Aybüke'nin madde bağımlılığından kurtuluş savaşı: Yaşadığım sahte dünyadan ezan sesiyle uyandım

13 yıl kullandığı uyuşturucudan kendini kurtarmayı başaran Aybüke Sevim Kıs, yeni bir hayata merhaba dediği YEDAM’da kendisi gibi ‘kurtuluş’ kararını veren gençlere ‘iyileşme koçu’ olarak destek veriyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Türkiye’de son yıllarda artan şiddet ve adli olaylar madde bağımlılığının ne kadar büyük bir artışta olduğunu net şekilde gözler önüne seriyor. Her gün uyuşturucu batağına saplanan gençlerin karıştığı hırsızlık, cinayet ya da sapkınlık haberlerini izliyoruz. Bir taraftan uyuşturucu bulabilmek için suç işleyen gençler, diğer taraftan yardım çığlığı ile bu illeten kurtulmaya çalışıyor. 13 yıl madde kullandıktan sonra bu bataklıktan çıkmayı başaran 28 yaşındaki Aybüke Sevim Kıs, şimdi Yeşilay Danışmanlık Merkezinde (YEDAM) kendisi gibi uyuşturucudan kurtulmaya çalışan gençlere rehber oluyor.
UYUŞTURUCUYA 13 YAŞINDA BAŞLADI
Aybüke’nin hikayesi de aslında uyuşturucu ile tanışan diğer gençlerden çok farklı değil. Anne babası şiddetli geçimsizlik sebebiyle ayrıldığı sırada 13 yaşındayken başlamış. “Annem babam sürekli kavga ediyordu. Evde şiddet eksik değildi. Mutsuz bir aile ortamımız vardı. Ayrılmalarına sevindim. Ancak içimde oluşan sevgi ve mutluluk hissini başka bir şeyle doldurmam gerekiyordu. Manisa’da arka mahallelerden birinde yaşıyorduk. Arkadaşlarımın çoğu uyuşturucu kullanıyordu. Kullandıkları zaman mutlu olduklarını görüyordum. Nasıl olsa bir şey olmaz diye esrarla başladım. İlk kullandığımda ‘işte adağım mutluluk bu’ dedim… Bunun sahte bir mutluluk olduğunu anlamam çok uzun sürmedi…” sözleriyle uyuşturucuyla tanışmasını anlattı Aybüke…
Esrarla başlayan hikâye daha sonrasında farklı kimyasal maddelerle ekstazi, eroin, kokain, taş, LSD ve sonunda metamfetaminle devam etmiş. Bu arada lisede Manisa’da kadın terziliği, üniversiteyi de İstanbul’da özel bir üniversitede moda tasarımı okumuş. Ancak madde kullanımı ve özel üniversitenin parasını yetiştiremediği için son iki ayında bırakmak zorunda kalmış.
TAM BİR BATAKLIK
Aybüke, maddeye ulaşmanın çok da zor olmadığını söylüyor. “İçicinin hem içici hem de kullanıcı arkadaşları oluyor. Bir şekilde bağlantı kuruyorsun zaten. En zor dönemler pandemi zamanıydı. Hem yapacak bir şey yoktu ve daha fazla kullanmaya başlamıştım hem de sokağa çıkma yasağında hiçbir şeye aldırmadan sokakta madde aramaya çıkıyordum.” Öte yandan maddeye para yetiştirmek o kadar kolay olmuyordu. “Maddeyi satın alabilmek için kendimizden veriyoruz tabii. Bazı şeyleri de göze alıyoruz. Mesela gasp, uyuşturucunun gramına ortak olabilmek için torbacılara alıştırdığımız arkadaşlarımız… Süreç bu şekilde ilerliyor. Herkes gibi bende de bu şekilde ilerledi. Çalıştığım dönemler de vardı. Bir hayalim vardı motor almak istiyordum. O zamanlar asgari ücret 1.600 TL idi. Ben 20 bin TL kredi çekmiştim. Bütün paramı maddeye yatırmıştım.”
AKIL SAĞLIĞIMI KAYBETMEK ÜZEREYDİM
Uyuşturucu kullandığı 13 yıl boyunca ruhsal sağlığının bozulduğunu söyleyen Aybüke o dönemi şöyle anlatıyor: Akıl sağlığımı kaybediyordum. Yani biraz daha devam etseydim artık bana şizofreni teşhisi koyacaklardı. Bedenimde, ağzımda yaralar çıktı. 49 kiloya düştüm. Yaşamıyordum sanki, ölü gibiydim.
ŞİZOFRENİNİN SINIRINDAN DÖNDÜM
13 yıl boyunca defalarca kendi kendine madde kullanmayı bırakmaya çaba gösteren Aybüke, şizofreninin sınırlarında gezindiği bir gün artık bu illetten kurtulmak için harekete geçmeye karar vermiş. “Kullandığım maddelerden dolayı artık halüsinasyon görüyordum. Kendimi bir odaya kapattım. Hiçbir şey yemeden, uyumadan günlerce orada kaldım. Etrafımda olduğunu sandığım insanlarla konuşuyordum sürekli. Gerçek dünyayla bağlantım kopmuştu. Zaman kavramım kalmamıştı. Günler sonra bir ezan sesiyle kendime geldim. O ezanı duyduğumda yaşadığım her şeyin sahte ve yalan olduğunu anladım. Etrafımdaki seslerin, insanların hepsi gitti. Gördüğüm, bana dokunan, benimle konuşan ama aslında olmayan. 6-7 gün boyunca hiç uyumadım ama o süre zarfında ezan sesini hiç fark etmemiştim. O anda zihnim açıldı ve kurtuluşu düşünmeye başladım. İkinci bir ezanı daha duydum. Sonrasında destek almaya karar verdim.”
DOKUNABİLDİĞİM HER HAYATLA DAHA DA İYİLEŞİYORUM
YEDAM’da tedavi gören Aybüke üç yıldır “temiz”. Şu anda YEDAM’da İyileştirme Koçu olarak görev yapan Kıs, şunları anlattı: Defalarca bırakma girişimim olmasına rağmen başaramamıştım. Toplum bizi dışlıyordu, bana ‘hapçı’ deniyordu; ama ben, ‘Bunlar yerine savaşçı denilsin’ dedim. Hayatım YEDAM’da anlam kazandı. Kendimi kurtarırken başkalarını da kurtarmak istedim. İyi insan kalabilmek için çaba gösteriyorum. Dokunabildiğim her hayatla birlikte daha da iyileşiyorum. Bağımlının en önemli ihtiyacı etrafında görebileceği daha önce kullanmış ve bırakmış kişiler.