İlim deryası... Abdullah İbni Abbas Hazretleri ilimde hızla yükselir

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
İlim deryası... Abdullah İbni Abbas Hazretleri ilimde hızla yükselir
Yaşam Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Bilhassa Kur’ân-ı kerîmin tefsîri ve âyet-i kerîmelerin izahında yüksek bir ilme ulaşır. Hepsini Eshâb-ı kirâma tek tek sorarak öğrenir.

ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Abdullah bin Abbâs hazretleri, Muhacir ve Ensâr-ı kirhamdan birçoklarıyla görüşür, onlara Resûlullahın gazaları ve inzal olan sûreler hakkında sualler sorar. Öyle bir mertebeye varır ki ilminin çokluğu sebebiyle kendisine lakab olarak Bahr-ül ilim, yani ilim deryası denilir. Çalışmaları, son derece muntazam ve belli bir plan dâhilindedir. Hangi gün ne iş yapacağını önceden tespit eder ve onlara aynen riayet eder.

Dört büyük halîfe ve diğer Eshâb-ı kirâmdan çok iltifat görür. Bu iltifatlar karşısında asla hâlini değiştirmez. Tevazudan hiç ayrılmaz. Çok methedildiği zaman “Bana bu nimeti ihsan eden Allahü teâlâdır. Çünkü, Resûlullah Efendimiz benim için duâ etti” derler.

TERCÜMAN-ÜL KUR’ÂN

Abdullah bin Abbâs hazretleri, bilhassa Kur’ân-ı kerîmin tefsîri ve âyet-i kerîmelerin izahında yüksek bir ilme ulaşır. Bu vasfından dolayı kendisi için Tercümân-ül Kur’ân denilir. 

İlimde canlı bir kütüphane olup, bütün ilimleri kendisinde toplar; tefsîr, hadîs, fıkıh, edebiyattaki konularda ve diğer ilim dallarında mütehassıs olur. 

Kur’ân-ı kerîmle ilgili ilmini, isteyen ve soranlara öğretir. Kur’ân-ı kerîm âyetlerinin toplanmasında ve neşrinde büyük hizmeti olur.

20 CİLTLİK FETVA VERDİ

Dört halîfe devrinde de fetvalar verir. Öyle çok fetva verir, öyle meseleleri gayet açık hâlde anlatırlar ki... Halîfe Me’mûn zamanında toplatılan fetvaları, yirmi cildi bulur. 

Hazret-i Osman (radıyallahü anh) devrinde yapılan Kuzey Afrika seferine katılır. Bu seferde, İslâm ordusu adına kendisine elçilik vazifesi verilir. Burada hükümdarlık eden Cercis ile görüşür. Öyle ilim ve belagatle konuşur ki Cercis ve adamları onun aklını, zekâsını, fikrî kuvvetini ve bilgisini görerek şaşkınlıktan şaşkınlığa düşerler. Hatta onların “Bu, Arapların en derin âlimidir” dedikleri kitaplarda geçer. 

TEFSÎRLER ONUNLA SÜSLENDİ

Sonraki asırlarda yetişen İslâm âleminin göz bebeği müfessirler, bu büyük zattan gelen izahları alarak tefsîrlerini süslerler, bereketlenirler. 

Hadîs ilminde bir derya gibidirler. 2.660 civarında hadîs-i şerîf rivayet ederler. Rivayetleri Kütüb-i sitte denilen meşhur altı hadîs kitabında yer alır.

EVİ DOLAR TAŞAR

Evinin önü sürekli ilim talebeleriyle hınca hınç olur. Öyle ki yollar kapanır. İbni Abbas hazretlerinin hizmetini görenler kalabalığa seslenip kısım kısım eve alırlar. Evde bütün odalar talebeler ile dolar. Bütün sualleri doyurucu olarak cevaplar. Sonra yeni talebeler gelip evi doldurur. Bu böyle devam eder. 

SOHBETİ ÇOK TESİRLİDİR

Böyle bir zatın sohbeti hâliyle çok tesirlidir. Birinde şöyle buyurur: 
İblîs, Âdem aleyhisselâm yeryüzüne indirilince, Allahü teâlâya sordu:

- Kullarına saadet yolunu göstermek için, birçok kitap ve Peygamberler verdin. Kullarını azdırmak için, bana ne vereceksin?

- Senin kitâbın, nefsi azdıran şiirler ve mûsikîdir. Peygamberlerin, kâhinler, falcılar, büyücülerdir. Aklı gideren, kalpleri karartan gıdaların da, Besmelesiz yenilen, içilen şeyler ve sarhoş eden içkilerdir. Nasîhatların, yalan; evin, oyun sahaları ve hamamlar; tuzakların, çıplak gezen kızlar; mescidlerin, fısk meclisleridir.

(devam edecek)

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...