Dünyanın ‘en uzun ömürlü köyü!’ Hastalık hiç uğramıyor: 80’inde vefat edene ‘erken ölüm’ diyorlar

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Dünyanın ‘en uzun ömürlü köyü!’ Hastalık hiç uğramıyor: 80’inde vefat edene ‘erken ölüm’ diyorlar
Sağlık Haberleri  / Türkiye Gazetesi

1934 yılında ölen Bitlisli Zaro Ağa öldüğünde 157 yaşındaydı. Onun doğup büyüdüğü topraklarda 100 yaşın altında vefat eden neredeyse yok. Peki, Bitlis’in Bağarası köyünde insan ömrünün uzun olmasının sırrı ne? Orada yaşayanlar hayatlarını nasıl sürdürdüklerini ve neyle beslendiklerini tek tek anlattı.

Asırlık ömürlük sakinleri olan Bitlis’in Bağarası köyünde hastalık da erken ölüm de yok. Kimi 90 kimi 100 kimi 120 yaşında. Öyle ki 80’inde ölenlere ‘erken ölüm’ diyorlar. 

ZARO AĞA 157 YAŞINA KADAR YAŞADI

Ekol TV'de yer alan habere göre; köyde daha önce yaşayan Zaro ağa; 10 Osmanlı padişahı, 5 başbakan, 1 cumhurbaşkanı gördü ve 157 yaşına kadar yaşadı. Bitlis’in Mutki ilçesine bağlı Bağarası köyünde doğup büyüdü. Köyün ünü onunla başladı. 1,5 asırlık ömrü bilim adamlarının da ilgisini çekti ve yaşarken pek çok Avrupa şehrine davet edildi. 96 yaşına geldiğinde 36 çocuğu vardı, torunlarının sayısı ise bilinmiyor. 

Dünyanın ‘en uzun ömürlü köyü!’ Hastalık hiç uğramıyor: var 80’inde vefat edene ‘erken ölüm’ diyorlar - 1. Resim

NE ŞEKER NE TANSİYONLARI VAR

Onun doğup büyüdüğü köyde herkes dünya ortalamasının çok üstünde yaşıyor. Üstelik şeker, tansiyon gibi hastalıklara da yakalanmıyorlar. 91 yaşındaki bir köy sakini uzun yaşamının sırrıyla ilgili “Sudan havadan… biz kendimiz ekin ekiyoruz, sebzemizi kendimiz yetiştiriyoruz. Tansiyonum da yok, şekerim de. Elhamdülillah sağlıklıyım” şeklinde konuştu. 

SARIMSAK, YOĞURT, GEZO PEKMEZİ…

Zaro ağa akrabalarına göre en çok sarımsak, yoğurt ve Bitlis’e has meşhur gezo pekmezi tüketiyordu. Köylülere göre bir diğer uzun yaşamanın sırrı, gilgil otu darısından yapılan ekmek ve çorba. 

Dünyanın ‘en uzun ömürlü köyü!’ Hastalık hiç uğramıyor: var 80’inde vefat edene ‘erken ölüm’ diyorlar - 2. Resim

GİLGİL OTU DA ŞİFA DEPOSU

Bir başka köy sakini ise gilgil otundan yapılan yiyecekleri yediğini söylüyor: “Havasından, suyundan bir de gıdasından… Gilgil otu yiyoruz biz aynı buğday gibi ama bunun tanesi beyaz. Yoğurt, sarımsak ve Bitlis’te toplanan otlar… Uzun yaşatıyor insanları. Ben pek ilaç kullanmıyorum, sadece bunları yiyorum. Otları ilkbaharda topluyorum, yağda pişirip öyle yiyorum. Çünkü bunlar hep doğal. İlaçlar da bu otlardan yapılıyor.”

Düzenleyen:  - Sağlık
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...