Dilan Polat ve Engin Polat hakim karşısında! Tanığın ifadesi şoke etti: ‘Dilan ve Engin Polat infaz edilirlerdi’
Kara para akladıkları gerekçesiyle yargılanan Dilan ve Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 28 sanığın yargılandığı davada mahkeme, sanıkların mal varlıkları üzerindeki tedbirlerin kaldırılması talebini reddederek duruşmayı erteledi. Tanıkların dinlendiği duruşmada bir tanığın anlattıkları duruşma salonunda herkesi şoke etti. Dilan ve Engin Polat’ın Veysel Şahin aracılığıyla yasadışı bahis sistemine girdiklerini anlatan tanık, “Kendileri henüz farkında olmayabilir. Eğer bu paralar ele geçirilseydi o kişiler (Dilan ve Engin Polat için) şu an duruşma salonunda olamazdı. Veysel Şahin tarafından infaz edilirlerdi" ifadelerini kullandı.
"Suç işlemek amacıyla örgüt kurma, yönetme", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" ve "Futbol ve Diğer Spor Müsabakalarında Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" suçlarından Dilan ve Engin Polat'ın da aralarında bulunduğu 28 sanığın yargılanmasına devam edildi. Anadolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, tutuksuz sanıklar Dilan Polat, Engin Polat, Sezgin Polat, Alper Kürşat Polat, Sıla Doğu, Can Doğu ve Ahmet Gün katıldı.
Duruşmada 3 kişi tanık olarak dinlendi. Ardından söz alan sanıklar, tanık beyanlarını reddederek, mal varlıkları üzerindeki tedbir kararının kaldırılmasını talep etti. Ara kararını açıklamayan mahkeme, sanıkların tedbir ve el koyma kararlarının kaldırılması taleplerinin ayrı ayrı reddine karar vererek duruşmayı 8 Nisan tarihine erteledi.
Tanık Emre Çiftçi tutuklu bulunduğu cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. Sanıklardan Engin ve Dilan Polat'ı tanıdığını söyleyen tanık Çiftçi, "Bu şahısları 2017 yılından beri Veysel Şahin aracılığıyla tanıyorum. Veysel Şahin, Engin'i yasadışı bahis sistemine soktu. Derkan Başer, Engin Polat'a kefil oldu. Engin'i yasadışı bahis sitesinin müdürü yaptık" dedi.
"HER ÇALIŞANI CASUS PROGRAMLA TAKİP EDİYORDUK"
Kimliğinin devlet tarafından değiştirildiğini anlatan Çiftçi, "Bizim sistemimiz genişti. Asıl amacımız bu sistemden gelen paraları aklamaktı. Ben Gürcistan ve Yunanistan üzerinden çalışıyordum" dedi. Veysel Şahin hapse girdikten sonra Derkan Başer ile kendisinin yetkiyi aldığı anlatan Çiftçi, "Daha sonra siteler patlamasın diye geri çekildik. Yurtdışında bu suçun daha ağır bir ceza verildiği için paramızı gayri resmi olarak Türkiye'ye sokmaya çalışmıştık. İşimizi sağlama almayı düşündüğümüz için kasa sistemi kurduk. Her çalışanı biz zaten telefonlarına yüklediğiniz casus programla takip ediyorduk" dedi.
"VEYSEL ŞAHİN TARAFINDAN İNFAZ EDİLEBİLİRLERDİ"
Sanık Ahmet Gün aracılığıyla Dilan ve Engin Polat'a şirketler açtırıldığını anlatan tanık, "Engin ve Ahmet'e bizzat her şey anlatıldı. Hesaplarına para gidiyordu. Bu sistemden oyun oynayan kişi para girdiği zaman kurulan şirketin hesabına gider. Bu şahıslara kısa zamanda kurdukları şirketler üzerinden yüklü para aktarıldı. Bu işlemleri Dilan, Engin ve Ahmet yapıyordu" dedi.
Sisteme giren paraların yüzde 50'sinin nakit yüzde 50'sinin ise kripto olarak saklandığını anlatan Çiftçi "Çünkü herhangi bir operasyonda paranın ele geçmemesi lazımdı. Bunun kendileri henüz farkında olmayabilir. Eğer bu paralar ele geçirilseydi o kişiler (Dilan ve Engin Polat için) şu an duruşma salonunda olamazdı. Veysel Şahin tarafından infaz edilirlerdi" dedi.
Milliyet'in haberine göre, Mahkeme başkanının sorusu üzerine İsviçre'ye 45 milyon dolar ve 2 milyar lira kaçırdığını söyleyen tanık, "Engin, Dilan ve Ahmet Gün'ün kızları üzerinden kurulan şirketlerden gelen paralardır" ifadelerini kullandı.
ENGİN POLAT'TAN AÇIKLAMA
Tanık beyanlarına karşı söz verilen sanık Engin Polat, “Hiçbirini tanımıyorum. Anlattıkları şeylerle uzaktan yakından alakam yok. Bizim 130 şubemiz var, 30'unu kaybettik kaybetmeye devam ediyoruz. Şirketlerimizin tarafımıza verilmesini istiyoruz” dedi.
"İFTİRA ATIYORLAR"
Tanıkları tanımadığını söyleyen Dilan Polat, “Tamamen iftira atıyorlar. Kumpas olduğunu düşünüyorum. Şerefim, namusum, çocuklarım üzerine yemin ediyorum ki hayatım boyunca bir kez bile görmedim. Şubelerimden ekmek yiyen insanlar var” diyerek tedbir kararlarının kaldırılmasını istedi.
"CEZAEVİNDE ÇOK YIPRANDIM'
Sanık Sıla Doğu, “Tanıkların hiçbirini tanımıyoruz. Derkan Başer ile yüz yüze gelmişliğimiz yok. Lupus hastası olduğumu söylemiştim. Suçsuz, haksız yere içeri girdim. Sağlık durumum iyi değil cezaevinde çok yıprandım. Artık tedbirlerimin kalkmasını talep ediyorum. Sağlığıma ve işime kavuşmak istiyorum” dedi. Sanık Can Doğu ise beraatını istedi. Mahkeme ara karar için duruşmaya ara verdi.
Duruşma sonrasında Engin Polat, “Söyleyecek bir şey yok, saygımız sonsuz” dedi. Sıla Doğu ise, “Elbet bir gün adalet yerini bulacak. 8 Nisan'ı bekliyoruz” diye konuştu.