Bahçeli'den Suriye mesajı: Tel Rıfat temizlendi sıra Münbiç'te

- Güncelleme:
Politika Haberleri

MHP lideri Devlet Bahçeli partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu. Konuşmasına piyasaya sürülen sahte dolarlara ilişkin konuşarak başlayan Bahçeli, bunun Türkiye'ye yönelik bir operasyon olduğunu söyledi. Suriye'deki çatışmalarla ilgili ise Esad'a "Aklını başını alsın" deyip diyalog çağrısı yaptı. Bölgede PKK'nın temizlenmesiyle ilgili ise MHP lideri "Tel Rıfat temizlendi sıra Münbiç'te" ifadesini kullandı.

MHP lideri Devlet Bahçeli partisini grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Bahçeli'nin konuşmasında piyasaya sürülen sahte dolarlar ve Suriye'deki çatışmalar öne çıktı. 

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Son günlerde 600 milyon dolara yakın sahte paranın piyasaya sürüldüğüne dair iddialar bir maksatta matuf olup külliyen yalan ve saptırmadır.

"TÜRKİYE'YE OPERASYON"

Siyasi istikrara eklemlenecek, hatta perçinleyecek ekonomik iyileşme ve ilerleyiş tablosunu karalamak ve baltalamak amacıyla hazır kıta bekleyen yabanıl ve yozlaşmış zihniyetlerin boş durmadığı da bir başka gerçek olarak karşımızdadır.

Son günlerde 600 milyon dolara yakın sahte paranın piyasa sürüldüğüne dair iddialar bir maksada matuf olup külliyen yalan ve saptırmadır.

Bir anda tetiklenen panik ortamının ticaretin bel kemiği Kapalı Çarşı’ya kadar sirayet etmesi, döviz bürolarının alım-satım işlemlerini bıçak gibi kesmesi, bize göre Türkiye’ye yönelik bir operasyondur.

Sahte dolardaki ilk akışın Güneydoğu sınırımızdan kaynaklandığının ileri sürülmesi de son günlerdeki pozitif ülke gündemini gölgeleme sinsiliğinde ekonomik ayağın faal olduğunu düşündürmektedir.

Sahteliğin ve sahtekârlığın geçer akçe olduğu bugünkü dünyada, insanın bile sahtesi varken, dövizin sahtesine dudak bükmek elbette ikna edici bir durum değildir.

Her ayrıntıyı, kuytuda gizlenen her ihtimali araştırmak esas olmalıdır.

Ancak ortada fol yok yumurta yokken ekonomiyi provoke etmek, dipsiz bir kuyuya taş atan bozguncu taifenin peşine takılmak ülkemize yapılabilecek vahim bir kötülüktür.

Körüklenen kötülüğün berhava edilmesi hayat memat konusudur. Bu kapsamda FETÖ’nün tertiplerine azami ölçüde uyanıklık göstererek vaziyet almak, dedikodu işletmesine dönüşen kirli odakları tefrik edip açığa çıkarmak devletin temel sorumluluğudur.

Türkiye’nin parlak imaj ve yükseliş iradesini kundaklamak için gündüz vakti köşe kapmaca oynayan, pusuya yatıp iftira namlusu dolduran müfteri ve müfsitlere hadlerini bildirmek en başta hukuk onurudur.

Nitekim İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı harekete geçmiş, sahte para basımı ve dağıtımı konularının araştırılması amacıyla resen soruşturma başlatmıştır. Sahteliğe ve sahtekârlığa karşı mücadele amasız ve amansız şekilde sürmelidir.

Ülkemizin sahte parayla anılmasını planlayanların pirelenmiş hevesleri pis kursaklarında bırakılmalıdır.

FETÖ’cü alçakların, bölücü ve yıkıcı terör örgütü yandaşlarının sosyal ve ekonomik ahlakı zehirleme teşebbüslerini engellemekle birlikte, dolandırıcılığın ve kalpazanlığın azılı fail ve figüranlarını kıskıvrak yakalayarak hesap sormak herkese de ders ve ibret olacaktır.

Vatandaşlarımızı, ekonomik aktörleri soğukkanlılığa, sükûnete ve sakin olmaya davet ediyorum.

