Mezarda neler oluyor! Ensârdan Berâ Bin Azib Hazretleri dehşetli bir haberin şahidi olmuştu

Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Mezarda neler oluyor! Ensârdan Berâ Bin Azib Hazretleri dehşetli bir haberin şahidi olmuştu
Yaşam Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Ensârdan bir zat vefat etti. Efendimiz (aleyhisselâm) mübarek başı öne eğik olarak mezarın başına oturdular ve üç defa “Yâ Rabbi! Kabir azabından sana sığınırım” diye dua ettiler. Ardından mümin ile kâfirin karşılaşacakları kabir hâllerini haber verdiler

ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Bundan 200 yıl evveline kadar ultraviyole ışınlar bilinmiyordu. Fakat bu ışınların ‘bilinmemesi’ demek ‘yok olmaları’ demek değildi. Ultraviyole ışınlar bilinmediği asırlar boyunca yine vardı. İnsanlık da ölüm sonrasında ne olacağını, başına ne geleceğini bilmiyor. Fakat mezarına girenlere olanlar oluyor. Bu gerçek değişmiyor. Çünkü bu gerçeği Sevgili ve Şanlı Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâm tafsilatıyla haber vermişlerdir. 

İNANMAYANIN DA BAŞINA GELECEK 

Kişi istediği kadar bu dine inanmasın! Başka dinden olsun veya ateist olsun. Son Peygamberin bildirdiği bu gerçeğin içine girdiğinde ‘bu inanmaması’ onu kurtarmayacak. Sadece kendini yakacak. Bu sebeple Allahü teâlânın iman nasip ettiği Müslümanlar gerçekten seçilmiş insanlar. 

BUNLARI BELKİ DE İLK DEFA OKUYACAKSINIZ

Efendim bu yazıda anlatılanları hayatınızda belki de ilk defa duyacaksınız. Efendimiz kabir hayatından öyle detaylı bilgiler veriyorlar ki bu yazıyı arşivleyip zaman zaman tekrar okumanızı tavsiye ederiz.  Hadisenin şahidi Berâ bin Azib hazretleri (radıyallahü anh). Eshâb-ı kirâmdan, Ensârın büyüklerinden. Şimdi o ana gidelim ve bu mübarek sahâbiyi dinleyelim: 

MÜMİN ÖLECEĞİ ZAMAN 

Bir gün Resûlullah Efendimiz (aleyhisselâm) ile beraber Ensârdan bir zâtın cenazesine gitmiştik. Efendimiz mübarek başı öne eğik olarak mezarın başına oturdular ve üç defa “Yâ Rabbi! Kabir azabından sana sığınırım” diye dua ettiler ve şunları anlattılar: 
Mümin öleceği zaman Allahü teâlâ, yanlarında kefen ve güzel koku bulunan, yüzleri güneş gibi parlayan melekleri gönderir. Onlar bu mümini göreceği bir yerde beklerler. Ruhunu teslim ettiği zaman yer ile gök arasındaki ve göklerdeki bütün melekler onun için istiğfar edip, Allahü teâlâdan onun bütün günahlarını affetmesi için duâ ederler. Göklerin bütün kapıları kendisi için açılır, her kapı kendisinden geçmesini ister. Ruhu Allahü teâlânın huzuruna çıktığı zaman, melekler, “Yâ Rabbi! Bu filan kulunun ruhudur” derler. Allahü teâlâ, “Onu geri çevirin ve onun için hazırladığım mükafat ve ihsanları kendisine gösterin. Çünkü ben ona va’d ettim, “Sizi topraktan yarattım ve tekrar toprak yapacağım, tekrar topraktan çıkaracağım” (Tâhâ-55)... 

