Abdüllatif Uyan

Muaz bin Cebel (radıyallahü anh) Yemen'e gitmek üzere yola çıkınca Peygamberimiz onun yanında bir miktar yürüdü...

Efendimiz bir gün hayvanına bindi.

Hazret-i Muaviye'nin "radıyallahü anh" ölümü yaklaşmış, artık "son nefeslerini" alıp veriyordu.

Ahmed Kuseyri hazretleri, 1500'lü yıllarda Hatay'da yaşadı ve orada vefat etti...

Bir gün Yavuz Sultan Selim Han'ın kızı ve efendisi Sadrazam Lütfü Paşa, Yanya'dan İstanbul'a doğru yola çıkarlar.

Merkez Efendi, hocası Sümbül Sinan Efendi'nin bir defa sohbetinde bulunmakla âşık olmuştu ona.

Merkez Efendi hazretleri, küçük yaşta başlar ilim tahsiline. Aklı, fikri, zekâsı.

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'u fethettikten sonra hocası Akşemseddin hazretlerini ziyarete gitti bir gün.

Fatih Sultan Mehmed Han, İstanbul'u fetihten sonra bir gün hocası Akşemseddin hazretlerine; "Bir şeyi çok merak ediyorum. Sahabe-i kiramın büyüklerinden, mihmandar-ı Resul, Eba Eyyub Ensari hazretlerinin kabr-i şerifi, İstanbul surlarına yakınmış. Zât-ı âlinizden bu yerin tespitini istiyorum" dedi.

(Dünden devam) Boynundaki "nurdan zincir"in ucu Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin elindedir.

Akşemseddin hazretleri, ilim öğrenmeye genç yaşta başlar.

Akşemseddin hazretleri, İstanbul'un manevi Fatihi'dir.

Hacı Bayram-ı Veli hazretlerinin vefatı yaklaşınca "Cenazemi Akşemseddin yıkasın, namazımı da o kıldırsın!" diye vasiyet etti.

İstanbul'un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed Han, hocası Akşemseddin hazretlerini ziyarete gitti.

Sultan İkinci Murad Han, Hacı Bayram-ı Veli'yi çok sever, devlet işlerinden fırsat buldukça ziyaretine giderdi.

Yesi şehrine yakın bir belde vardı ki oradaki halk "düşmanlık" besliyorlardı Ahmed Yesevi hazretlerine.

Ahmed Yesevi hazretleri; küçük yaşından beri Resulullah aleyhisselâmın her sünnetine riayet ederdi. Her işte Ona uyardı.

Ahmed Yesevi hazretleri zamanında "Mervezi" adında meşhur bir müderris vardı ki bu büyük veliyi sevmiyor, hatta kalbinde "düşmanlık" besliyordu bu Allah dostuna.

Ahmed Yesevi hazretleri; kepçe-kaşık imal edip onları satar, parasını talebenin ihtiyaçlarına kullanırdı.

(Dünden devam)