Abdüllatif Uyan

Büyük velî Ebül Feth-i Serahsî hazretlerine, bir gün bâzı sevdikleri gelip. “Bize hocanızdan bahseder misiniz?” dediler.

Ebül Feth-i Serahsî hazretleri, devrinin bir tekiydi. Ebül Fadl-ı Serahsî hazretlerinin talebesidir.

Yûsüf Mahdum hazretleri, duâları kabul olan velîlerdendir. 1485 senesinde Şirvan’da vefât etti. Bu zâtın hizmetlerini gören yaşlıca bir kimse vardı.

Büyük velî Ahmet Mekkî Efendi hazretleri, bir gün gençlere;

​Osmanlı Devleti'nin ikinci şeyhülislâmı olan Fahreddîn-i Acemî hazretleri, 1460 (H.865) senesinde Edirne’de vefât etti.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri, talebelerinden Hamîdüddîn Nâgurî hazretlerine, bir gün;

​Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerinin zamanında Bağdat'ta “yedi kişi” vardı ki, ateşe tapıyorlardı.

​Bir gün, büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine, bazı kimseler gelip, kendisine “namaz”dan suâl ettiler.

​Bir gün büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretlerine bir kimse gelip, edeple oturdu karşısında.

​Trablus'ta vefât eden büyük velî Ahmed bin Süleyman Ervâdî hazretleri Ervâd kasabasında doğdu. 1858 senesinde Trablusşam'da vefât etti. Dibâ Mescidi yanına defnedildi.

​Semerkant'ta yetişen büyük velîlerden Ebül Abbâs Dîneverî hazretleri, aynı yerde vefât etti.

Evliyânın büyüklerinden Ahmed bin Abdurrahman es-Sekkaf hazretleri, çok cömert olup, misâfiri eksik olmazdı evinde.

Ahmed Abdülhak Radulî hazretleri, Radul şehrinde doğdu, bu şehirde vefât etti. Gençliğinde bir “mürşit” arıyordu.

Hindistan evliyâsından Ahmed Abdullah Radulevî hazretleri “rahmetullahi aleyh” Radûl şehrinde doğdu, aynı yerde vefât etti

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Evlâd-ı Resûldür yani.

​Büyük velî Muînüddîn-i Çeştî hazretleri bir seyahatte Beytullah'a uğradı.

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Yüz yaşında Ecmir’de vefât etti...

Muînüddîn-i Çeştî hazretleri seyyiddir. Evlâd-ı Resûldür yani...

Şam evliyâsından Muhammed Ebû Müslim hazretlerini bir “din adamı” çekemiyor, aleyhinde konuşuyordu.

​İstanbul-Eyüp'te medfun bulunan büyük velî Mevlânâ Seyyid İbrâhim hazretleri bir gün; “Kardeşlerim! Kendinizi vermeye alıştırın. Çünkü bize kalacak olan, verdiğimizdir” buyurdu.