Cumhurbaşkanı Erdoğan atılacak adımları açıkladı! Nerede zafiyet varsa neşter vurulacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan, infiale neden olan cinayetler ve cezasızlık algısına değindi, bir dizi önlemlerin alınacağını açıkladı. "Cezasızlık algısı ortadan kalkacak" diyen Erdoğan, MGK'da önemli adımlar atıldığını söyleyip "İki adım atmayı planlıyoruz. Yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı'nda kurulan bir birim bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacaktır" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti grup toplantısında önemli açıklamalarda bulundu. Polis memuru Şeyda Yılmaz'ın suç makinesi Yunus Emre Geçti tarafından öldürülmesi ardından Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'in vahşice öldürülmesi sonrası toplumdaki cezasızlık algısına değinen Erdoğan, atılacak adımlara dair bilgi verdi.
"Neşteri vuracağız" diyen Erdoğan MGK'da alınan iki aşamalı adımı şu sözlerle anlattı:
İki adım atmayı planlıyoruz. Yargı erkini güçlendirmek amacıyla Adalet Bakanlığı'nda kurulan bir birim bunlarla ilgili gerekli incelemeleri yaptıktan sonra savcıların ve hakimlerin dikkatine sunacaktır.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:
Dün 6-8 Ekim olaylarının 10. yıl dönümüydü. Bu olaylarda rolü olanlar Türk adaleti önünde hesap verip hakkettikleri cezayı aldılar. 6-8 Ekim olayları sözde demokratik olay gibi lanse edilirken onlarca insan ve mülk zarar gördü.
Bir elinde silah tutarak siyaset yapılmaz. Kobani olaylarının hukuki açıdan hesabı sorulmuştur.. Türkiye yüzyılında sırtını dağa yaslayan terör siyasetine yer yok. Elde silahla siyaset yapılmaz.
BAHÇELİ-DEM TOKALAŞMASI
Bölgemizin içinde bulunduğu atmosferi düşünerek daha fazla konuşmaya, uzlaşıya, diyalog zeminini genişletmeye ihtiyacımızın olduğu kanaatindeyiz. Siyasette farklı bir üslup görmek istiyoruz. Milletin faydasına olacak hiçbir konuda diyalogdan kaçınmayız.
MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin dün yaptığı açıklamaları takdirle karşılıyoruz. Cumhur İttifakı'nın uzattığı elin muhatapları tarafından da layıkıyla anlaşılmasını umut ediyoruz.
"VADEDİLMİŞ TOPRAKLARIN VARACAĞI YER HEZİMETTİR"
Yangına benzin dökenlerden değil söndürmeye çalışanlardan olduk ve aynı tutumu bugün de sürdürüyoruz.
(TBMM kapalı oturum) Her iki bakanımız da idrak kapıları açık olanlar için fotoğrafı tüm netliğiyle ortaya koydu. CHP Genel Başkanının yaptığı açıklamaları esefle karşıladık. Özel ucuz polemik peşinde koşuyor. Sayın Özel'den daha olgun bir tavır beklerdik. Daha düne kadar PYD ile ilgili çok iyimser cümleler kuranlara bazı gerçekleri anlatamayacağımızın bilincindeyiz.
Topraklarımız üzerinden ameliyat yapılmasına izin vermeyeceğiz.
Türkiye yayılmacı heveslerin, vatan topraklarına göz dikenlerin önüne geçecek kudrete sahiptir. Vadedilmiş toprakların varacağı yer hezimettir.
İsrail, siyonist terör örgütüdür. Vahşetin faili İsrail'dir ama batılı ülkelerin desteği ile katliam yapılmaktadır. Sahne önünde ateşkesten bahsedenler, sahne arkasında İsrail’e destek vermeye devam ediyor. Bu ABD’de böyle, Almanya’da böyle. Tüm Batı ülkelerinde aynı. Al birini vur ötekine. Hiçbirinin farkı yok.
Bu süreçte tarihin doğru tarafında yer alan ülkelerle her daim beraberiz.
Ülkemizde birileri Hamas'a terör örgütü iftirası atarken biz Hamas Filistin'in Kuvayı Milliyesi'dir dedik. 1 yıldır olduğu gibi biz herkes için barış istiyoruz.
Ülkemizde ekonomiyi büyütmek için gayret sarf ediyoruz. Biz her zaman kendi iç muhasebemizi yaptık. Toplumun nabzını tutma konusunda rakiplerimizden birkaç adım öndeyiz. Son dönemde yaşanan cinayetler üzülerek görüyoruz ki milletimizin kendini güvende hissetmemesine sebebiyet veriyor. 2018'den beri çok boyutlu krizlerin ve çatışmaların etkisiyle yaşadığı ekonomik sıkıntılar da bu tablonun parçası.
Cumhurbaşkanı olarak karşımızdaki bu fotoğrafı doğru ve tedbirleri almak vazifemizdir. Ekonomik sorunları çözme yolunda önemli aşama katettik. Yılın başında bu hissedileyecektir.
"CEZA İNFAZ HÜKÜMLERİ ELDEN GEÇİRİLECEK"
İnşallah sene başından itibaren rahatlama, insanımızın günlük hayatına da net bir şekilde yansımaya başlayacaktır. Sınır güvenliğimiz konusunda hem terör örgütleriyle mücadele hem komşu ülkelerle ilişkiler hususunda gayet iyi bir seviyeye geldik.
Toplumda güvenlik ve asayişin temini noktasında geçmişe ve birçok Avrupa ülkesine kıyasla çok iyi bir yerdeyiz. Ancak son dönemde ardı ardına gelen, bir polis memurumuzun şehit edilmesinden genç kızlarımızın vahşice katledilmelerine kadar bir dizi hadise, milletimizde haklı bir tepkiye yol açmıştır.