Telaşa lüzum olmadığını, bilakis Türkiye düşmanlarının bunu arzuladığını düşünüyorum. Milliyetçi Hareket Partisi meseleyi her zaviyesiyle incelemektedir. Oynanan oyunun, oluşturulmak istenen ablukanın farkındadır. Kaldı ki sahte para iddiasının maksatlı şekilde dolaşıma sokulduğu görüşündedir, suçlular ve sorumlular ise tek tek yakayı ele verecekler, boş beleş süfli hayatlarının faturasını ödeyeceklerdir.

Milliyetçi Hareket Partisi gündeme hakim, gelişmelere havidir. Milliyetçi Hareket Partisi Türk ve Türkiye Yüzyılını mali ve ekonomik bağımsızlığımız gayesinde sıçrama eşiği olarak değerlendirmektedir.

Sen, ben yok, biz varız diyorsak, vakit tamamdır, söz konusu vatandır.

O’cu, şu’cu, bu’cu yok, hep birlikte kardeşiz diyorsak, o halde vakit tamamdır, söz konusu vatandır.

SURİYE'DEKİ ÇATIŞMALAR

22 Ekim 2024 tarihinden bu yana milletimizle paylaştığımız şeffaf, samimi ve temiz düşüncelere kulp takanlar, çamur atanlar, kara çalanlar, dış kanallardan saldırı komutu alanlar haricinde, sağduyulu ve vicdan sahibi her insanımız haklılığımızı zannederim tasvip ve teyit etmiş olsa gerektir.

Aklı kiralanmış olanlara devletin hükmü şahsiyetini nasıl anlatacağız?

Milli güvenliğimizin, milli birliğimizin, bin yıllık kardeşliğimizin iç ve dış mahreçli tahrik, taciz ve tahrip ihtimalinin günbegün farklı boyutlar kazandığını, dönem sonu kanlı hesapların kapatılmasına dönük ardışık provokasyon sürecinin kamçılandığını daha neyi ileri sürerek izah ve ifade edeceğiz?

Suriye’de 14 yılı bulan istikrarsızlık ve işgal sarmalında cephe üstüne cephe açılmaktadır. Komşu coğrafyalarda süregelen, bölge ve dünya siyasetini sürgüleyen, barış ve huzur ortamını süngüleyen kaotik iklim giderek sertleşmektedir.

Sınırlarımızın diğer alanlarını, özellikle Suriye’yi kapsam ve tesir alanına alan sıcak gelişmeleri evvelemirde akıl, sabır, sebat, sağduyu ve dikkatle takip etmek zorundayız.

"ESAD TÜRKİYE'YE KULAĞINI KAPATTI"

Esad, Türkiye’nin uzanan elini tutmamış, uzlaşma ve görüşme çağrılarına kulağını kapatmıştır. Toprakları gasp edilen, askerleri çatışma alanlarından kaçan, ülkesi deprem geçiren bir devlet başkanı kuyruğu dik tutma çabasındadır. Ülkesi baştan ayağa infaz ve istila edilmişken, Türk askerinin terör örgütleriyle mücadelesini hazmedemeyip devamlı geri çekilmemizi şart koşan Baas zihniyetinin bugünkü özeti, kabul edelim ki, tam bir rezalettir.

Bize göre hala vakit geçmiş değildir. Esad’ın, Türkiye’yle önşartsız temas ve diyalog kurması, normalleşme iradesi göstermesi önce kendi hayrına, sonra da ülkesinin çıkarınadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur.

Ancak vatan topraklarımızda gözü olanlara, yerinden çıkarılacak gözleri olan bu sırtlanların sırtını sıvazlayanlara tahammülümüz de söz konusu olamayacaktır. Suriye’den kaynaklanan bölücü terör musibeti tamamıyla gündemden çıkarılasıya kadar huzur ve barış ortamını tesis ettiğimiz sahaları boşaltmamız Anadolu coğrafyasını ateşe atmakla eşdeğerdir.

Esad rejiminin her şeyden önce bunu idrak etmesi lazımdır. En uzun sınıra sahip olduğumuz Suriye’nin istikrar ve güvenliğe kavuşması, iç otoriteyi tekrar kurması elbette samimi dilek ve temennimizdir.

Biz, Suriye’nin rehin alınmış, parçalanması hususunda ittifak sağlanamadığından dolayı icazetli ömrünün uzamasına tamam denilmiş mevcut statükosuna yatırım yapacak fırsatçılığa tenezzül edemeyiz.

Esad yönetimi aklını başına almalıdır. Mezhep taassubunu terk etmelidir. Düşmanı dost sayan, dostu da düşman gören ilkel ve ilkesiz siyasi dürtülerle arasına çizgi çekmelidir. Esad yönetimi kabuğuna çekilip uzun süre ayakta kalacağını düşünüyorsa biliniz ki, yanıldığını er veya geç anlayacaktır.

