Abdüllatif Uyan

Hazret-i Alî (radıyallahü anh), bir harpten zaferle döndü. Ganîmet olarak çok (mal) ve birkaç çuval (altın) ile Resûlullah Efendimizin huzûruna geldi.

Allahın Sevgilisi gâyet edepliydi. Ve gâyet mütevâzı.

Efendimiz aleyhisselâm evinde idi. Hazret-i Ebû Bekir geldi. "Yâ Resûlallah! Çok açım" dedi. Efendimiz sükût ettiler.

Ebû Cehil kâfiri, Resûlullah Efendimiz için yandaşlarına dedi ki: "Tek çâremiz var arkadaşlar.

Peygamber Efendimiz, Eshâbıyla bir yerde oturuyordu. O ara Mûsâ Nebî kavminden bâzı kimseler geldiler.

Müşrikler, Resûlullahı üzmüşlerdi. Hak teâlâ, dört melek gönderdi. Bir tanesi Efendimize dedi ki: “Ben denizlere müvekkil meleğim. Emret, bunları suya gark edeyim.”

Kabr-i şerîfi Erdek'te bulunan Murat Dede zamanında bir kadının oğlu iftirâya uğradı. Ve îdamına karar verildi.

Anadolu erenlerinden Seyyit Gâzi Dede’nin talebesinden biri hacca gitmek istiyordu

Seyyit Gâzi Dede, birkaç talebesiyle bir yerde otururken, bir koyun sürüsü geçti.

Gavsül Memduh hazretleri, Anadolu velîlerindendir.

Anadolu evliyâsından olup, 1697'de İstanbul'da vefât eden Gavsî Ahmed Dede’nin yakınlarından bir delikanlı vardı.

Dıhye-i Kelbî (radıyallahü anh), ticâret için uzak seferlere gider ve dönüşte küçük Hasan ile küçük Hüseyin'e hediyeler getirirdi.

Bir gün Eshâbtan birkaç kişi; “Yâ Resûlallah, Alî'yi niçin çok seversiniz? diye sordular.

​Alî bin Ebî Tâlip radıyallahü anh vefât edince, oğulları Hasan ve Hüseyin onu defnettiler.

​Hazret-i Alî (radıyallahü anh), halîfe iken zırhını kaybetmiş ve çok aradıysa da bulamamıştı.

Bir gün bir akarsu taşıp, etrâftaki ekinlere zarar vermişti.

Hazret-i Alî (radıyallahü anh), yumuşak huylu olup, hiç kızmazdı. Kamber adında bir kölesi vardı.

​Efendimiz aleyhisselâm, bir gün Kâbe'de müşriklerin hidâyete gelmesi için duâ ediyordu.

Kureyş’in ileri gelen müşrikleri bir gün Kâbe dibinde oturmuş Efendimizi çekiştiriyorlardı. O ara, birisi ayağa fırlayıp;

Mevlâna Hâlid hazretleri, Tâhâ-yı Hakkâri’ye yazdığı bir mektupta; “Şöhret âfettir, devlet erkânının dâvetlerine gitmeyiniz!” buyurdu.