Ahmet Demirbaş

Gâzi Osman Paşa, "93 Harbi" diye meşhur olan, Osmanlı-Rus Savaşında (1877-1878) Plevne cephesinin ünlü kumandanıdır...

Muslihuddîn Efendi soğuk bir kış günü dükkânında çalışıyordu. Bir kadıncağızın, iki çocuğuyla sokakta dolaşması dikkatini çekti!..

Çelebi Hüsâmeddîn'e babasından büyük bir miras kalır. O, bu servete hiç dokunmadan hocası hazreti Mevlânâ'nın yolunda harcar!..

Abdullah bin Mübârek?, medresede hoca, câmide vâiz, şehirde tüccâr, harbde büyük bir kahramandı. Yani kılıç ve kalem erbabı bir zat idi...

Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretleri, icazet verdiği talebesi Abdullah-ı Mekkî Erzincânî'ye, Anadolu'ya gitmesini işaret eder. O da yollara düşer...

"Sana tamahkâr olma demedim mi? Ne çabuk unuttun. Delide para ne gezer. Haydi var diyelim, direğin tepesine para saklanır mı?"

Harem dâiresini basan zorbalar, tekrar tahta çıkarılacağı anlaşılan III. Selim Hân'ı şehit edip, yeğeni Şehzâde Mahmud'un peşine düşerler!..

Mecdüddîn Îsâ, iki evliydi. Hanımının biri çok cömert ve misafirperverdi. Onun vefatını göstermemesi için Allahü tealaya dua eder!..

Cebrâil aleyhisselâm dedi ki: "Yâ Resûlallah! Bu gece senin ümmetinden vefât edip de vefâtı melekler arasında müjdelenen kimdir?"

Fakir, fakat tertemiz giyimli bir âlim, mahkemede üst sıralarda bulduğu boş bir yere oturur. Mahkemenin kadısı, adamcağıza sert sert bakar!

Rebî bin Heysem, bir gün demirciler çarşısına gider. Orada körüklerin ateşleri alevlendirdiğini görünce, Cehennemi hatırlar ve düşüp bayılır!..

Hind Sultanı, iftiracıların yalanlarına kanarak, İmâm-ı Rabbânî hazretlerini, evlâtlarını ve talebelerini öldürmeye karar verir!..

Mutezile âlimleri, münazara için toplanmıştı. Mecliste bulunanlar, aralarında oturan bir âlime çeşitli meseleler sormaya başladı!..

"Ümmetimin yüzü bu tastan nurludur. Ümmetim için şefaat bu baldan tatlıdır. Şefaatin kabul olması bu kıldan incedir."

Bir zata, "Efendim, ihlas hususunda etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı?" diye sorarlar. O da Mekke'de başına gelen bir hadiseyi anlatır...

Büyük Selçuklu Sultanı? Alparslan, Türkleri bir bayrak altında toplamak istiyordu. Bu gaye ile ordusuyla Maveraünnehr'e doğru sefere çıkar...

Salihlerden bir zatın pazarcılık yapan bir komşusu vardı. Bu adam, işten eve gelir gelmez içki sofrasını kurar, sabaha kadar nara atardı!..

Allah adamlarından Behlül Dânâ hazretleri bir gün çer çöple evler, köşkler yapıyordu. Gören de onu, oyun oynuyor zannediyordu!..

"Dünyada kerem sahibi, cömert kalmadı dedirtmeyiz. Allah rızâsı için, dâvâmızdan vazgeçtik, ölenin vârisleri olarak bu genci affettik!"

Cüneyd-i Bağdadi hazretleri, bir gün kürsüde vaaz veren bir zat görür. Ne anlattığını merak eder, bir kenarda oturup onu dinler...