Ahmet Demirbaş

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Uğursuzluk düşüncesinin, kendisini, ihtiyacı olan bir işi yapmaktan alıkoyan kimse, Allah’a şirk koşmuş sayılır."

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Kendinize, çocuklarınıza ve mallarınıza beddua etmeyiniz! Duaların kabul olduğu bir vakte rastlar da, bedduanız kabul olur."

Hazret-i Lokman Hakîm buyurdu ki: "Dil ile kalp iyi olursa, bütün beden iyi olur. Bu iki uzuv kötü olunca da bütün beden kötü olur. İnsana bütün iyilikler ve kötülükler bu iki uzuvdan gelir..."

"Biz daha önce zelîl ve hakîr bir kavimdik. Allahü teâlâ, bizleri Müslümanlıkla şereflendirdi. Bundan başka şeref ararsak, Allahü teâlâ bizi zelîl eder, her şeyden aşağı eder..."

Cenâb-ı Hakk, Resûlüne tâbi olmayı, ona uymayı çok sever. Ona uymanın ufak bir zerresi, bütün dünya lezzetlerinden ve bütün âhiret nimetlerinden daha üstündür...

En büyük sıkıntıyı Peygamberler ve Allahü teâlânın sevgili kulları çekmiştir. Peygamber efendimizi Taif’te çocuklara taşlattılar... Kendisini öldürmek istediler ancak o yine sabretti...

Hazret-i Hüseyin hep babasının yanında idi. Babası şehit olunca, Medine'ye geldi. Yezîd'e biat etmedi. Kufeliler kendisini çağırıp halife yapmak istedi. Ve...

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.)

"Şimdiki insanların her tarafı nefs. Nefs-i mücessem olmuş. Sanki nefs, insan şeklini almış, karşımızda oturuyor!.. Nefs, mahlukların en ahmağıdır. Her istediği kendi aleyhinedir..."

Sevgili Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) Medîne’yi teşrif edince bütün Müslüman kabileler, kendisini misafir etmek için yarışıyorlardı...

Cebrâil aleyhisselâm, 4000 âhiret senesinde iki rekat namaz kılar ve "Yâ Rabbi! Kâinat yaratıldığından beri acaba böyle namaz kılan başka bir kulun oldu mu, var mı?" diye sorar.

Büyük velî Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (kuddîse sirrûh) buyurdu ki: "Define, yıkık yerlere saklanır. Sakın fakir ve dertlilerin kalbini kırma, ahlarını alma!.."

"Üç sınıf insana Cehennem ateşi dokunmaz: Bunlar, kocasına itaat eden kadın, ana-babasına iyilik eden evlât ve insanlara merhamet eden kimsedir."

Allahü teâlâ, Müslüman olan ve salih olan akrabayı ziyareti emretmektedir. Hiç olmazsa haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir.

Hâbil ve Kâbil, Âdem aleyhisselâmın oğullarıdır. Bir gün ikisi arasında büyük bir ihtilâf çıktı. Kâbil haksız olmasına rağmen anlaşmazlığa son vermiyordu!..

"Birbirine dargın iki kişiden, hangisi önce selam verirse, günahları affolur. Verilen selamı öteki almazsa, melekler alır. Selam almayana da şeytan, sevinçle iltifatta bulunur."

Asr-ı saadetten uzaklaştıkça ilim azalacak, cehalet çoğalacaktır. Cahillik çoğalınca da, sapıklar türeyecek, halkı sapıtmaya çalışacaklardır. Sünneti bid’at gibi göstereceklerdir.

"Doğru olunuz, doğruluk gerçeği, gerçek de Cennet yolunu gösterir. Bir kimse doğruluktan ayrılmaz, doğruluğu düstur edinirse, Allah indinde o kimse sıddîklardan olur."

Başkasının kötü ahlâkından şikâyet eden kimsenin kendisi kötü ahlâklıdır. Başkalarının kötülüklerinden bahsediyorsak, bu kendimizin kötü olduğunun alâmetidir...

Hazret-i Âişe (radıyallahü anha) vâlidemiz buyurdu ki: "Eshâb-ı kirâm indinde yalandan daha kötü bir şey yoktur. Çünkü, yalanla îmânın bir arada bulunmadığını bilirlerdi."