Onlarca suç kaydı olan kriminal tiplerin ellerini kollarını sallayarak ortalıkta dolaşması herkes gibi bizi de rahatsız ediyor. Pazartesi günü yaptığımız Merkez Yürütme Kurulu toplantımızda bu olayları enine boyuna değerlendirdik. Milletimizin sesine kulak vererek bu çerçevede bazı önemli adımlar atma kararı aldık.
İnsanlarımızın sokakta, evinde, iş yerinde hiçbir endişe duymadan hayatını güvenle sürdürebilmesini sağlamak için ne gerekiyorsa yapacağız. Emniyet teşkilatımız içinde bir zafiyet varsa neşteri vurup bunu gidereceğiz. Adalet sistemimizde tıkanıklık, yanlışlık varsa neşteri vurup Allah'ın izniyle onu da çözüme kavuşturacağız.
YAPILMASI ÖNGÖRÜLEN DEĞİŞİKLİKLER
- Belirli suçlarda infaz hükümlerinin, alınan cezanın yüzde 10'u cezaevinde geçirildikten sonra işlemeye başlaması sağlanacaktır.
- Mesela 5 suç kaydı olan birinin, diğer davalarının bitip sabıka kaydına işlenmesi beklenmeden tutuklu yargılanmasının önü açılacak.
- Tutukluluk süresi, kişinin işlediği suçlar ve alacağı cezalarla orantılı belirlenecek. Bu husus toplum vicdanını yaralayan belirli suçlar için geçerli olacak
- Bir diğer husus 6 yıldan az ceza alanların hiç cezaevine girmeden hayatını sürdürebilmesidir. Bu durumun önüne geçmek için 3 yıl ceza almış bir kişi yaklaşık 3,5 ay cezaevinde kalmadan, serbest kalmasıyla neticelenecek hükümlerden yararlanamayacaktır.
- Kanunların suçlu lehine işlemesi çarpıklığını düzeltecek ilk adım kurumsal düzenleme, 2'si seri suç işleyenlerin tutuklanmasının kolaylaştırılmasına yönelik.
Son dönemde medya organlarımız, özellikle reyting kaygısı ile basın ilkelerini umursamayan, son derece sorunlu bir yayın politikası izlemeye başladı.
KADIN HAKLARI
Muhalefetin kodlarına işlemiş çarpık bakış açısının değişmesi en büyük temennimiz. Kadın hakları konusunda elimizde su dökecek kimse yoktur. Kadına şiddetle mücadelede çağ atlattık .
AK Parti kadınları eşit görmüyor demek CHP'nin hakkı da haddi de değildir.
Sayın Özel bir taraftan kadına şiddetin engellenmesinden bahsederken, diğer taraftan da alkol ve içki tüketimini teşvik edecek vaatlerde bulunuyor. Ne demişler, bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu. Sayın Özel belki bilmiyor olabilir, fakat bir aşağılama ifadesi olarak kullandığı kahvedeki vatandaşlarımız şu hakikati çok iyi bilir: Tüm dünyada kadına ve çocuğa şiddetin en önemli sebeplerinden biri içki tüketimi, alkol bağımlılığıdır.
Kadını, çocuğu, aileyi mahveden evdeki şiddetin sebeplerinin en başında yine alkol geliyor. Yani alkol kullanımıyla mücadele, kadına yönelik şiddetle mücadelenin ayrılmaz bir parçasıdır. CHP Genel Başkanı Sayın Özel'e şunu tavsiye ediyorum: Şayet kadına yönelik şiddetle mücadeleye kendi tabirinle gerçekten iki eli havada katkı sunmak istiyorsan öncelikle rakı reklamı yapmaktan vazgeç, sonra da gel hükümetimizin münkeratla mücadelesine destek ol.
2012 yılında yürürlüğe giren 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile kararlılığımızı biz ortaya koyduk. Bakınız bu kanun ülkemizde kadına yönelik şiddetle mücadelede şimdiye kadar yapılmış en büyük devrimdir, tarihi bir kazanımdır.
Tüm illerimizde 82 şiddet önleme ve izleme merkezi, 112 kadın konukevi ve 418 irtibat noktası ile koruyucu ve önleyici hizmetler sunuyoruz. Aile içi şiddeti şikayete tabii olmaktan biz çıkardık. Ayrıca 2023 yılında yapılan bir düzenlemeyle boşanmış eşe karşı işlenen şiddetin cezası tıpkı nikahlı eşe karşı işlenen şiddet seviyesinde artırıldı. Dikkatinizi çekiyorum, bu düzenleme İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizden sonra yapılmıştır.
Daha önce de söyledim bugün tekrar vurguluyorum, İstanbul Sözleşmesi'nden çekilmemizin, kadın hakları ve kadınlara yönelik şiddetle mücadeleye en ufak bir menfi etkisi olmamıştır. Türkiye'de kadına yönelik şiddetin çelikten kalkanı, içerisinde sıkıntılı ifadeler bulunan söz konusu sözleşme değil, 6284 sayılı Kanun'dur. Bu konuda yürütülen propagandanın en küçük bir temeli, en küçük bir dayanağı ve haklılık payı yoktur. Şunun bilinmesinde de fayda görüyorum; şiddetsiz bir Türkiye için devletimizin tüm kurumları koordinasyon içinde çalışmayı sürdürecektir. Bilhassa kadına ve çocuğa yönelik şiddette zafiyet görüntüsüne asla izin vermeyecek, şiddete sıfır tolerans ilkesiyle mücadelemizi devam ettireceğiz.
Muhalefete rağmen omuz omuza yürüttüğümüz çetin mücadeleler sonucunda elde ettiğimiz hiçbir kazanımdan geriye gidişe müsaade etmeyiz.