Ahmet Demirbaş

Benî İsrâil'de bir âbid vardı. Allahü teâlâya beş yüz yıl ibâdet etmiş idi.

"Her ne hâl olursa olsun, bilhassa namazı, huşû ve hudû hâlinde bulunup zevkle ve gözyaşı dökerek kılabilmek, helâl lokmaya bağlıdır..."

Büyük velî Süfyan-ı Sevri hazretleri hacca gitmişti. Kâbe'yi tavaf ederken her adımında salevat-ı şerife okuyan biri dikkatini çeker!..

"Din ilimlerine vâris olan âlimlerin sohbetlerinde bulun. Kötü din adamlarından ve helal haram ayırmayan cahil tarikatçılardan uzak dur."

Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Allahü teala, kıyamet günü halkın arasında hüküm verecektir ki, o mahkemeye her ümmet toplu olarak gelir."

Ubeydullah-ı Ahrâr hazretleri tasavvufta yüksek derecelere kavuştuktan sonra, helal kazanmak için tarımla meşgul oldu...

Resûlullah efendimiz, Dıhye "radıyallahü anh" ile Şam'daki Bizans İmparatoru Herakliyüs'a İslama davet eden bir mektup gönderir...

Yakub-i Çerhi hazretleri bir rüya görür. Ona "Azîzân'ın mürîdi [talebesi] ol!" derler... O da Behaeddin-i Buhari hazretlerine gider!..

Abdülkadir Geylani hazretlerinin bir sözüne kibrinden dolayı itiraz eden Bağdatlı bir şeyh, bir anda bütün manevi makamlarını kaybetti!..

Alâüddin-i Attar'a babasından çok miras kaldı. Fakat o, hepsini kardeşlerine bıraktı ve gidip Şah-ı Nakşibend hazretlerine talebe oldu!..

Bursa, Osmanlılara geçmeden önce şehirde oturan Rumlardan biri gizlice İslam dinini kabul eder. Yakın dostu bir Rum bunun sebebini sorar!..

"Şâh-ı Nakşibend" hazretleri, Buhara'ya yakın Kasr-ı Arifan'da doğdu. İslam âlimlerinin en meşhurlarından olup, tasavvufta en yüksek derecelere ulaştı...

Mevlânâ hazretlerine bir gün kötü huylu kimseler hakkında sorulur. Bunun üzerine kaplumbağa ve akrebin hikâyesini anlatır...

Emir Gilâl hazretleri, her anını İslamiyet'e uygun olarak geçirmiş, pek çok kimse onun sohbet ve derslerinde kemale gelmiştir.

Mümin tamahkâr olmaz; nefsinin şehvet ve arzularına uymaz... Tamahkâr adamın biri, bir kuş yakalar. Kuş dile gelir ve ona üç nasihatte bulunur!..

Muhammed Baba Semmasi hazretleri bir yerden geçerken; "Bu yerden büyük bir zatın kokusu geliyor. Pek yakında burası, Kasr-ı ârifân [Ârifler Sarayı] olur" buyurur!..

Şakik-i Belhi hazretleri zamanında bir sene kıtlık olur. Herkesin kara kara düşündüğü bir ortamda, bir kölenin neşeden oynadığını görür ve ona bunun sebebini sorar!..

Ali Ramiteni hazretleri, Silsile-i aliyyenin on ikincisidir. Buhara yakınlarındaki Ramiten kasabasında doğdu. 1328 (H.728)'de Harezm'de vefat etti...

"Allahım! Sen, ol deyince gökyüzünden kar da yağar, nur da yağar! Sevdiğin kullar hürmetine ver Allahım! Lâpa lâpa kar ver de içimin yangını sönsün!.."

Maveraünnehr'in "Tur-i Sina gibi" mukaddes bir yer olmasına vesile olan, orayı nurlandıran büyük âlim ve velilerden olan Mahmud-i İncirfagnevi, Buharalıdır...