Çağın gereklerine uygun mesleki eğitim: Girişimcilik ve meslek ahlâkı

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Çağın gereklerine uygun mesleki eğitim: Girişimcilik ve meslek ahlâkı

Teknoloji Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Çocuklarımızın erken yaşlarda ilgi, yetenek ve kişilik özelliklerine uygun bilgi becerilerinin geliştirilmesi için uğraş veriyoruz. Geleceğimiz olan çocuklarımızın hayata hazırlanmasını ve çeşitli sektörlerin ihtiyaç duyduğu nitelikte iş gücünün yetiştirilmesini istiyoruz.

Mesleki bilgi ve becerilerin çağın gereklerine uygun şekilde güncellenmesi için çabalıyoruz. Çocuklarımızın eğitim ve öğretim sırasında girişimcilik, meslek ahlâkı, iş sağlığı ve güvenliği, sosyal ve çevresel sorumluluk konularını özümseyip iş alışkanlığı kazanmalarını kısaca istihdama hazır olmalarını arzu ediyoruz. En değerli varlık olan insanın kıymetinin ortaya çıkarılması için gayret ediyoruz. Tecrübe ve gelişim, sürekli hale gelsin diyoruz. Küresel sorunlar, “iyi bir gelecek için mesleki eğitim”in şart olduğunu gösteriyor.

Mesleki eğitim denilince aklımıza 1171’de Azerbaycan’ın Hoy kasabasında doğan Ahi Evran’ın sözleri geliyor: “Hak ve sabır dileyip bize gelen bizdendir. Akıl ve ahlak ile çalışıp bizi geçen bizdendir.” Ahilik teşkilatı, Selçuklu ve Osmanlı’da mesleki eğitim alanlarında önemli görevler üstlenmiştir. Sultan II. Mahmud döneminde mesleki eğitim kurumlarının gelişmesine hız verilirken Sultan II. Abdülhamid döneminde meslek okullarının ülke çapında yaygınlaştığını görüyoruz. Savaşlar, iktisadi krizler ve siyasi çalkantılara rağmen mesleki ve teknik eğitimin 18. yüzyılın son çeyreğinde ivme kazandığı kayıtlarda görülüyor. Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarında eğitim, ciddi bir darbe alıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte mesleki ve teknik eğitim, kendini daha fazla hissettirmeye başlıyor. 28 Şubat sürecinde meslek liselerine yönelik katsayı uygulaması, mesleki eğitimi olumsuz yönde etkiledi.

1998-2010 yılları arasında uygulanan katsayı farkının YÖK tarafından kaldırmasına rağmen 2019’a kadar halkın meslek liselerine bakışı değişmedi. 2019 yılında açılan ASELSAN ve İTÜ MTAL okullarıyla birlikte yüzde birlik dilimden dahi öğrenciler meslek liselerini seçmeye başladı. Burada elde edilen başarı daha sonra İstanbul Havalimanı, Teknopark İstanbul, Şile Ayet Azer Aran Savunma Sanayi, Demirören Medya, Büyükyalı, Enerjisa İstanbul, Mehmet Rıfat Evyap, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, YTÜ Maçka, Baykar Milli Teknoloji MTAL vs. şeklinde yeni meslek liseleri ile liste uzayıp gidiyor. Başta sanayicilerin olumlu yaklaşımları olmak üzere basın yayın kuruluşlarının mesleki eğitim içeren pozitif haberler yapmaları ve yeni okulların açılması ile birlikte artık 500 tam puan alan öğrenciler bile bu okulları seçmeye başladı.

Görünen o ki mesleki eğitim, önümüzdeki günlerde 1998 öncesi gibi tekrar altın çağını yaşayacak. Öncelikle meslek liselerinde eğitim çeşitlerinin iyi anlaşılması gerekiyor. Farklı meslek lisesi türleri, öğrencilerin daha etkili bir şekilde mesleki becerilerini geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bu okullar sayesinde yetişen çocuklar, ülkemizin iş gücü kalitesini artırıp Türkiye’nin kalkınmasında çok önemli rol oynayabilir.

Çağın gereklerine uygun mesleki eğitim: Girişimcilik ve meslek ahlâkı - 1. Resim

NİÇİN MESLEKİ EĞİTİM?

Mesleki eğitim ile öğrenciler doğuştan gelen bir şeyi anlama veya yapabilme niteliği, istidadı, kabiliyeti, kudreti gibi konularda kendilerini tanıma fırsatını yakalıyor. Akranlarıyla birlikte dokunarak, deneyerek ve bazen hata yaparak öğreniyorlar. Meslek hayatları için erken yaşta gerekli bilgi, beceri ve yetkinlikleri kazanıyorlar. Öğrenciler, daha fazla uygulama ve etkileşim içinde oluyor. İş dünyası için beceriler kazanıyorlar. Mesleki yetkinlik elde ediyorlar. Nitelikli iş gücü oluşuyor. İş piyasasının aradığı özel beceriler gelişiyor. Üretkenlik ve verimlilik artıyor. Bütün bunlar, ekonomik büyümeyi destekliyor. Erken yaşta kazanılan mesleki beceriler, çocuklarımızın kendilerine güvenlerini artırıyor. Mesleki eğitimle artan ekonomik büyüme, toplumsal refahı artırıyor.

