Abdüllatif Uyan

Tâbiinin büyüklerinden Kâsım bin Muhammed hazretleri, fıkıh ilminde de yüksek bir âlimdi.

Tâbiinin büyüklerinden Kâsım bin Muhammed (rahmetullahi aleyh), çok alçak gönüllü idi.

Vaktiyle iyi kalpli biri, çıkar evinden.

Kayyum-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretlerini çok seven bir kimse, ağır bir hastalığa yakalanmıştı.

Kayyum-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri henüz gençken babası Muhammed Masum hazretleri hacca gidiyordu...

Kayyum-i Zaman'ın halifelerinden Sufi Abdüllatif-i Kabili anlatır:

Kayyum-i Zaman hazretlerinin muhlis talebelerinden olan “Gülendam” isimli bir zat şöyle anlatır:

Kayyum-i Zaman hazretlerinin kıymetli oğlu Meyan Şeyh Ehlullah “sıtma” hastalığına yakalandı.

Kayyum-i Zaman hazretlerinin zamanında Hindistan’da büyük bir “kıtlık” vaki oldu ve uzun zaman devam etti. Aynı zamanda “veba salgını” da başgösterdi.

Bir kimse şöyle anlatır: Kayyum-i Zaman hazretleri (rahmetullahi aleyh); bir zaman Kabil'e gelmiş, benim evimde misafir kalıyordu.

Kayyum-i Zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri, Emk beldesinde, o memleketin kadısının evinde misafir bulunuyordu.

Muhammed Masum-i Faruki hazretlerinin büyük oğlu Muhammed Sıbgatullah, daha beş-altı aylıkken şiddetli bir hastalığa yakalandı.

Molla Gürani hazretleri, vefat ettiği sene kış geldiğinde iyice halsizleşti. İstanbul'daki konağına göçüp yatak hazırlanmasını istedi.

Molla Gürani hazretleri; heybetli, vakur ve sarsılmaz bir ilim haysiyetine sahipti!

Bir gün Gavs-ül âzam Abdülkâdir-i Geylani hazretleri, sıcağın tesiriyle pek fazla susamıştı.

Osmanlı âlimlerinden, büyük veli Molla Gürani hazretleri zamanında Şehzade Mehmed (Fatih), bu sırada Manisa'da emîr idi. Babası İkinci Murad Han, oğlunun yetişmesi ve eğitilmesi için pek çok âlimi ona hoca olarak göndermişti.

Bursa'da müderrislik ve kadılık yapan Molla Fenari hazretleri, ipekçilik yaparak nafakasını temin eder, kazandığı paralarla çok hayrat ve hasenatta bulunurdu...

Osmanlı Devletinin ilk Şeyhülislâmı ve büyük veli Molla Fenari hazretleri, Bursa’da kadıyken bir dâvâda Sultan Yıldırım Bayezid Han’ın şahitliğini kabul etmedi.

Mevlâna Câmi hazretlerinin bir talebesi anlatır:

Hirat'ta yetişen âlim ve büyük velilerden Mevlâna Abdurrahman Câmi hazretleri; şöhret ve itibar kazanmaktan kaçar, halkın övmesine ve yermesine ehemmiyet vermezdi. Daima namazda oturur gibi otururdu.