40 yıl sonra ben (sen)... - Asıl endişeyi bilsen  

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
40 yıl sonra ben (sen)... - Asıl endişeyi bilsen  
Yaşam Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Asıl endişeyi bilsen! - Peki ne yapayım? - Her şeye dört dörtlük sarıl. Fakat endişeleri bir kenara bırak.

ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI -  Kolay mı? Biliyorsun işte. Sen de yaşadın. Kolay mı endişeleri kenara bırakmak? 

- Yolunu bilirsen kolay.

- Nedir o yol?

- Asıl endişeye sahip olmak. 

- O ne?

- Sonsuzluk.

- Hani bunu daha önce anlasaydım. 

- Neyi?

- Asıl endişe etmem gerekenin sonsuz hayat olduğunu. 

- Bana bunun için mi geldin?

- Evet, uyanman için. 

- Evet, uyanmam lazım. Böyle rüya olmaz. Ufff, uyanamıyorum da!

- Evet uyanamıyorsun. Acaba uyanabilecek misin?

- Ne demek istiyorsun?

- Ben de merak ediyorum uyanıp uyanmayacağını. Sana ötelerden bir iz, bir ses getirdim. Gerçekten, hakikatten bir esinti. Sen asıl büyük beklentiler peşinde olduğun, bu hayat dediğin şeyde uykudasın. Ölünce uyanacaksın. 

Bak 40 yıl önceki hâlim, beni iyi dinle. Bütün bu hayallerini gerçekleştirsen de, gerçekleştiremesen de işte gelirsen benim hâlime geleceksin en nihayetinde. Şu yüzümün buruşukluğunu, sırtımın kamburunu görüyor musun? “Gençler bilebilse, ihtiyarlar yapabilse” demişler. Ben hiçbir şey yapamayacak hâle geldim. Hiç olmazsa sen bilebil diye sana geldim. 

- Şimdi bir şeyler şekillendi. 

(devam edecek)

Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...