Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları

Düzenleyen: / Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları
Yapayzeka, Haber

Teknoloji Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Dijital eğitim, bilgisayar, akıllı telefon ve tablet gibi cihazları internet aracılığıyla kullanarak gerçekleştirilir. Bu sayede öğrenciler, öğrenim malzemelerine her yerden ve her zaman kolayca erişebilirler.

Dünya genelinde ilköğretim, ortaöğretim, yükseköğretim ve diğer eğitim seviyelerinde yaklaşık 1,5 milyar öğrenci bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler raporuna göre, 5-14 yaş arasındaki çocukların %91'i okula gitmektedir. Bu oran ülkeden ülkeye değişiklik göstermektedir. Eğitime erişimdeki fiziksel zorluklar, bilgi kaynaklarına erişimin kolaylaşması sayesinde önemli ölçüde aşılmaktadır. Eğitimde, kariyer planında, iş hayatında dijital dönüşümün sağlayacağı katkı üzerine biraz kafa yormak gerekiyor.

Eğitimin geleceği hakkında birçok fikir ve tahmin öne sürülmektedir. Teknolojinin hızla gelişmesi, iş dünyasındaki değişiklikler ve öğrencilerin ihtiyaçlarındaki farklılıklar, eğitim alanında yeni yaklaşımların benimsenmesine yol açmaktadır. Veriler her alanda hızla artmaktadır. Bilgisayar teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte veriyi işleme yöntemleri çoğalmakta ve eğitimde dijital ortamların kullanımı hızla artmaktadır. Öğrenciler, öğrenmeyi daha eğlenceli ve etkili kılan dijital öğrenme ortamlarına daha fazla erişebilmektedir. Her öğrencinin doğuştan gelen yetenekleri ve çevre koşulları farklı olduğundan, her birinin öğrenme tarzı ve hızı da farklılık göstermektedir. Yapay zekâ kullanımı ile eğitimde her öğrenciye özel öğrenme planları hazırlanabilmektedir. Yazılımlar sayesinde öğrenme süreçlerinde sunulan fırsatlar artmakta ve öğrenme yolları bireyselleştirilmektedir.

Eğitimde dijital ürünler her geçen gün daha önemli hale gelmektedir. Dijital teknolojileri kullanan ve dijital becerilerini geliştiren öğrenciler doğal olarak daha avantajlıdırlar. Dijitalleşme ile birlikte hayat boyu öğrenme de ön plana çıkmıştır. Öğrenme süreci artık sadece okul yılları ile sınırlı kalmayıp, hayat boyu devam etmektedir. Hayat boyu öğrenme sayesinde sosyal ve ekonomik statü farkları ortadan kalkmakta, evde, işte ve hayatın her alanında herhangi bir engel olmaksızın eğitim sürdürülebilmektedir. İsteyen herkesin bilgi ve becerilerini geliştirebilmesi mümkün hale gelmektedir.

Dijital süreçte elde edilen bilgi ve tecrübeler; meslekî, akademik, kültürel ve rehberlik alanlarında herkesin ulaşabileceği ortamlara dönüşüyor. Dünyanın fiziksel sınırları ortadan kalkıyor; isteyen, dünyanın öbür ucundaki bilgi ve tecrübeye ulaşabiliyor. Dijital öğrenme sürecinde elbette ki bazı sıkıntılar bulunmaktadır. Örneğin, yaşa ve fiziksel gelişime bağlı olarak verilmesinde fayda olan bilgilere erişimin bir süre sonra heves duygusunu azaltabilmesidir. Eğitimde yatay ve dikey öğrenmenin birbirine karıştırılması sıkıntı doğurabilmektedir. Ebeveynlerin çocuk psikolojisini bilmeden eğitime fazla müdahil olmaları, çocuklarını yarış atına dönüştürme gibi çeşitli sorunlar dijital dünyada daha fazla görülebilmektedir. Bu nedenle eğitim, öğrencilerin yeteneklerine bağlı olarak kişisel ve meslekî gelişimlerini destekleyecek şekilde tasarlanmalıdır. Hızlı bir süreç devam ediyor. Hızlı gelişim ve değişim, ifrat ve tefrite kaçılmadan öğrencinin fiziki ve ruhî boyutu ile birlikte daha faydalı olacaktır.

Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları - 1. Resim

YAPAY ZEKA VE EĞİTİM

Yapay zekâ içeren uygulamalar her alanda olduğu gibi eğitim alanında da giderek daha fazla kullanılmaya başlanmıştır. Yapay zekâ uygulamaları, öğrencilerin öğrenme üsluplarını inceleyerek onlara uygun öğrenme malzemeleri ve yöntemleri ile daha kişiselleştirilmiş bir öğrenme deneyimi sunabilmektedir. Bu uygulamalar, öğretmenlerin öğrencilerin ihtiyaçlarına daha iyi cevap vermelerine yardımcı olmaktadır. Öğrencilerin başarı ve başarısızlıklarını takip ederek güçlü ve zayıf yönlerini belirleyebilmektedir. Eğitimde geri besleme son derece önemlidir. Sistemler, öğrencilerin cevaplarını ve davranışlarını inceleyerek hatalarını belirleyebilmekte ve bu hataları düzeltmeleri için tavsiyelerde bulunabilmektedir. Böylece öğrencilerin öğrenme süreci hızlanabilmektedir. Öğrencilerin daha iyi anlaması sağlanarak eğitim zamanı ve mekânı daha verimli kullanılabilmektedir. Yapay zekâ ile desteklenen uygulamalar, öğretmenlerin öğrencileri daha iyi tanımalarına ve zamanlarını daha verimli bir şekilde kullanmalarına yardımcı olabilmektedir.

Yapay zekâ teknolojisi ile geliştirilen uygulamalar, sınıf içinde öğrencilerin ödevlerini ve sınavlarını otomatik olarak ve daha nesnel bir şekilde değerlendirebilir. “Her nimetin bir külfeti vardır” atasözümüzün de ifade ettiği gibi, yapay zekâ uygulamaları ile öğrencilerin öğrenme tarzları ve başarılarının takip edilmesi, hak ve gizliliklerini korumayı zorlaştırabilir. Her alanda olduğu gibi eğitim teknolojilerinin de hızlı gelişimi, değişen iş gücü talepleri ve öğrencilerin ihtiyaçlarına göre şekillenecektir. Kişiselleştirilmiş öğrenme ile öğrencilerin öğrenme üslupları ve ihtiyaçlarına uygun malzeme ve yöntemler sunulabilmektedir. Çevrimiçi eğitimler ile eğitim malzemelerine ve kaynaklarına kolayca erişebilme, öğretmenlerle ve diğer öğrencilerle çevrimiçi olarak iletişim kurabilme ve öğrenme faaliyetlerini zaman ve mekândan bağımsız olarak gerçekleştirme imkânı sağlanmaktadır. Yapay zekâ uygulamaları ile küresel ölçekte akran zenginliği sağlamak daha kolay olabilir. Böylelikle öğrencilerin takım çalışması ve proje tabanlı öğrenme iş birliği artacaktır. Gelişen teknolojiler, öğrencilerin iş birliği becerilerini geliştirmelerine ve sosyal becerilerini kullanmalarına yardımcı olabilmektedir.

Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları - 2. Resim

EĞİTİMDE FIRSAT EŞİTLİĞİ

Kendini iyi yetiştirmiş ve yetenekli öğretmenlerin her yerde olamaması eğitimin önündeki önemli bir engeldir. Fakat şimdilerde, zaman ve mekândan bağımsız olarak dünyanın her yerinde bilgi kaynaklarına erişebilenlerin sayısı hızla artmaktadır. Öğrencilerin yetenekleri, sosyal ve ekonomik durumları veya etnik kökenleri nedeniyle eğitimde ayrımcılık ve farklı muameleler her geçen gün azalmaktadır. Önümüzdeki yıllarda, dünyanın en ücra yerinde yaşayan fakat kendini çok iyi yetiştirenlerin sayısı hızla artacaktır. Kendini iyi motive eden, güdüleyen ve harekete geçiren çocuklar, toplumsal ve ekonomik geriliğe rağmen dijital fırsatlar ile kendilerini yarınlara çok iyi hazırlayacaklardır. Eğitimde fırsat eşitliği için dijital teknolojilerin sağladığı imkânlar önemlidir. Bu imkânlar sayesinde öğrenciler mekândan bağımsız olarak eğitim kaynaklarına erişebilir ve öğrenme sürecinde daha etkili bir rol oynayabilirler. Ancak dijital teknolojilerin eğitimdeki rolü sadece bilgiye erişimle sınırlı değildir. Teknolojinin kullanımı, öğrencilerin üretken düşünme, problem çözme ve iletişim becerilerini de geliştirmelerine yardımcı olabilir. Bu nedenle, eğitimde teknolojinin dengeli bir şekilde kullanılması ve öğrencilerin dijital okuryazarlıklarının geliştirilmesi önemlidir.

Dijital dönüşüm ve gelişen teknolojiler, eğitim fırsatlarının daha geniş bir kesime ulaşmasını sağlamıştır. Dezavantajlı ailelerin çocukları da artık internet üzerinden eğitim kaynaklarına erişebilmekte ve bilgiye ulaşma imkânına sahip olabilmektedirler. Bu durum, eğitimde fırsat eşitliğini artırmakta ve dezavantajlı konumda olan öğrencilerin de kendilerini geliştirebilmelerine olanak tanımaktadır.

Başarıda iç imkânların daha etkili olduğuna inanmak, öğrencilerin kendilerini geliştirmek için iç motivasyonlarını artırmaktadır. Başarıda genel olarak iç imkânların %75, dış imkânların %25 etkili olduğuna inanabilen ve sorunları şikâyete değil projelere dönüştürebilenler, kendilerini daha iyi yetiştiriyorlar. “Atı alan Üsküdar'ı geçti” atasözümüzdeki gibi, dijital dönüşümle birlikte günümüzde dış imkânları şikâyet eden büyük topluluklara rağmen, kendini iyi motive edebilen çocuklarımız hızla başarıya ulaşıyorlar. Eğitimde kendini iyi yetiştirebilen öğrenciler, kendi başarılarıyla birlikte yaşadıkları toplumun da kalkınmasına katkı sağlayabilirler. Bu nedenle, bir eğitimci olarak gençlere kendi potansiyellerine odaklanmalarını ve gelişimlerini sağlamalarını öneriyorum. Böylelikle hem bireysel başarılarına ulaşabilirler hem de toplumun ilerlemesine katkıda bulunabilirler.

Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları - 3. Resim

EĞİTİMDE AKRAN ZENGİNLİĞİ VE TEKNOLOJİNİN ROLÜ

Eğitim sürecinde akran zenginliği, öğrencilerin karakterlerinin şekillenmesinde ve topluma yararlı bireyler olarak yetişmelerinde önemli bir rol oynar. Saygı, dürüstlük, sorumluluk, hoşgörü, duygudaşlık ve adalet gibi değerler, birlikte yaşanılarak kazanılır. Teknoloji, eğitim sürecinde öğrencilerin öğrenmelerini daha etkili ve verimli bir hale getirmeye yardımcı olabilir. Dijital araçlar sayesinde öğrenciler, öğrenme malzemelerine daha kolay ve hızlı erişebilirler. Özelleştirilmiş eğitim malzemeleri, öğrencilerin öğrenme stillerine ve hızlarına göre ilgi çekici hale getirilerek, öğrenme sürecini daha etkileşimli ve motive edici kılabilir. Teknolojinin kullanımı ile öğretmenler, eğitim malzemelerini daha kolay düzenler ve öğrencilerin ilerlemelerini daha kolay takip edebilirler. Video, animasyon, simülasyon, artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklik ve diğer etkileşimli öğrenme araçları, hem öğretmenlere hem de öğrencilere öğrenmeyi daha keyifli hale getirir.

