Yedi tepe üstünde sanat gergef işler! Yeditepe Bienali Suriçi’ne yayıldı, tartışma başladı

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Yedi tepe üstünde sanat gergef işler! Yeditepe Bienali Suriçi’ne yayıldı, tartışma başladı
Kültür - Sanat Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Otuz ülkeden sanatçının 200’den fazla eseri, Yeditepe Bienali çerçevesinde İstanbul’un tarihî mekânlarında ziyarete açıldı. Sıra dışı ve aykırı eserler, klasik sanatlardaki yenileşme tartışmalarına da kapı araladı!

MURAT ÖZTEKİN - İstanbul, bugünlerde bienal, fuar ve sanat haftalarına üst üste ev sahipliği yapıyor. Asıl kimliğine İstanbul’da ulaşan Türk İslam sanatlarına odaklanan Yeditepe Bienali de şehrin yedi tepeli Suriçi’nde üçüncü defa ziyaretçilerle buluşuyor. 

Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Fatih Belediyesi ve Klasik Türk Sanatları Vakfının iş birliğiyle düzenlenen bienalde, 30 ülkeden 263 sanatçının 215 eseri tarihî yapılar içindeki sergilerle sanatseverlere sunuluyor. “Gölge Varsa Işık da Var” temasını taşıyan bu seneki bienal, sanatta hakikat arayışına vurgu yapıyor. 

Yedi tepe üstünde sanat gergef işler! Yeditepe Bienali Suriçi’ne yayıldı, tartışma başladı - 1. Resim

TARİHİ MEKANLARDA SERGİ

Tarihî 400’lü yıllara uzanan ve Fatih Sultan Mehmed’in izlerini taşıyan ama Genç Osman gibi bir padişahın son çığlıklarının yankılandığı Yedikule Hisarı, bienalin mühim lokasyonlarından biri… Hisarda klasik formdaki hat, tezhip ve minyatür gibi eserlerin yanı sıra tarihî kulelerde düşünmeye sevk edici kavramsal çalışmalara da yer veriliyor.  
Bienalin diğer mekânı ise ticaretin kalbinin attığı sokaklar arasından girilip sizi âdeta farklı boyuta çeken Nuruosmaniye Camii’nin mahzeni. Uzun zaman mabedin altında saklı kalan tarihî mahzen, hususi odalarıyla tamamı enstalasyonlardan meydana gelen 17 sıra dışı sanat eserine mekân oluyor. 

Yakın zamanda Haydarpaşa ile birlikte İstanbul’daki kültür vadisinin bir parçası hâline gelecek olan Sirkeci Garı’nın 
ambarları da bienal çerçevesinde sanatla buluşuyor. 27 eserin yer aldığı ambarlarda “mekânla düşünme” fikri öne çıkıyor. 

Yedi tepe üstünde sanat gergef işler! Yeditepe Bienali Suriçi’ne yayıldı, tartışma başladı - 2. Resim

KLASİK SANATLARDA DEĞİŞMENİN SINIRI NE?

Türk İslam sanatları, modern dünyada bir var olma mücadelesi veriyor. Son yıllarda Nişantaşı’ndaki galerilerde daha çok görünmeye başlayan klasik sanatlar, bienal gibi faaliyetlerle de sanatseverlerle buluşuyor. Tabii, bazen klasik eserlerin aykırı formlara bürünmesi, sanat dünyasında “yenileşmenin sınırlarını” tartışmaya açıyor. Yeditepe Bienali’nde de bunun izleri var. 

Türkiye gazetesinin sorularına cevap veren bienalin küratörlerinden Fatih Ömeroğlu “Yeditepe Bienali özelinde geleneksel sanatların artık enstalasyona ve farklı formlara geçmesinin vakti geldi mi diye sorduk” diyor. Kendisine değişimin sınırını sorduğum Ömeroğlu, eserlerin hepsinin özünü geleneksel sanatlardan aldığını savunarak “Güncel bir dil kullanıyoruz ama anlamı ve kökeni değiştirmiyoruz. Bienaldeki eserler yeni tartışmalara kapı aralayacak” değerlendirmesinde bulunuyor. 

Yedi tepe üstünde sanat gergef işler! Yeditepe Bienali Suriçi’ne yayıldı, tartışma başladı - 3. Resim

Bienalin diğer küratörü Furkan Türkyılmaz da “bir tartışmayı açıyoruz” diyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: Klasik sanatların başta kitap ve cami olmak üzere bir şeyin parçası olduğunu görüyoruz. Mesela Ayasofya’daki ‘Allah’ lafzı caminin bir parçasıdır. Bir mücellidin yaptığı iş de kitapla iç içedir. Aslında mekânla insan çok ayrı şeyler değil. 

Nuruosmaniye Mahzen’deki eserleri de caminin bir parçasında yer aldıklarını göz önünde bulundurarak hazırladıklarını söyleyen Furkan Türkyılmaz “Mahzende ışık müthiş bir görüntü veriyor. Biz de sanatçılarla mahzendeki ışığı gözlemleyip eserleri de yere ait olacak şekilde meydana getirdik. Tecrübe edilecek ve insanın sorgulamasına yol açacak işler çıkardık. Osmanlı yapısı da bu işlere ruh kattı. Nuruosmaniye çok güçlü bir mekân; oraya hangi eseri koyarsanız koyun altında kalır. Biz de mekânla yarışmamaya ve caminin parçasında olduğumuza dikkat etmeye çalıştık” ifadelerini kullanıyor.

Bienalde eseri yer alan sanatçı Ömer Faruk Dere “Bienaller bizim aslında bizim kültürümüze yabancı bir sanat etkinliği modeli. Ancak bunun yapılabilmesi önemli. Zira şehrin hafızasına kalıcı izler bırakıyor. Bu, geleneksel sanatların bugününü yarına bırakma endişesidir” diyor.    

“ANA YOL” KORUNMALI

Usta hat sanatçılardan Ferhat Kurlu ise yenilik tartışmalarında “Sanatlarımızın çağdaş sanat içinde yerini alması önemli. Günümüzde yeni arayışlar var. Bunlar bazen isabetli, bazen de isabetsiz oluyor. Ben ‘cadde-i kübra’nın (ana yol) korunması gerektiğini düşünüyorum. Buna katkı sağlayacak her türlü arayışa evet diyebilirim. Fakat aslı ve usulü kaybetmemek kaydıyla! Aslı kaybedersek neyi arayacağız? Kendini kaybeden neyi bulabilir?” ifadelerini kullanıyor. 

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...