"SIRA MÜNBİÇ'TE"

ABD ve Rusya’nın verdiği hiçbir sözü tutmadığı ortadadır. 5 Mart 2020 Moskova Mutabakatı kısmen bir çatışmasızlık iklimi sağlamış olsa da, bu mutabakatı ihlal eden, İdlib’i kurcalayan, M-4 ve M-5 karayollarının çevresinde somutlaşan güvenlik koridorlarının işlevini sakatlayan,

Ayrıca sınırlarımızın hemen yanı başında yuvalanan terör örgütünün sökülüp atılmasından rahatsız olan DEM Parti’nin nerede duracağını henüz kestirememesi, terörle arasına mesafe koymaktan sürekli imtina etmesi yanlıştır, demokrasi ve hukuk dışı bir çarpıklıktır. Gelişmelerin Kürt kardeşlerimizle hiçbir ilgisi yoktur.

Tel Rifat’tan sürülüp çıkarılan canilerin kiralık katil sürüsü olduğunu sadece biz değil, şerefli Kürt kardeşlerim de itiraf edeceklerdir.

Bölücü terör örgütüne hayat haramdır. Tüm terör örgütleri bizim karşımızdadır.

Kürtler bizim canımız, PKK/YPG/PYD can düşmanımızdır. DEM, ya Türkiye partisi olacak ya da tükenmekten ve derdest edilmekten başka seçeneği kalmayacaktır.  Terör ya bitecek ve Türkiye bahara uyanacaktır ya da bölücü katiller son silahlı teröriste kadar tek tek canlı hedef olmaktan kurtulamayacaklardır.

CHP LİDERİNE: AĞZININ AYARI HEPTEN BOZULDU

CHP’nin bundan mustarip ve müşteki olduğunu bilmeyen yoktur.

Anladığımız ve gördüğümüz kadarıyla; CHP, fonlanmış medyası, yandaş sivil toplum kuruluşları ve sendikaları, DEM’lenmiş ortakları, kiralık kalemleri, dış bağlantıları, devlet ve bürokrasi içine gizlenmiş eski tüfek ayak takımı demokratik yollardan sonuç alamayacaklarına dönük ortak bir kanaat içine yuvarlanmışlardır.

CHP, halktan umudunu kesmiştir. Hemen seçim çağrıları yapsalar da CHP yönetiminin gözü başka kaşı başka oynamaktadır.

Her gün farklı kisveye bürünen çıkar gruplarının artan rekabetine, azgın hiziplerin çadır tiyatrosuna dönen CHP’nin demokrasi dışı arayışların düşünü kurduğunu ifade etmek hatalı değildir. Disiplinsiz teğmenleri savunan, Laik-anti laik kutuplaşmasını sahneye çıkaran,

Rejim değiştirmekten bahseden, ekonomik sorunları sistem ve devlet sorununa tahvil eden, ülkede istikrarsızlık ortamı varmış gibi iddiada bulunan, her dört gençten üçünün ülkemizden gitmek istediğini gafilce ileri süren, CHP’li belediyelerin vergi borçlarını ve SGK primlerini ödememesini dayatan, milletimizin hassasiyetlerini kaşıyan, sinir uçlarına basan ve sürekli hukuk ihlali yapan Özgür Özel ve ekibinin vesayet nöbeti tutmuş, ara rejim merakı sarmıştır.

CHP, genetik mirasına sarılarak eski hastalığının pençesine düşmüştür.

Özgür Bey, yolun yol değildir. Ağzının ayarı hepten bozuktur. Ne sözün söz, ne de siyasetin adam gibi siyasettir.

Eğer demokrasiyi kesintiye uğratacak yeni bir cunta hedefindeyseniz, ki buradan baktığımızda bunun pek çok delili vardır, o halde bunun sonuçlarına değil şahsınız, yedi ceddiniz en ağır şekilde katlanacaktır.

Biz ya silah ya siyaset derken, CHP’yi de ihmal etmediğimiz bilinmelidir.

Bu can bu bedende durduğu müddetçe, Cumhur İttifakı milletiyle yekvücut olduğu sürece darbe sevdalısı CHP’nin ve onun anti demokratik destekçilerinin göreceği rüya sadece kâbustur, sadece karanlıktır, sadece felakettir.

 

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...