Ahmet Demirbaş

"Dünyada, ahiret saadeti için çalışmalı, kazanmalı, niyeti düzeltmelidir. Çünkü İslamiyet, insanlara faydalı olmayı emreder..."

Resûlullah buyurdu ki: "Rûme kuyusunu kim alır, kendi kovasını Müslümânların kova­sı ile berâber tutarsa, Cennetteki kovası bundan hayırlı olur..."

"Biz eskiden böyle miydik? Artık, Kanije Müdafaası gibi küçük hizmetlere de vezirlik verilir oldu! Ne günlere kaldık?.."

Son Osmanlı Pâdişâhı Vahideddîn Han, acı ve sıkıntı içinde geçen bir sürgün hayâtından sonra, 1926'da İtalya'da San Remo'da vefât etti.

Muhyiddin-i Arabi'nin sohbetine bir ateist gelmişti. Peygamberlerin mûcizelerini inkâr ediyor, her şeyi felsefe ile çözmeye kalkışıyordu!

Emîr Külâl hazretleri buyurdu ki: "Garip ve kimsesiz bir Allah dostunu ziyâret niyetiyle yola çıkan kimse, yolunu şaşırmaz, hatâ etmez!.."

Bir kadıncağız hükümdara gider ve şöyle der: "Ben seyyideyim, çoluk çocuğum var, biraz sıkıntıdayız, bize kalacak bir ev ver!"

Bir gün Resulullah efendimize Cebrâil aleyhisselam geldi ve dedi ki: "Torunlarını çok seviyorsun, fakat ikisi de şehid olacaklardır!.."

Akşemseddîn hazretlerinin babası Şeyh Hamza vefât etmişti. Kendisini defnettiklerinin gecesi bir kurt gelip kabrini açmaya çalışır!..

Şam yakınlarındaki Busra Panayırında bir rahip şöyle seslenir: "İçinizde Mekke'den gelen var mı?" Bir genç, rahibe cevap verir...

Sultan Gazneli Mahmud, Hindlilerle yaptığı harplerden birinde çok şiddetli direnişle karşılaşır. O anda bir adakta bulunur!..

Müşrikler Resûlullah efendimizin evine daldılar! Bir de ne görsünler! Resûl-i ekremin döşeğinde Hazret-i Alî­ yatıyor!..

Bir fakir, Şabân-ı Velî'ye gelerek; "Bir merkebim vardı, öldü. Şimdi ben çocuklarımın geçimini ne ile temin edeceğim? Dua edin" der...

Ali Semerkandî hazretleri, bir gece rüyasında Fâtımâ vâlidemizi gördü. Ona Resûlullah'ın huzûruna gitmesini işaret ediyordu!..

"Hak âşıklarının yanan rûhlarını serinletmek için seni İstanbul'a göndermemiz elzem oldu. Allahü teala yolunu açık eylesin...

Murâd-ı Münzâvî hazretleri gece yarısı kitap okuyordu. Kendisine Kethüdâ Ahmed Ağa'nın geldiğini haber verirler!..

İstanbul evliyâsının büyüklerinden Mehmed Emîn Efendi'yi vesîle ederek yapılan duâlar müstecâbdır, makbûldür...

İhtiyar bir kadın eğirdiği iplikleri pazara götürüyordu. Yolda giderken bir kartal gelip, iplik dolu bohçayı kaparak havalanır!..

Kanuni, vefat etmeden önce yanındakilere bir vasiyette bulundu. Şahsına ait özel bir sandığın kabrine konulmasını istiyordu...

"Ey bedevî! Keşke, anan seni doğurmamış olaydı. Resûlullahın hayâtında ve vefâtlarından sonra, bu sözü hiç kimse söylemedi!"