Günde 3 bin rapor yazan radyolog var! MR ve BT’de hizmet alımının “yan etkisi”

Tıbbi görüntülemede yıllardır süren dünya birinciliğini kimseye bırakmıyoruz. Türkiye’de yılda 16 milyon MR, 19 milyon BT çekiliyor. Günlük standart çekim sayısının üzerine çıkıldığında hem kalitesi düşüyor hem de görüntülerin raporlanması dış merkezlerde yaptırılıyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK'IN HABERİ - Yüksek tıbbi teknoloji gerektiren MR, BT, röntgen, ultrason gibi görüntüleme hizmetleri birçok devlet, üniversite ve özel hastanede hizmet alımı ile yürütülüyor. Taşeron olarak da adlandırılan bu hizmet alımının bazı hastanelerde yeterli şekilde denetlenememesi sebebiyle standart sayıların çok üzerinde çekim yapıldığını söyleyen Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol “Randevu sürelerini kısaltmak ya da hastane yöneticilerinin baskısı ile kâr odaklı yaklaşımlar sebebiyle genellikle çekim kalitesinin düşük olduğu çok sayıda çekim yapılıyor. Bu durum yanlış sonuçların elde edilmesinin yanında hastanın tedavisinin gecikmesine de sebep oluyor.
Yetersiz çekimler hem ihtiyaç duyan hastaların görüntülemeye erişim süresini uzatarak randevuları kilitliyor hem de hastanın kanser riskini artırıyor. Uygun gerekçelendirme yapılmadan çekilen iyonizan radyasyon içeren görüntülemeler halk sağlığını tehdit ediyor” dedi.
DÜNYA SAMPİYONLUĞU DEVAM EDİYOR
Türk Radyoloji Derneği tarafından Antalya’da düzenlenen 45.Ulusal Radyoloji Kongresi’nde MR ve BT çekimlerinin uzayan randevu süreleri ve çok sayıda çekim yapılmasının sebep olduğu sorunlara ilişkin Dernek başkanı Prof. Dr. Can Çevikol’la konuştuk… Avrupa Birliği Sağlık İstatistiklerine göre Türkiye, dünya genelinde MR uygulaması sıklığında birinciydi. Bu birinciliğin devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Çevikol “OECD’nin son açıkladığı verilere göre, bin kişiye düşen MR sıklığında Türkiye birinciliğini koruyor. Sağlık Bakanlığının 2021 yılı rakamlarına göre yılda 16 milyon 195 bin 684 MR, 19 milyon 400 bin 287 BT çekiliyor. Artan tetkik sayılarının arkasında yatan en önemli sebep hekimlerin hastalarına yeterli zamanı ayıramamaları. Bu yüzden birçok durumda radyolojik incelemeler, muayene yöntemi olarak kullanılıyor. Son yıllarda sayıları artan malpraktis davaları nedeniyle de risk almak istemiyorlar. Öte yandan hastalar da hekimden MR ya da BT talep ediyor hatta hekim yönlendirmiyorsa bu iş şiddete kadar varıyor” değerlendirmesini yaptı.
KONTROL HASTANE RADYOLOĞUNDA OLMALI
Radyolojik görüntüleme konusunda bütün hizmet alımı firmalarının zan altında bırakılmaması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Çevikol “Kontrol ve denetim hastane radyoloğunda olursa sorun yok. Günlük standart çekim sayısı ve çekimin niteliği hizmet şartnamesinde belirtilir ve bunun dışında kalacak fi rmaların teklif vermesi engellenirse bu mesele ortadan kalkar. Ayrıca bakanlık da merkezleri denetlemelidir. Çünkü günlük yapılan çekim sayıları, ne kadar doz verildiği, hangi hekimin ne kadar rapor yazdığı bakanlığa bildiriliyor. Hem merkezler denetlenir hem bu rakamlar incelenir hem de hekimlerden yapılan çekimlerin teşhise yardımcı olup olmadığı yönünde geri bildirim alınırsa bu sistem verimli işler” dedi.
TEŞHİS İNTERNETTEN KONUYOR
Türkiye’deki radyolog sayısının OECD rakamlarının çok altında kaldığını anlatan Prof. Dr. Çevikol “Nüfusumuza oranladığımızda şu an olması gereken sayı bunun 2-3 katı. Uzman yetersizliği yüzünden çekilen MR ve BT’lerin incelenerek raporlanması işlemi asistan hekimlere veriliyor ya da internet üzerinden hastayı görmemiş çok uzaklardaki hekimlere hatta radyolog olmayan hekimlere yönlendiriliyor. Değerlendirmenin raporda imzası bulunan radyologlar dışında, internet üzerinden üçüncü kişilere yaptırılması doğru teşhis konulmasını zorlaştırıyor; yanlış teşhislerin ortaya çıkmasına sebep olabiliyor. Bu dışarıda değerlendirilen görüntülerin raporları tekrar hastanede toplanıyor ve sorumlu radyoloğun adıyla hastaya veriliyor. Bir günde 3-5 bin rapor yazan radyologların olduğunu biliyoruz. Bu durumu çeşitli defalar gerekli mercilere bildirdik” diye konuştu.