samdan
camii
hayirli-ramazanlar

Son Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin miğferi burada sergileniyor

Kaynak: İhlas Haber Ajansı
- Güncelleme:
Kültür - Sanat Haberleri  / İhlas Haber Ajansı

Memlük Devleti'nin son sultanı Melik el Eşref Kansu Gavri'nin törenlerde kullandığı özel miğferi Diyarbakır Müzesi'nde sergileniyor. Osmanlı, Safevi, Memlük Sultanlı arasındaki münasebetlerde yanlış siyaset izleyen Kansu Gavri'nin, Portekizlilere karşı mukaddes toprakları açık hedef haline getirmesi, sonunu getirmişti.

Kültür ve Turizm Bakanlığınca İçkale'de yer alan 14 tarihi binada 2005'te başlatılan restorasyon çalışması 2014'te tamamlandı.

İçkale Müze Kompleksi 1 yıl sonra ziyaretçilerine kapılarını açtı. 12 bin 400 yıl öncesine kadar uzanan eserlerin de yer aldığı teşhir salonlarına gelen ziyaretçiler, müzedeki 1615 eseri inceleme fırsatı buluyor.

Müzede ayrıca Osmanlı Devleti'nin tarih sahnesinden sildiği Memlük Devleti'nin son sultanı Melik el Eşref Kansu Gavri'nin törenlerde kullandığı özel miğferi de sergileniyor.


Son Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin miğferi burada sergileniyor: - 1. Resim

KAZILARDA ORTAYA ÇIKARILDI

Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, Diyarbakır Müzesi'nin Türkiye'nin en eski müzelerinden olup 1934 yılında kurulduğu bilgisini paylaşarak, merkez müzenin ise İçkale'de bulunan müze kompleks alanındaki Arkeoloji Müze olduğunu söyledi.

Arkeoloji Müze'nin iki binadan oluştuğunu belirten Gizligöl, "Bu binalardan biri de kronolojik sergileme dediğimiz bina. Binamız iki kattan oluşuyor, 96 vitrinimiz var. Bazı vitrinlerimizde ise ünik eserlerimiz var. Bunlardan biri de Melik el Eşref Kansu Gavri'ye ait bir miğfer. Bu miğferimiz İçkale kazılarında yürütülen çalışmalarda ortaya çıkarıldı. Dolayısıyla yine yerinde sergileniyor." dedi.

"MEMLÜKLERE AİT SON MİĞFER DİYARBAKIR MÜZESİ'NDE"

O dönemde Diyarbakır'ın Memlüklere bağlı bir şehir olduğunu söyleyen Gizligöl şu bilgileri verdi:

"Osmanlı-Memlük savaşları başlayınca Sultan Gavri, Diyarbakır'ın kendisine destek vermesi için halka ve idarecilere hediyeler gönderiyor. Bu hediyelerden bir tanesi de, törenlerde kullandığı kendisine ait miğfer.

Üzeri bronzla süslenmiş ve üzerinde Kur-an-ı Kerim'den ayetler mevcuttur. Bunu Diyarbakırlılara gönderiyor.

Fakat Osmanlı 1516'daki Ridaniye ve Mercidabık savaşlarıyla birlikte Diyarbakır, Osmanlı egemenliğine geçiyor. Hatta Diyarbakır ve bölge, Osmanlı safında yer alıyor.

Mercidabık'ta Osmanlılar ile Memlükler arasında bir savaş yaşanıyor. O savaşta da Gavri, savaşarak vefat ediyor. Yavuz Sultan Selim ile savaşarak ölüyor.

Aslında Gavri'de bir Türk. Memlükler de bir asker, başarısından dolayı yüksek rütbelere ulaşıyor. Komutan olduktan sonra başa geçiyor. 'Gavri'ye ait, Memlüklere ait son miğfer Diyarbakır Müzesi'ndedir' diyebiliriz.” 

Son Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin miğferi burada sergileniyor: - 2. Resim

Müzeyi gezen ziyaretçiler, ilgi çeken miğferin çok güzel olduğunu söyledi. 

KANSU GAVRİ KİMDİR?

Asıl ismi Cündeb olan Kansu Gavri, Ebü’n-Nasr künyesine sahip olup Seyfeddin ve Kansu lakaplarıyla tanıyor.

Afganistan’daki Gur bölgesine nisbetle Gûrî denilse de daha doğru ve yaygın olan adı Mısır’daki Gavr askerî ocağına atıfla Gavrî şeklindedir.

Kansu adı Türkçe’de “kanı saf” anlamına gelen "kanısav" ifadesinden bozularak türemiştir.

Çerkez diyarından getirilip Sultan Kayıtbay’a satılmıştır. Eşref Kayıtbay’a atıfla da "Eşrefî" şeklinde de anılır.

Tarihçilere göre Mısır’a gelmeden önceki hayatı hakkında çok az bilgi bulunan Kansu Gavri'nin doğum tarihi kesin olarak bilinmiyor.

Yetmiş sekiz yaşlarında öldüğünden yola çıkılarak 844’te (1440-41) tarihi veriliyor. 

