Kansere ışık hızında tedavi! Yapay zekâ el attı, tümöre direkt ve hızlı radyoterapi

Yapay zekâ ışın tedavisine el attı. Yeni radyoterapi yöntemleri ile sağlam dokular hasar görmüyor. Işınların nokta atışıyla erken evre kanser tedavisinde tam iyileşme, ileri evrelerde ise hastalığın kontrol altında tutulması sağlanıyor.
ZİYNETİ KOCABIYIK - Bilim adamları halk arasında ışın tedavisi olarak bilinen radyoterapi alanında geliştirilen yeni bir teknikle, saniyeden çok daha kısa sürede verilen yüksek doz radyasyonla kanserli tümör hücresini öldürmeyi başardı. “Flash Radyoterapi” adı verilen bu metotla ışın tedavisinin en önemli yan etkilerinde biri olan kanser hücresinin yanı sıra sağlıklı dokuların da zarar görmesi önleniyor.
ÇIĞIR AÇAN GELİŞME
Dünyaca ünlü merkezlerde çalışmaları sürdürülen yeni radyoterapi tekniğinin kanser tedavisinde son derece önemli bir rolü olan ancak yan etkileri nedeniyle hastaların kaçındıkları ışın tedavisinde çığır açan bir gelişme olduğunu söyleyen Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği Başkanı Prof. Dr. Banu Atalar, “Hızından dolayı FLASH Radyoterapi olarak adlandırılan yöntem radyoterapideki en yeni tekniklerden biri. Henüz çalışmaları sürdürülüyor ancak son derece umut verici. Geleneksel radyoterapi uygulamalarında ışın tümöre daha uzun sürelerle gönderilirken, yeni yöntemde bir saniyeden bile çok daha kısa sürelerle ve çok yüksek radyasyon dozunda gönderilir. Böylece yüksek doz radyasyon kanserli hücreyi ortadan kaldırırken tümörün çevresindeki sağlam dokular korunmuş olur. Klinik ve klinik öncesi veriler doku hasarının yanı sıra mide ve bağırsak komplikasyonları ile diğer organlara verilen hasar gibi radyasyonlara bağlı yan etkilerden de korunabileceğini ortaya koyuyor” açıklamasını yaptı.
YAPAY ZEKÂ IŞIN TEDAVİSİNE DE EL ATTI
Türk Radyasyon Onkolojisi Derneğinin 16. Kongresi’nde (UROK 2025), radyoterapideki son gelişmeler hakkında bilgi veren Prof. Dr. Atalar, hayatın birçok alanında etkin olarak kullanılmaya başlayan yapay zekânın radyoterapide de tedaviyi olumlu yönde etkilediğini bildirdi. Prof. Dr. Atalar, “Yapay zekâ radyoterapiye öncelikle hız kattı. Büyük veride toplanan bilgiler sayesinde radyoterapi planlamaları saatler değil, dakikalar içinde yapılabiliyor. Her hasta için kişiselleştirilmiş tedavi planları oluşturuluyor. Tümör ve çevresindeki sağlıklı dokular daha net görüntüleniyor, hata payı azalıyor. Yapay zekâ ile tedavi sırasında bile anlık değişiklikler ve yeniden planlama mümkün hâle geliyor. Bu yönteme ‘adaptif’ tedavi deniyor. Aynı zamanda sağlık çalışanlarının iş yükü azalıyor, tedavi süreçleri kolaylaşıyor” dedi.
ERKEN EVREDE TAM İYİLEŞME
Kanser hastalarının yaklaşık yüzde 60-70’i tedavilerinin bir noktasında radyoterapiye ihtiyaç duyacağını söyleyen Prof. Dr. Banu Atalar “Radyoterapi, erken evre kanserlerde tam iyileşme sağlayabilirken, ileri evrelerde ise hastalığın kontrol altına alınması ve yaşam kalitesinin artırılmasında kritik rol oynuyor. Gelişen teknoloji sayesinde, stereotaktik radyoterapi (SRS/SBRT), yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT), proton tedavisi ve FLASH radyoterapi gibi modern teknikler, kanserli dokulara milimetrik hassasiyetle müdahale edilmesini sağlamaktadır. Bu yöntemler sayesinde tedavi etkinliği artarken, sağlıklı dokular çok daha iyi korunabilmektedir” diye konuştu.
TEK EKSİĞİMİZ PROTON TEDAVİSİ
Türkiye dünya standartlarında ilerliyor
Türkiye’deki radyoterapi merkezlerinin, artık gelişmiş görüntüleme sistemleri, otomatik planlama yazılımları ve yapay zekâ destekli cihazlarla dünya standartlarını yakaladığını söyleyen Prof. Dr. Banu Atalar bu durumun gurur verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Atalar hâlihazırda klinik kullanımda olan tek eksik teknolojinin, proton ve parçacık tedavileri olduğunu ifade ederek “Ancak bu alanda da çalışmalar sürüyor ve bazı merkezlerde proton tedavi ünitelerinin kurulması için somut adımlar atılıyor. Henüz Türkiye’de aktif olarak kullanılmayan, ancak yakın gelecekte hizmete girmesi beklenen proton tedavisi,radyasyonun sadece hedeflenen alana ulaşıp çevre organlara zarar vermemesi açısından önemli bir yenilik. Bu yöntem özellikle çocuk hastalarda, radyasyona dirençli tümörlerde, beyin tümörlerinde ve daha önce radyoterapi uygulanmış bireylerde önemli avantajlar sunabilir” değerlendirmesini yaptı.