Sektör temsilcileri, kabiliyetli ve iyi yetişmiş insan kaynağına olan ihtiyaçlarını sürekli dile getirmektedir. Gelişmiş ülkelerin ekonomik kalkınmalarında mesleki eğitimin kilit rol üstlendiğini görüyoruz. Meslek liselerinde 50’nin üzerinde alan ve 100’ün üzerinde dal bulunuyor. Her meslek lisesinde faklı alanlarda eğitim ve öğretim gerçekleştirilerek öğrencilerin ilgili konularda teknik bilgi ve iş becerileri elde etmesine fırsat sunuluyor. Öğrenciler meslek sahibi olmalarının yanında isterlerse üniversiteye de devam edebiliyor. Mesleki eğitim, ülkelerin sanayi ve teknolojide gelişmesine katkı sağlamaktadır.

Çağın gereklerine uygun mesleki eğitim: Girişimcilik ve meslek ahlâkı - 2. Resim

MESLEK LİSELERİNİN ÇEŞİTLİLİĞİ 

Farklı bölgelerde yaşayan ve eğitim seviyeleri değişken kişiler ile görüştüğümüzde mesleki eğitim veren okulların yeterince anlaşılamadığına şahit oluyoruz. Meslek liseleri konu olduğunda toplumda genellikle “Anadolu Meslek Programı” uygulayan okul türleri anlaşılıyor. Mesleki eğitimin geliştirilmesinde öncelikle mesleki öğretim türlerinin kamuoyu tarafından iyi anlaşılması önemlidir. Ülkemizde 4 çeşit meslek okulu programı uygulanmaktadır: Açık Meslek Lisesi (MAÖL), Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM), Anadolu Meslek Programı (AMP) ve Anadolu Teknik Programı (ATP). Ülkemizdeki sektörlerin ihtiyaçları incelendiğinde okulların çoğunluğunun AMP ve MESEM programı uygulamasına ihtiyaç duyduğu gözükmektedir. İnsan kaynağının verimli değerlendirilmesinde ve yetiştirilmesinde bu meslek lisesi türleri önem kazanmaktadır. Sektörün aranan ana eleman kaynağı için MAÖL, MESEM ve AMP iyi bir tercih olabilir. Lise düzeyinde mesleki eğitim İSO, İTO, ATO, MÜSİAD gibi sivil toplum kuruluşları tarafından destekleniyor. Bu okul türlerini biraz daha açıklamak gerekirse;

Anadolu Teknik Programı (ATP): Bu programda bir mesleğe yönelik bilgi ve becerilerin yanında matematik, fizik, kimya ve biyoloji dersleri ağırlıklı olarak verilmektedir. Anadolu teknik programı 12. sınıfında yer alan akademik destek kapsamındaki dersler; öğrencilerin hedefledikleri yükseköğretim programları doğrultusunda ilerlemelerine imkân sağlamaktadır. Anadolu teknik programına devam eden öğrenciler, 12’nci sınıfta alan ayrımı yapılmaksızın akademik destek paketine göre gruplara ayrılabiliyor. ATP öğrencileri; mesleki bilgi, beceri, tutum ve davranışlarını geliştirmeleri; iş hayatına uyum, gerçek üretim ve hizmet ortamında yetişmek ve okulda olmayan tesis, araç-gereci tanımak amacıyla işletmelerde 40 iş günü uygulama eğitimi görmektedir.

Anadolu Meslek Programı (AMP): Bu programda bir mesleğe yönelik bilgi ve becerilerin yanında genel bilgi içeren dersler de yer almaktadır. AMP’ye devam eden öğrenciler, 12. sınıfta seçmeli meslek dersleri ile birlikte işletmelerde 3 gün işletmelerde beceri eğitimi görmektedir. Kamuoyunda meslek lisesi denildiği zaman genellikle AMP programı uygulayan okullar anlaşılmaktadır.

Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM): Mesleki Eğitim Merkezlerinde öğrenciler, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hedefledikleri meslek alanında hem çalışarak hem de okuyarak eğitim alır. Haftanın bir gününü okulda, 4 gününü iş yerinde geçirirler. Asgari ücretin %30’u kadar ücret alırlar. Üçüncü yılın sonunda öğrenciler, kalfalık sınavına; dördüncü yılın sonunda ise ustalık sınavına alınır. Başarılı olanlara belge verilir. Son sınıfta ise asgari ücretin yarısı kadar ücret almaya başlarlar. Öğrenciler, fark derslerini tamamlayarak lise diploması almaya hak kazanır. MESEM’den mezun olanlar, ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda kişilik özelliklerini ortaya çıkarabilecekleri, başarılı ve mutlu olabilecekleri bir mesleği seçebilir. Meslekler hakkında doğru bilgilendirme ve eğitim sistemi ile çalışma hayatı arasındaki ilişkinin güçlendirilmesi, ülkemizin insan kaynağının geliştirilmesi açısından büyük önem arz ediyor. Özetle Mesleki Eğitim Merkezleri, ülkemizin meslek sahibi insan ihtiyacını karşılıyor. 