Son Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin miğferi burada sergileniyor - 3. Resim

Floransalı bir İtalyan ressam tarafından rivayetlere dayalı olarak çizilen Kansu Gavri portresi

SEÇİLEREK SULTAN OLDU

Kansu Gavri iyi bir asker olarak yetiştikten sonra sultanın hasekilerinden biri oldu. Başarılarından dolayı emîrler zümresine girerek “onlar emîri” yapıldı.

Memlük Sultanlığı’nın pek çok askeri seferine katılarak başarılar gösterdi ve görevler aldı. Tarsus, Halep ve Malatya nâibliğine getirildi.

1496’da Kayıtbay ölünce Kahire’ye döndü. Tomanbay’ın kumandasında sefere çıktı. Ancak Tomanbay, âsi Şam valisiyle birleşerek kendini sultan ilân edince önü açıldı.

Gavri sırayla devâtdârlık, vezirlik ve üstâdüddârlık görevlerine geldi. Sultan Tomanbay emirlerin kendi aleyhine döndüğünü görünce Kahire’de gizlendi.

Tomanbay’a muhalif emirler aralarından uygun birini sultan seçmek üzere toplanıp yaşı altmışı aşmış olan Kansu Gavri’yi seçtiler.

ŞAH İSMAİL İLE ANLAŞTI

Tarihçilere göre emirler onu yaşlılık ve zayıflığından yararlanarak dilediklerini yapabileceklerini sandıkları için seçmişlerdi.

1 Şevval 906’da (20 Nisan 1501) Abbâsî Halifesi ve devlet ileri gelenleri tarafında kendisine biat edilen Gavri’ye el-Melikü’l-Eşref lakabı verildi.

Kansu Gavri döneminde Osmanlı-Memlük münasebetleri dostluk içinde başladı.

Sultan II. Bayezid’in vefatını duyunca Sultan Kansu Gavri’nin Mısır’ın birçok camisinde dualar okuttuğu rivayet edilir.

Safevî Devleti üzerine sefere çıkan Yavuz Sultan Selim, Kansu Gavri’ye Şah İsmâil’e karşı ittifak teklif etti. Ancak daha 1509’da Yavuz Sultan Selim’in kardeşi Korkut’u ve 1513’de Şehzade Ahmed’in oğulları Süleyman ve Alâeddin’i karşılayıp himaye etmesi, Şah İsmail’e karşı teklifi de cevapsız bırakması dönüm noktası oldu.

1502’de Safevîler Memlük sınırlarına girmişler ve 1507’de Malatya’ya saldırmışlardı. Bu saldırıyı Dulkadırlı Beyi Alâüddevle durdurdu.

Safevîler tarafından saldırıya uğrayan kuşatma altındaki Bağdat hâkimi de Gavri’den yardım isteğinde bulundu. Ancak Şah İsmâil’le doğrudan bir savaşı arzu etmeyen Gavri bu yaşananlara hem sessiz kaldı hem de reddetti.

Son Memlük Sultanı Kansu Gavri'nin miğferi burada sergileniyor - 4. Resim

Mercidabık savaşı hakkında bir minyatür- Selimname, Şükrü Bitlisi

HAÇLILAR MUKADDES TOPRAKLARDA

Yavuz Sultan Selim’i Kansu Gavri’nin üzerine sevk eden ve bardağı taşıran son damla ise Portekiz ve İspanyol kolonilerine karşı mukaddes topraklar Mekke ve Medine’nin savunmasız hale gelmesi oldu.

Memlük Sultanlığı, Abbâsî hilâfetinin merkezi ve Haremeyn’in hâmisi konumundaydı, Hint ve Uzakdoğu ülkeleriyle ticari bağlantılara sahipti.

Portekizliler de Kızıldeniz, Basra körfezi ve Hint denizindeki faaliyetleriyle  Memlükler’i hedef haline getirmişti.

Portekiz ve İspanya’nın saldırılarına uğramaya başlamasıyla mukaddes yerler de tehdit altına girmiş bulunuyordu.

Ticarî menfaatleri sarsılan Venedik, Gavri’ye elçi gönderip Portekizliler’e karşı koymasını söyledi.

Öte yandan Hindistan’daki müslüman devletler de Sultan Gavri’den yardım istemeye başlamışlardı.

Gavri, Portekizliler’in müslüman tüccar ve hacıların gemilerine saldırılarını durdurmak için papaya ve bazı Avrupa krallarına çağrıda bulundu.

Gerek Safeviler ve Şah İsmail ile mücadelede sessiz kalması gerekse Harameyn konusunda başarısızlığı Osmanlı’yı harekete geçirdi.

Mercidabık ve Ridaniye savaşlarıyla Memlük Devleti’ne son verildi.

Mercidabık savaşına katılan Gavri, ordusunun kesin yenilgisini görünce bir rivayete göre atından düşerek ölmüş ve cesedi bulunamamıştır.

O sırada yetmiş sekiz yaşlarında olan Gavri muharebe meydanında ölen ilk Memlük sultanı olarak da tarihe geçmiştir.

Kaynak: İhlas Haber Ajansı
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...