Abdüllatif Uyan

Muhyiddîn-i Rûmî hazretleri, gönül ehli bir mübârek zât idi.

Balıkesîr velîlerinden Muhyiddîn-i Rûmî hazretleri bir gün talebeleriyle bir ağaç altında oturuyordu.

Fatih Sultân Mehmed Hân, hocası Akşemseddîn hazretlerine; "Efendim, Eyüp Sultan hazretlerinin mübârek kabri, surların yakınında bir yerdeymiş. O kabr-i şerîfin yerini bulmak arzusundayım" diye arz etti.

Ebû Eyyûb Ensârî (radıyallahü anh), Hazret-i Muâviye'nin İstanbul’un fethi için teşkil ettiği orduya katıldı. Yaşı hayli ileriydi.

Ebû Eyyûb Ensârî (radıyallahü anh), çok cömert bir zâttı.

Hâlid bin Zeyd Ebâ Eyyûb Ensârî hazretleri, Efendimizi evine dâvet etti.

Resûl aleyhisselâm, bir kuşluk vakti, hazret-i Ebû Bekr ve hazret-i Ömer'le birlikte, Ebû Eyyûb-i Ensârî hazretlerinin evine gidip kapıyı çaldılar.

Ebû Eyyûb Ensârî hazretleri anlatır: “Resûlullaha dâima akşam yemeği yapıp götürürdük.

Ebû Eyyûb Ensârî hazretleri anlatır: Bir defâ, Resûlullah Efendimizle hazret-i Ebû Bekr'e yetecek kadar yemek hazırladım.

Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden Ebâ Eyyûb el Ensârî, Akabe Bîatında bulundu.

Hazret-i Talha gibi Resûlullahı oklara karşı koruyan ve vücûdunu siper eden bir sahâbî de Hazret-i Ebû Dücâne idi. Efendimizin üzerine eğiliyor.

Uhud’da müşrik İbni Kamîa, hazret-i Mus’ab'ı şehîd etti.

Uhud’da Müslümanlar dağılınca, Abdullah bin Kamîa ve bâzı müşrikler bir araya geldiler. Resûlullaha saldırdılar.

Uhud’da, en azılı müşriklerden Ebû Zül-Kerş diye biri vardı.

Hazret-i Ebû Dücâne (radıyallahü anh), çok cesâretli ve kahraman idi.

Ebû Dücâne (radıyallahü anh), Uhud cenginde başına kırmızı bir sarık bağlamıştı. Bunun bir mânâsı vardı.

Uhud Savaşında müşriklerin azılılarından Âsım bin Ebî Avf, kudurmuş bir canavar gibi Müslümanlara saldırıyordu! Çok da insafsızdı!

Müşrikler bir harpte Efendimize hücum etmişlerdi!

Hazret-i Fâtıma vefât etmişti. Cenaze hizmetini gördüler. Ve o gece kendisini defnettiler.

Hazret-i Alî (radıyallahü anh), bir harpten zaferle döndü. Ganîmet olarak çok (mal) ve birkaç çuval (altın) ile Resûlullah Efendimizin huzûruna geldi.