CENNETTEN KABRE AÇILAN KAPI 

Efendimiz anlatmaya devam ediyorlar: 

Ruh kabrine döner ve hatta kendisini defnedip dağılanların ayak seslerini dahi duyar. Melekler son bir sıkıntı olarak onu iyice sıkıştırıp, “Rabb’im Allah, dinim İslâm ve Peygamberim Hazret-i Muhammed’dir (aleyhisselâm)” der. Bu cevabı verince birisi, “Doğru söyledin” der. İşte bu, Allahü teâlânın “Allah îman edenlere dünya ve ahiret hayatında o kararlı sözlerinde daima sebat ihsan eder” (İbrâhîm-27) buyurduğu sözün manasıdır. Sonra karşısına yüzü, elbisesi, kokusu güzel birisi gelir ve, “Ni’metleri devamlı olan Allahü teâlânın Cennet ve rahmeti ile sana müjdeler olsun” der. Mümin kimse, “Allah sana hayırlı karşılıklar versin, sen kimsin?” diye sorar. O kimse “Ben senin dünyadaki iyi amellerinim. Sen daima Allah’a ibadet etmek için koşar, isyana ise, tenbellik edip yaklaşmazdın. Bunun için Allahü teâlâ seni hayırlı, güzel nimetlerle mükafatlandırdı. Bundan sonra birisi, “Buna Cennet’ten bir döşek getirin ve Cennet’ten kabrine bir kapı açın” der. Bir döşek getirilir ve Cennet’e doğru bir kapı açılır. O mümin de, “Yâ Rabbi! Kıyameti çabuk getir de bir an önce aileme, çocuklarıma kavuşayım” der.

KÂFİRİN FECİ AKIBETİ 

Allahü teâlânın Sevgilisi anlatmaya devam ediyorlar: 
Kâfir ise; o da dünyadan alakasını kesip öleceği zaman, çirkin, suratlı, şiddetli azap yapan melekler, ateşten elbise ve katrandan gömleklerle karşısında dururlar. Ruhu çıktığı zaman yer ve gökteki bütün melekler kendisine lanet ederler. Göklerin kapıları kapanarak hiçbir kapı onun habis kötü ruhunun kendisinden geçmesini istemez. Böylece ruhu geri döndürülür. Melekler, “Yâ Rabbi! Bu falan kulunun ruhudur, yerler ve gökler bunu kabul etmiyorlar” dedikleri zaman Allahü teâlâ, “Onu geri çevirin ve ona hazırladığım büyük azabı gösterin. Çünkü ona da, “Sizi topraktan yarattım, yine toprağa iade edeceğim ve tekrar topraktan çıkaracağım” diye va’d ettim” buyurur.

Sonra ruhu mezarına götürülür. Hatta mezarının yanından dağılmakta olanların ayak seslerini de işitir. Ona da, “Rabb’in kim, Peygamberin kim ve dinin nedir?” sualini sorarlar. O kâfir kimse de, “Bilmiyorum” der. Melekler de, “Evet, bilmezsin” derler. Bundan sonra çirkin elbiseli, pis kokulu ve vahşi yüzlü birisi gelip karşısına dikilerek, “Allahın gadabı ve sonsuz azabı sana müjde olsun” der. Adam, “Allah senin de cezanı versin, sen kimsin?” diye sorunca, onun yanına, gelen kimse, “Ben senin dünyada iken yaptığın çirkin amelinim.

Sen kötülüğe, Allahü teâlâya isyana koşa koşa giderdin, fakat ibadete ve taata gevşek davranır, yapmazdın. İşte bugün Allahü teâlâ kötülüğünün ve küfrünün cezasını sana çektirecek” cevabını verir. Sonra gözleri görmeyen, konuşamayan ve kulakları duymayan bir melek onu yakalar. Onun için demirden bir tokmak hazırlanır. Bütün insanlar ve cin toplansalar onu yerinden kaldıramazlar. Hatta dağlara vurulsa, kül ve toprak hâline getirir. Bununla kendisine bir kere vurulduğu zaman parçalanır, kül hâline gelir. Tekrar dirilir ve alnına öyle bir şiddetle vurulur ki, insan ve cinden başka yeryüzündeki bütün mahluklar onun bağırmasını işitirler. Sonra bir melek, “Buna ateşten iki demir levha getirin ve mezarından da Cehenneme doğru bir kapı açın” diye seslenir. Hemen onun kabrine ateşten iki demir levha döşenir ve Cehennemden de bir kapı açılır...

★ ★ ★

Efendimiz kabir hayatını bu sözlerle haber verdiler...
Allahü teâlâ korusun, bir insan bu ikinci akıbete düçar olursa bu dünyada zengin olsa ne olur, makam sahibi olsa ne, alkışlansa ne!

Türkiye Gazetesi

300
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...