Okyanustaki kayık - Günün Yazısı

Kaynak: Türkiye Gazetesi
- Güncelleme:
Okyanustaki kayık - Günün Yazısı
Yaşam Haberleri  / Türkiye Gazetesi

Gerçekten gelecek endişesi insanımızı sinsi sinsi kemiren bir kurt gibi. Birçok kötülükler insanın bu kuruntusundan kaynaklanıyor.

ÖMER ÇETİN ENGİN / İLAHİYATÇI - Şeytanın en büyük hilelerinden biri de, “Hasta olacaksın, yataklara düşeceksin. Çoluk çocuğunla ele güne muhtaç kalacaksın” şeklindeki vesvesesidir. 

Buna kanan insan ne yapar? 

Ne yapacak, henüz gücü kuvveti yerindeyken helal haram demeden yeter ki benim  olsun demeye başlar! Ne hak ne hukuk tanır. Ve ne de kul hakkı. Normal insan rolü yapan, sureta insana  benzeyen gaddar bir canavara dönüşür. 
Böyle bir kimse arkadaş, akraba, iş yeri...vs her nerede ise çevresine zarar vermeye başlar. ‘Ben’ merkezli olur çıkar. Buna egoizm deniyor. Dinimizde de hodgam. 

Çünkü  gelecek endişesi sarmıştır onu bir kere. Şöyle bir hayatınızı gözden geçirirseniz böyle tiplerden siz de çok çekmişsinizdir. 

Bir diğer felaket de geçmişe tasa etmek. Gelecek endişesiyle birlikte bu huy insanı sinir ilaçları kullanacak hâle getirir. Çünkü olan biteni kafaya takmak insanın yakasını hiçbir yerde bırakmaz. Kafaya takmak için her yer müsaittir ne de olsa. Yolda, evde, iş yerinde hemen her yerde geçmişte olana diş bileyebilir insan. Hatta zamanında zararına yol açan kendi yaptığı hataları da düşünüp kendine kızar. Ve kendisine hata yapanlara da öfkelenir durur sürekli. 

Hâlbuki olan olmuştur. Değişen bir şey olmayacaktır. Fakat nefs bununla beslenir, şeytan bu vesvese ile neşelenir. Gelecek endişesi ve geçmişin tasası... Bu iki takıntı insanın yakasını bırakmaz. Kişi bir süre sonra elinde olmadan geleceğe ve geçmişe yönelik otomatik kurgular üreten biri olur çıkar. Geçmişe ait olan biteni, geleceğe ait de olup olmayacağı belli olmayanı kurar durur. Buna bünye ne kadar dayanır?

Bu iki kötü huy insan için ne kadar zararlı ki Allah’ın Resulü onlardan Rabbine sığınmıştır. 

Efendimizin sığındığı diğer hususların da biraz düşünülürse ne kadar zararlı olduğu açık. Fakat çoğu kimse (kendisinin de rahatsız olduğu) bu huylarından (istese de) kurtulamaz bir türlü. Çünkü kurtuluş veya en azından minimum düzeye indirme yolundan habersizdir. 

İnsan gün içinde sayısız iniş-çıkışları olan bir varlık. İnsanın iç dünyasını okyanusa, davranışlarını da kayığa benzetelim. Okyanus dalgalıysa kayık nasıl dengede duracak? Yarın bu dengeden bahsedelim.  (devam edecek)

 

İmanın güçlü olması için - Sohbet

Allahü teâlânın varlığına, birliğine, Peygamber efendimizin onun Resulü ve kulu olduğuna görür gibi inanmak lazımdır. Zaten kelime-i şehadette bu bildiriliyor, görmüş gibi şehadet ederim deniliyor. Bu iman elde edildi mi, diğer tarafların hepsi kolay hallolur. İmanın elde edilmesi için elhamdülillah imkân var. Peki onun güçlendirilmesi, onun kuvvetlendirilmesi onun sağlamlaştırılması nasıl olur? Onun da kolayı var.

Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Dinül mer-i dinül ahihi), insanın dini arkadaşının dini gibidir. İmanını güçlendirmek isteyen, imanı güçlü olanlarla beraber olmalı. Çok ibadet yapmak isteyen, en güzel ibadet yapanla, en güzel şekilde ve ihlasla çalışanla beraber olmalı. Bu sefer o da, onun gibi olur. Gerek imanın güçlenmesi, gerek ihlasın artması, gerek ibadetlerin artması veyahut felaketlerin artması günahların artması, küfre varması hep insanın vereceği kararına bağlıdır. Tercih meselesidir. Ne olmak istiyorsa, o taraftaki insanları bulacak, onlarla arkadaşlık kuracak. İyi olmak istiyorsa iyilerle beraber, kötü olmak istiyorsa kötülerle beraber olacak. Gayet tabii bir şey bu. Dünya ve ahiret saadeti için, iyilerle beraber olmayı tercih etmeli.

Okyanustaki kayık - Günün Yazısı - 1. Resim

Kaynak: Türkiye Gazetesi
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Sonraki Haber Yükleniyor...