Dijital dönüşümle eğitimin geleceği: Kişiselleştirilmiş öğrenme yaklaşımları - 4. Resim

DEĞERLERİNİ KORUYAN VE TEKNOLOJİYİ GELİŞTİREN BİR DÜNYA

Bir toplumun sürdürülebilirliği için her bireyin sorumlulukları vardır ve bu sorumluluklar, toplumda barış ve uyumun sağlanması için hayati önem taşır. İnsanlar, diğer canlılardan farklı olarak kültür ve ahlaki değerleri öğrenme yeteneğine sahiptir. Kültürel ve ahlaki değerler, insanların bir arada huzurlu ve mutlu bir şekilde yaşamasına yardımcı olur.

Millî ve manevî eğitim, bu değerlerin aktarılmasında önemli bir rol oynar. Eğitim sistemi, öğrencilere sadece akademik bilgi ve beceriler sağlamakla kalmaz, aynı zamanda millî ve manevî değerlerin anlatılmasına ve öğrencilerin karakter gelişimine katkıda bulunur. Öğrencilere sorumluluk, adalet, saygı, hoşgörü, merhamet, sabır, özveri, sadakat ve dürüstlük gibi insani erdemler öğretilir. Bu değerler, öğrencilerin ruhsal ve ahlaki gelişimine yardımcı olur ve onları topluma karşı sorumluluk sahibi bireyler haline getirir. Millî ve manevî eğitim, aynı zamanda öğrencilere kendilerini, diğer insanları ve çevreyi saygılı bir şekilde değerlendirmeyi öğretir. Bu, insanların insani değerleri anlamalarına ve yaşam amaçlarını keşfetmelerine yardımcı olur. İnsanların sadece kendi çıkarlarını değil, aynı zamanda toplumun genel çıkarlarını da gözetmelerini sağlar.

Teknolojik gelişmeler, insanların hayatlarını kolaylaştırır ve savunmalarını güçlendirir. Ancak, insanların fiziksel bedenleri kadar ruh ve nefisleri de önemlidir. Bu nedenle, millî ve manevî eğitim, öğrencilerin ruhsal boyutunda gelişmelerine yardımcı olur ve onların kendilerine, diğer insanlara ve çevreye saygılı bir tutum geliştirmelerine katkıda bulunur. İnsanların millî ve manevî değerleri öğrenmeleri ve bu değerlere uygun hareket etmeleri, toplumun huzur ve mutluluğu için önemlidir. Millî ve manevî eğitim, öğrencilerin akademik ve meslekî becerilerinin yanı sıra ahlaki değerlerinin gelişimini de destekler.

Sonuç olarak, insanların mutlu, huzurlu ve başarılı bir hayat sürdürmeleri değerlerini korumalarına ve teknolojik gelişmişliklerine bağlıdır. Mutluluk ve huzur, aile ve arkadaş ilişkileri, sağlıklı bir yaşam tarzı, kişisel gelişim ve tatmin edici bir iş gibi birçok farklı faktöre dayanır. Başarı ise, kişinin yetenekleri ve tutkuları ile uyumlu bir kariyer seçimi yapması, eğitim ve deneyim kazanması ve hedeflerine ulaşmak için çaba harcaması gibi faktörlere bağlıdır. Teknolojik gelişmeler ve maddi değerler, insanların hayat kalitesini artırabilir; ancak bu, mutluluk, huzur ve başarı için tek başına yeterli değildir. Ayrıca, teknolojik gelişmelerin sosyal medya bağımlılığı gibi bazı olumsuz etkileri de olabilir. Özetle, değişim dönemlerinde çok hızlı yol alınabilir. Bugünler, ülkemiz için eğitim adına önemli başarılara gebe gözüküyor.

Prof. Dr. Hüseyin Toros
İstanbul Teknik Üniversitesi Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi ve İTÜ MTAL Müdürü

Düzenleyen:  - Teknoloji
Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...