Abdüllatif Uyan

Kanuni Sultan Süleyman zamanında yaşamış gazi dervişlerden "Gül Baba", bir gün cemaatine; - Kardeşlerim, Ehl-i sünnet demek, muhabbet demektir, sevgi demektir, buyurdu. Birbirlerini sevmeyenler ehl-i sünnet olamazlar.

Gaziantep velilerinden "Gözükızıl Mehmet Baba", bir gün sevdiklerine; - Kardeşlerim, cenab-ı Hak biz kullara sonsuz nimetler vermiş, buyurdu.

Kayseri velilerinden "Göncüzade Kasım Efendi", bir günkü sohbetinde; - Kardeşlerim, biz hepimiz "Ahiret yolcusu"yuz, buyurdu. Aynen bir vasıtaya binen yolcular gibi. Kimileri binerken, kimileri de iniyor. Nitekim şu anda niceleri doğarken, nice insanlar da göçüyor bu dünyadan. Ve sordu onlara:

Osmanlı evliyasından "Geyikli Baba", bir gün sevdiklerine; - Namaz, ibadetlerin en mühimi ve en kıymetlisidir, buyurdu.

Anadolu velilerinden Geredeli Abdullah Efendi, bir günkü sohbetinde; -Kardeşlerim, mümin, mümini sevmelidir, buyurdu. Hem de çok sevmeli, âşık olmalıdır ona.

Anadolu evliyasından Fethullah-ı Verkanîsî hazretleri, bir sohbetinde; - Kardeşlerim, omuzlarımızda iki tane müfettiş var, buyurdu. Devamlı bizi teftiş ediyorlar. - Nasıl yani hocam?

Hindistan evliyasından Fethullah Evdehî hazretleri, sevdiği bir gence nasihat ederken; - Evladım, iki şeyi hiç unutma, buyurdu. - Onlar nedir ki? deyince;

Gaziantep velilerinden "Fethullah Efendi", bir talebesini vazife ile bir yere gönderirken ayaküstü nasihat etti kendisine;

Musul ulemasından "Feth-i Musulî" hazretlerine, bir gün talebesinden biri gelip; - Efendim, bize zikir, fikir gibi bir vazife vermiyorsunuz, diye arz etti.

Musul evliyasından "Feth-i Musulî" hazretleri, bir sohbetinde; - Bir kimsenin ihlası varsa, o her şeye kavuşur, buyurdu.

Hindistan evliyasından Ferideddin-i Genc-i Şeker hazretleri, bir gün mahallenin gençleriyle sohbet ederken; - Dünyalık işlerin Hak teala indinde hiçbir kıymeti yoktur, buyurdu.

Evliyanın büyüklerinden Ferideddin-i Attar hazretlerine, bir gün, bir grup genç gelip, her biri birer nasihat istediler. O da her birinin ihtiyacına göre birer cümlelik nasihatlerde bulundu.

Anadolu evliyasından "Şeyh Sinan Efendi", bir günkü sohbetinde; - Kardeşlerim, dünya, zıll-i zâildir, buyurdu. - Zıll-i zâil ne demek? dediler.

Anadolu evliyasından Fehim-i Arvasî hazretlerine, bir gün bazı tanıdıkları gelip; - Efendim, evliyanın himmeti, yayından çıkan oku geri çevirirmiş, öyle mi? diye sordular. - Evet öyledir, buyurdu.

Bağdat evliyasından Faris bin Îsâ Bağdadî hazretlerine, bir gün bir talebesi gelip; - Efendim, dünyada en mühim şey nedir? diye sordu.

Siirt'in Tillo kasabasında vefat eden İsmail Fakirullah hazretleri, bir sohbetinde; - Dünyada rahata, ahirette de sonsuz Cennet nimetlerine kavuşmak, iki şeye bağlıdır, buyurdu.

Mısır evliyasından "Fahr-ül Farisî" hazretleri, bir gün sevdikleriyle sohbet ediyordu ki; - Kardeşlerim, Allahü teâlânın sevgili kullarını tanıyan ve seven, mutlaka onlardan istifade eder, buyurdu. - Ne gibi? dediler.

Mısır evliyasından "Fahr-ül Farisî" hazretlerine, talebesinden biri gelip; - Efendim, ben bir şeyden çok korkuyorum, diye arz edince sordu: - Hayırdır evladım, neden korkuyorsun?

Fahreddin-i Razî hazretlerine bir gün bazı sevdikleri gelip; - Efendim, dünyanın geçer akçesi "para"dır malum. Ahiretin geçer akçesi nedir acaba? diye sordular.

Şam'da vefat eden "Fahreddin-i Irakî" hazretlerine bir gün bazı tanıdıkları gelip; - Efendim, başarılı olmak nelere bağlıdır? diye sordular.