Ahmet Demirbaş

Eskiden "Alperenler" vardı. Bunlar, tasavvuf büyüklerinin sohbetlerinde yetişmiş kimselerdi.

Mısır'ın ileri gelenlerinden birinin hanımı, münâkaşa sırasında kocasına "Ey Cehennemlik!" dedi. Adam da "Dediğin gibiysem seni boşadım" deyiverdi!..

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Günahı ne kadar çok olursa olsun, bir mümin, abdest alıp Allah için iki rekât namaz kılarsa, günahları affolur."

Herhangi bir hadisede, hiçbir insan yüzde yüz hatalı veya yüzde yüz haklı olamaz. Aralarında oran farkı vardır. Biri yüzde seksen haklı ise, diğeri yüzde yirmi haksızdır.

Nuh aleyhisselam, gelen vahiy üzerine hemen bir gemi yapmaya başladı. Cebrâil aleyhisselâm, Allahü tealânın emri üzerine kendisine yardımcı oluyordu...

Hâline şükredip, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmeye çalışan nice fakirler, âhırette büyük nimetlere kavuşacaklardır...

Osman Gazi'nin, Orhan Bey'e vasiyeti: "Ey oğul! Zâlim olma! Âlemi adâletle şenlendir. Ve Allah için cihâdı terk etmeyerek beni şâd et! Ulemâya riâyet eyle!"

"Lala, lala! Her zaman ulûfe dağıtırken geriye akçe kalmaz iken, bu sefer fazla gelmesinin sebebi ne ola ki? Herhalde Defterdârım halktan fazla akçe toplamış!"

Aziz Mahmud Hüdâyî hazretleri, Sultan I. Ahmed Han'ın da hocası idi. Bir gün padişahı ziyaret için Topkapı Sarayı'na gelir...

Hüseyin Hilmi bin Saîd hazretleri? buyurdu ki: "Kolay değil ama, kızdığı zaman kalp kırmayan kimse, ehl-i Cennettir... Ailesiyle iyi geçinen herkesle iyi geçinir kardeşlerim."

Hadis-i şerifte buyuruldu ki: "Kıyamet gününün sıkıntılarından kurtulmak isteyen, eli darda olana, alacağını tehir etsin veya bağışlasın!"

Abdülhakim Arvasi hazretleri, Birinci Dünya Harbi çıkıp da Doğu Anadolu işgal edilince, hicret etmek zorunda kaldılar...

"Yâ Alî! İyi bahtlı olanın üç nişânı vardır: Helâl yer. İlim meclisinde hâzır olur. Beş vakit namâzı imâm ile kılar..."

Seyyid Fehim hazretlerinin sohbetleriyle Van halkının İslamiyet'e bağlılığı arttı. "Dünyada Van, ahirette iman" sözü insanlar arasında meşhur olmuştu...

Hâline şükredip, Allahü teâlânın emirlerini yerine getirmeye çalışan nice fakirler, âhırette büyük nimetlere kavuşacaklardır...

Seyyid Sıbgatullah hazretleri buyurdu ki: "İslamiyet'e aykırı olarak yapılan amellerden feyz alınmaz. Tasavvuf, İslamiyet'e uymak demektir..."

Hazret-i Safiyye, kardeşi Hamza'nın cansız bedenini görünce ağlamaya başladı. O anda, Resûlullah efendimizin gözlerinden de yaşlar süzülüyordu...

Seyyid Muhammed Salih hazretleri, çok merhametli olup, hiç kimseyi incitmezdi. Gayr-i müslimlere dahi iyilik yapardı.

Hazret-i Ömer, o kadar vilâyetler fetheyledi ki, o kadar ganîmet geldi ki, kimseye o kadar gelmedi. Ordusu hiç mağlûb olmamıştır.

Mevlana Halid hazretleri, talebesi olan Seyyid Taha'ya dağlardan taş getirtiyordu. Bu durum, diğer talebeleri arasında taaccüble karşılanıyordu!..