Meslekî Açık Öğretim Liseleri (MAÖL): Mesleki Açık Öğretim Lisesi, yapısı ve işleyişi bakımından örgün eğitimden farklılık göstermektedir. Program içeriği, örgün eğitimdeki meslek liseleri ile eş değerdir. Eğitim uzaktan öğretim ile gerçekleştirilirken mezuniyet, ders geçme ve kredi sistemine dayanmaktadır. Öğrencilere yaygın eğitim verilmesine karşın becerilerini geliştirmelerine yardımcı olmak amacıyla meslekî dersler, genellikle örgün meslekî eğitim kurumlarında yüz yüze verilmektedir.

Örnekleri az da olsa İTÜ MTAL gibi erken mühendislik eğitimi veren okulların programa dahil edilmesi, mesleki eğitim algısının olumlu yönde değişmesine ve üniversitelerin ön eğitim almış, teknik donanımlı öğrencilere kavuşmasına katkı sağlanmaktadır. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli ile meslek lisesi öğrencileri çok daha büyük başarılara imza atmaya adaydır.

Çağın gereklerine uygun mesleki eğitim: Girişimcilik ve meslek ahlâkı - 3. Resim

VARLIK YÖNETİMİ

Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etkileri sebebiyle kaynakların verimli kullanılması önemli bir konu haline gelmiştir. Kurum ve kuruluşlar, insan kaynağı başta olmak üzere maddi ve maddi olmayan varlıkların en verimli şekilde yönetilmesi için çalışmaktadır. Yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi teknolojiler, bu alanda önemli katkılar sağlıyor. Bir yılda 8760 saat var. Eğitim kurumlarındaki bir atölye, yılda kaç saat ve ne kadar verimlikte kullanılıyor? Bu soruyu hepimiz kendimiz için sorabiliriz. Bir okul müdürü, idarecisi olduğu okulun arsa, bina ve eşya değerlerini çıkarıp öğrenci sayısına bölerek bir mali tablo çıkarabilir. Öğrenci başına düşen yıllık maliyet nedir? Verimlilik için bu soruların cevabı son derece önemlidir. İhtiyaç halinde okulların diğer okulların atölyelerini veya sektör atölyelerini kullanmaları kaynak verimliliği adına son derece önemlidir. Geçtiğimiz günlerde Avrupa Denizcilik Günü sebebiyle davetli olarak gittiğim Bulgaristan’da liman işletmesi eğitim tesislerini ziyaret ettim.

Denizcilik eğitimlerinde verimlilik adına kullanılan atölyeleri ve teknik personeli bünyelerinde bulundurduklarından bahsettiler. Örneğin çok pahalı olan simülasyonları bir öğrenci sadece birkaç saat kullanabiliyor. Verimlilik adına okullar ve kurslar bu merkezleri ortak kullanıyor. Ülkemizde denizcilik eğitimlerinde kullanılan simülasyon merkezlerinin her okulda ayrı ayrı kurulmasının istenmesi ve bunların yıllık kullanım saati düşünüldüğünde ortaya israf kelimesiyle izah edilecek çok büyük rakamlar çıkıyor. Teknolojideki hızlı değişim, atölyelerin güncelliğini kısa sürede kaybetmesine yol açabiliyor. Sektörün kendini güncellemesi için atölyelerini sürekli yenilemesi gerekebiliyor. Atölyelerini haftanın belli gün ve saatlerinde açan işletmeler sayesinde öğrenciler, gerçek hayattaki şartlarda eğitim alabiliyor. Sektör, nitelikli insan kaynağı için ayağına gelmiş öğrencilere iş teklifi yapabiliyor. Bu sebeple öğrencilerin haftada bir gün sektörde iş başı eğitimi yapması her iki taraf içinde cezbedici olabilir. Günümüzde teknolojinin hızlı değişimiyle birlikte farklı ortak çözümlerin masada tutulmasında fayda var. Bu arada sigortadan zaman planlamasına kadar tüm süreçlerin yazılımlar ile otonom olarak yapılması, yöneticilere zaman kazancı sağlayacaktır.  Böylelikle yöneticiler, klasik işleri yapmak yerine öğrencilere daha çok rehberlik hizmeti sunacaklardır.

Prof. Dr. Hüseyin Toros
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve İTÜ MTAL Müdürü

Düzenleyen:  - Teknoloji
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...