Abdüllatif Uyan

Bir gün Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin huzuruna bir “genç” geldi ve “Efendim, gözlerimi yabancı kadınlara bakmaktan menedemiyorum. Bu hususta tavsiyeniz nedir bana?” dedi.

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini sevenlerden bir kimse vardı.

Bağdat evliyâsından olan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta bulunan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini tanıyan “sâlih bir kimse” vardı.

Sâlihlerden biri, bir gece Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerini gördü rüyâsında.

Bağdat evliyâsından olan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta bulunan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin, gözünde bir rahatsızlık olmuştu...

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri bir gün talebesiyle sohbet ediyordu.

Bir gün Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bâzı sevdikleri “Efendim, bize ihlâs hakkında bir misâl verir misiniz?” dediler.

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri bir gün talebesiyle sohbet ediyordu ki, bir ara içeriye bir “genç” girdi...

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri, Sırrî-yi Sekatî hazretlerinin derslerinde yetişip büyük İslâm âlimi oldu.

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri henüz çocuktu ki dayısı Sırrî-yi Sekatî hazretleri, onu yanına alıp hacca gitti.

Bağdat evliyâsından Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri, henüz yedi yaşındaydı...

Bağdat evliyâsından olan Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerine, bir gün bir papaz geldi.

Bağdat evliyâsından Câfer-i Huldî hazretlerinin kabr-i şerîfi Bağdat’tadır. Sevdiği bir genç vardı.

Câfer-i Huldî hazretleri, Bağdat'ta yetişen velîlerden olup, kabr-i şerîfi de Bağdat’tadır.

Bağdat evliyasından Ali bin Muvaffak hazretlerine, bir gün “felçli” ve “kötürüm” bir kimseyi getirip “Efendim, bir dua edin de şifa bulsun” diye rica ettiler.

Bağdat’ta yaşayan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta olan Bişr-i Hafî hazretleri anlatıyor:

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri zamanında bir adam, bu zâtın büyüklüğünü bilmiyordu...

Bağdat’ta yaşayan ve kabr-i şerîfi Bağdat’ta olan Bişr-i Hafî hazretleri anlatıyor:

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri, gençliğinde içki içerdi.

Bağdat’ta yaşayan Bişr-i Hafî hazretleri zamanında bir kişi, eline bir “bıçak” almış, hiddetle bir zavallıya saplamak istiyordu!