samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Oltu taşının çağları aşan hikayesi: Havayla temas edince neden sertleşiyor?

Kaynak: İhlas Haber Ajansı
- Güncelleme:
Oltu taşının çağları aşan hikayesi: Havayla temas edince neden sertleşiyor?
Kültür - Sanat Haberleri  / İhlas Haber Ajansı

Tarihin bilinen en eski süs eşyalarından olan oltu taşı, Erzurum'un Oltu ilçesinde yöre insanının emeği ile yeraltından bin bir güçlükle çıkarılıyor. Şhreti ülke sınırlarını aşan oltu taşı özellikleriyle tesbih meraklılarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

Oltu taşının saklanması ve şekil verilmesi ayrı bir özen ve emek gerektiriyor. Her usta bir heykeltıraş titizliğinde çalışıyor, yumuşak oltu taşını çifte su verilmiş bıçakla yontup zımparalayarak şekil veriyor.

Tebeşir tozu ve zeytinyağı ile cilalanan taşlar, kolyeden küpeye, sigaralıktan yüzüğe pek çok süs eşyasına dönüşüyor.

Oltu taşı ustaları üzerinde titizlikle çalıştıkları bu değerli taş hakkında kıymetli bilgiler verdi.  

Oltu taşının çağları aşan hikayesi: - 1. Resim

Özellikle erkeklerin elinden düşürmedikleri oltu taşından tesbihlerin namı artık Türkiye sınırlarını da aştı.

Fosilleşmiş reçine ya da fosilleşmiş ağaç gövdelerinden oluşan oltu taşı, yumuşak bir linyit türü olarak ifade ediliyor.

Hakim rengi siyah, ancak nadiren de olsa gri yeşilimsi renkte olanları da var.

OLTU TAŞININ TARİHİ

Oltu taşının tarihi Bronz Çağı'na kadar uzanıyor. Zengin Romalılar'ın mücevherlerini ve değerli süs eşyalarını süslediği bilinirken. Ortaçağ'dan günümüze tesbihler, kutsal emanet sandıkları ve heykellerin bu siyah taştan yapıldığına dair sayısız eser bulunuyor.

Oltu taşının çağları aşan hikayesi: - 2. Resim

Yazılı kaynaklara göre, 17. yüzyılda oltu taşının tozu doktorlar tarafından ilaç niyetine da kullanıldı.

HAVA İLE TEMAS EDİNCE SERTLEŞİYOR

Oltu taşı cevheri çok ince, zaman zaman kaybolan yani kırılmış damarlar halinde bulunduğundan çok fazla çıkarılamaz. Topraktan çıktığında çok yumuşak olmasına rağmen hava ile temas ettiğinde hemen sertleşir.

Bu yüzden de galeriden çıkıp cilalanana kadar mutlaka nemli ortamda saklanıyor. Büyük emekle çıkarılan bu maden küçük atölyelere gönderiliyor. Atölyelerde, tasarlanan süs eşyalarına göre sınıflandırılan maden, el çarkı ile işleniyor.

Oltu taşının çağları aşan hikayesi: - 3. Resim

Taş ustaları bu işlemin yürek, sevgi ve her şeyden öte derin bir sabır istediğini anlatırken, “İşin püf noktası ise taşın yumuşak ve nemli kalmasının sağlanmasıdır. Bu yüzden işlenecek kadar maden, su içinde bırakılarak korunur. Geri kalanı ise yeniden toprağa gömülerek saklanır. Oltu taşından en çok yapılan ve en çok tanınan ürün hiç şüphesiz tesbihlerdir. Ünü Türkiye dışına da yayılan oltu taşı tesbihler, elde çekildikçe daha çok parlayıp güzelleşir. 33'lük olanına 'tek sayı1, 99'luk olanına uç sayı1 adı verilen tesbihler gümüş işlemesine göre kuka (yuvarlak), kızılcık, mercimek, kesme gibi isimler alır” şeklinde konuştular.

İŞTE OLTU TAŞININ AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLERİ

Ülkemizde en çok coğrafi işaret sahip olan üçüncü şehir olan Erzurum, Gaziantep ve Konya ile bu anlamda yarış içinde bulunuyor.

Coğrafi işaretli olan ve Türk Patent tarafından tescil edilen oltu taşının tanımı özellikleri şu şekilde ifade ediliyor:

“Siyah Kehribar olarak da adlandırılan oltu taşı, tipik sedimenter teşekkülleridir. Neojen yaşlı birimlerinde 70-80 cm kalınlığında bir marıngrozu tabakası içinde azami birkaç cm kalınlığında, birkaç metre yataylık gösteren mercekler halinde bulunmaktadır. Bu tabakalar yer yer çatallanmış ve kırılmışlardır.

Marın ve Killerden oluşan, filik karakterindeki merceklerin, şiddetli teknotizmaya maruz kalıp kıvrımlaşarak kırıldığı tahmin edilmektedir. Oltu taşı çıkarmak için açılan galeriler içerisinde birçok bitki ve ağaç fosillerine de rastlanır. Oltu taşının az da olsa damarlı olması nedeniyle tamamen pürüzsüz bir görünümü yoktur.

Oltu taşına elle temas halinde kadifemsi bir dokunuş hissi verir. Ayrıca zımpara kâğıdına sürüldüğünde kahverengi toz bırakır. Kolaylıkla çatlayıp kırılmaz ve uzun süre dayanıklıdır.

Oltu taşının çağları aşan hikayesi: - 4. Resim

OLTU TAŞININ ÖZELLİKLERİ

Oltu taşının en dikkat çekici özelliği yer kabuğundan çıkarıldığında çok yumuşak, hava ile temas ettirilmediği sürece bu yumuşaklığını muhafaza edip, hava ile temas ettiğinde sertleşen, zengin, kompakt bir maddedir.

Bu özelliklerinden dolayı oltu taşının işlenmesi kolay, işlendikçe hava ile temas ederek sertleşen, kullandıkça parlayan bir cevherdir. Genellikle siyah, bazen koyu kahverengi, nadiren gri ve yeşilimsi renklerde bulunur.

Hava gazında alev çıkarak yanar ve geriye bir miktar kül bırakır. Yanma esnasında aniden soğutulursa camlaşır ve kalıp haline gelir. Sürtünme ile elektriklenir ve hafif cisimleri çeker.

Oltu taşı Mors sertlik cetveline göre 3 sertliğe sahip olup, özgül ağırlığı 1,26 olan bir cins jayettir. Oltu taşının parlatılmış bir kesitinin mikroskop altında yapılan incelemesinde; Linyit, Kil Plajları, Prit taneleri ve Reçine Emrenyasyonu gözlemlenir.

Oltu taşı, cevher mikroskobunda yapılmış olan kimyasal analizinde ise %77,95 karbon içermekte ve kalorifik değeri 8064 k cal/kg'a kadar ulaşmaktadır.”

Kaynak: İhlas Haber Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...