Abdüllatif Uyan

Bağdat'ta Mevlâna Halid hazretleri; bir talebesini, irşat için Anadolu'ya göndermiştir.

Hayyat-ı Vehbi hazretlerinin meşhur ismi "Terzi Baba"dır. Kumaşa her iğne batırışta "Allah!" dermiş.

(Dünden devam) Onlar; Yunus Emre'ye "Arkadaş, hani senin duan kabul olmazdı. Sen kimin hürmetine dua ettin?" dediler.

Yunus Emre, hocası Taptuk Emre hazretlerine (rahmetullahi aleyhima) "otuz sene" hizmet etti.

Vaktiyle iki kardeş vardır.

Evliya Kasım Paşa bir gün dereye iner.

1400'lü yıllar... Kalpleri nurlandıran bir "Allah dostu" vardır Edirne'de.

Gelibolulu velilerden Ahmed Cahidi Efendi'ye bir gün sevdikleri gelerek "Efendim, geçim sıkıntısı çekiyoruz, sebep ne olabilir?" diye sordular.

Devrin padişahı olan Dördüncü Mehmet Han, Ahmed Cahidi Efendi'yi bir gece rüyada görür.

1600'lü yıllar... Ahmed Cahidi Efendi bir gün sohbetinde "Evlâtlarım! Biliniz ki kibir insanın en büyük felâketidir" buyurur.

Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" bir gün Eshab-ı kiram ile bir yerde oturuyordu.

Allah dostlarından Ahmed Bican (rahmetullahi aleyh) bir gün câmide vaaz etmektedir.

Ahmed ve Muhammed Bican kardeşler; kendilerine "mürşit" aradıkları günlerde Hacı Bayram-ı Veli hazretleri birkaç kişiyle Edirne'den Ankara'ya doğru yola çıkar.

Cerrahzade Muslihiddin Efendi bir sohbetinde, cemaate;

Cerrahzade Muslihiddin Efendi, Anadolu erenlerinden gizli bir hazinedir. Çocukken bir "ilim sevdası" sarar onu.

Aşçı Yahya Baba, Edirne'de, Bayezid-i Veli zamanında Tunca Nehri kıyısındaki bir külliyede aşçıbaşıdır.

Edirne'de yaşayan Allah dostlarından Abdülkerim Efendi bir gün sevdikleriyle sohbet etmektedir.

Abdülkerim Efendi, Sultan Fatih devrinde Edirne'de yaşamış bir velidir.

Peygamber Efendimiz Veda Haccı'nda mübarek saçlarını tıraş ettiriyordu. Bütün Eshab-ı kiram (aleyhimürrıdvan) oradaydı.

Halid bin Said (radıyallahü anh) henüz imân etmemişti ki bir gece "cehennemi" gördü rüyada. Kendi de hemen kıyıcığında duruyordu... Bu, kaynayan, homurdayan ve fokurdayan bir ateşti. Çok korktu ve titredi!