Abdüllatif Uyan

Mevlâna Celâleddin-i Rumi hazretlerinin “rahmetullahi aleyh” babası olan Behaeddin Veled hazretleri, evliyanın büyüklerindendir...

Anadolu velilerinden Şeyh Abdurrahman Eşşaviri hazretleri, hocasının vefatından sonra Van’da bulunan Şeyh Ramazan hazretlerine tâbi oldu. Ona bağlandı.

Şemseddin Pani Püti hazretleri “rahmetullahi aleyh”, Hindistan’ın büyük velilerindendir...

Şah Veli Ayıntabi hazretleri, Gaziantep velilerindendir... Bir gün Gaziantep vâlisi, yardımcısıyla yolda yürürken câminin duvarını tamir eden Şah Veli'yle karşılaştı...

Bir gün Cizre kaymakamı, belediye başkanı, hâkim ve diğer vazifelilerden bazıları anlaşarak Şeyh Seyda'yı ziyarete karar verdiler.

Bir kimse Şeyh Seyda hazretlerine gelerek "Kurban, Allahü teâlânın rızasına nasıl erebiliriz?" dedi.

Anadolu velilerinden Şeyh Seyda hazretleri; fakir ve düşkün kimselerle oturur, onlarla yemek yer ve herkese de böyle yapmalarını tavsiye ederdi.

Büyük âlim İmâm-ı Ebu Yusüf hazretleri “rahmetullahi aleyh” yoğun olarak ilim tahsil ettiği yıllarda hastalandı bir gün.

Ebu Yusüf hazretleri zamanında devrin Sultanı bir akşam hanımıyla münakaşa ederken bir an öfkeye kapılıp “Bu geceyi, benim mülkümde olan toprakta geçirirsen boş ol!” dedi.

İmâm-ı Ebu Yusüf hazretleri zamanında bir kişi, bir oğlu olmasını çok istiyor, ama bir türlü olmuyordu.

İmâm-ı Ebu Yusüf hazretleri, İmâm-ı âzam hazretlerinin talebesidir.

Hazret-i Ömer, Humuslulara, vâlileri olan Said bin Âmir’in kusuru olup olmadığını sordu.

Eshab-ı kiramın büyüklerinden olan Said bin Âmir “radıyallahü anh”, Hazret-i Ömer'in emrine itaat ederek Humus'a vâli olarak gitti.

(Dünden devam)

Resulullah Efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” halası olan Safiyye binti Abdülmuttalip “radıyallahü anha”, Abdülmuttalip'in kızıydı.

İmâm-ı âzam Ebu Hanife hazretleri, İslâm âlimlerinin en büyüklerindendir. Tâbiindendir kendisi.

Ebu Hanife hazretlerinin çocukluk yıllarında bir dehri (ateist) türemişti. -Hâşâ- “Allah yoktur” diyor, bu kâinatın kendi kendine var olduğunu iddia ediyordu.

İmâm-ı âzam hazretlerinin cenazesini yıkayan kimse; “Ey Numan! Allah sana çok rahmet eylesin ki otuz yıl ilim için gayret ettin. Kırk sene müddetle yatağa yatıp uyumadın. Her ânını dine, İslâmiyet’e hizmetle geçirdin” dedi.

İmâm-ı âzam Ebu Hanife “rahmetullahi aleyh” hazretlerinin tek maksadı, İslâm’ın hükümlerini kitaplara geçmekti.