Kıska(n)ç... Ömür kısaltan belâ - 2 - Günün Yazısı

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Kıska(n)ç... Ömür kısaltan belâ - 2 - Günün Yazısı
Yaşam Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Kıskanç insan öyle bir raddeye gelir ki artık bu duygu otomatikleşir. İlk zamanlar kıskanmanın kötü bir şey olduğunun farkındadır ve kendisini suçlar. Fakat bu kötüler kötüsü ahlak bozukluğuna aldırış etmez ise, tedavisine başvurmazsa gittikçe katılaşır. 

ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Zaman gelir insanı kaplayan derisi gibi ayrılmaz bir parçası olur. O sadece ‘kıskanmıyor’ rolü yapabilir artık. İçinde onu kemiren şeytani duygu ömrünü törpüler durur. 

Kıskandığı kimsedeki nimetlerin arttığını gördükçe buhranlar geçirir. Bu buhranları, önceleri içinde saklamayı becerir. Fakat zamanla artık dışarı vurmalar başlar. Kıskançlık ruhun kıskacı olmuştur ne yazık ki. 

Çevresini rahatsız etmek, hedeflediği dünyalığı ele geçirmek için planlar kurmak onun hamuru olmaya başlar. Sürekli huysuz bir debelenme içinde tüketir gider ömrünü. Hâlbuki Allahü teâlânın nasip ettiği paylaşıma karşı gelmektedir. Hâl diliyle, “Ona verme bana ver” demektedir. Böyle bir insan nasıl iflah olacak? Şeytan oldu mu ki!

Bu beter huyun çaresi var mı? Bu din hak din. Elbette çaresi var. Fakat kıskanç insan öyle bir hâle düşer ki, bu huydan zevk almaya bile başlar. İçinden coşup gelen, kabaran kıskançlık dalgaları onu koparır yalnızlık sahillerine atar. Sevemez ve sevilmez. 
İlginç... Kıskanç olan kıskanç olan bir  başkasıyla iyi anlaşır. Birbirlerine ballandıra ballandıra birbirlerinin kıskançlıklarını, elde edemedikleri dünyalıkları ve türlü ayak oyunlarına rağmen yenemedikleri kıskandıkları kişileri anlatırlar. Artık utanma da kalmamıştır zira. 

Bu kötü huya dinimizde ‘hased’ deniyor. Ve âlimlerimiz, “Hased sahiplerinin ömrü kısa olur” buyuruyor. Düşülen bu kişilik enkazının zulmeti, bereketsizliği, karartısı daha bu dünyada ömrün uzunluğunu etkilemeye başlıyor. Yine bunların zihninin açık olamayacağı bildiriliyor. Bu kirli duyguyla zihinleri doluyor da o yüzden. Kıskanmak beraberinde siniri ve psikolojik rahatsızlığı getirdiği için bundan zihin de etkileniyor. 

Ve muhteşem bir ölçü var ki, kıskanç olanın nasıl bir akılsızlık içinde olduğunu gözler önüne seriyor: Hiçbir kıskanç muradına kavuşamaz ve kimseden hürmet görmez. Çevresinde olan her şey ona kelimesiz bir seslenişle âdeta, “Buyur üzüntülerle dolu bir ömür seni bekliyor” der... 

Bir kere; kıskansan da Allahın takdiri değişmiyor. İki; O’nun kullarına dağıttığı nimetlere karşı gelmiş oluyorsun. Üç; sevimsiz oluyorsun. Dört; sağlığın, sinirlerin, zihnin bile etkileniyor ve bunların tesiriyle ömrün de kısalıyor. Kıskandığın için sinirinden o kişiyi kırmaya, gıybetini yapmaya, suizanna başlıyorsun ve âhiretini felâkete atacak günahları işliyorsun. Yani değişmeyecek nimet için kendini ateşe atıyorsun. Bu hiç akıl işi midir? 

Peki çare ne? Âlimlerin bazı tavsiyelerini naklederek bitirelim: 

Önce kıskançlığın Allahın taksimine itiraz manasına geldiğini bilmek ve dehşetle irkilmek! Sonra kıskanılan kişiye içli içli dua. Nefsin istemese bile dua. Üstelik kıskandığın nimetin onda artması için dua... Ona hediye göndermek, onu övmek. Ona tevazu göstermek. 
Rabb’imiz ol der ve o olur... Bu kötü huydan kurtulmak isteyen ve çarelerine başvuran bir bakar ki; güneş ışıltılarıyla dolu bir sabaha tertemiz pırıl pırıl bir kalple uyanmış...

Kıska(n)ç... Ömür kısaltan belâ - 2 - Günün Yazısı - 1. Resim

Kaynak: Türkiye Gazetesi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...