Ahmet Demirbaş

Ahmed Yesevî hazretlerinin zamanında Mervezî nâmında bir müderris vardı. Onu imtihan etmek için maiyetiyle yola çıkar...

Bir gün Resûlullah efendimiz, Eshâbı ile mescidde otururken, Cebrâil aleyhisselâm gelir ve Hazret-i Ebû Bekr'i metheder!..

Rum imparatorunun bir kızı vardı. Bir gece dışarı çıkınca ibret nazarıyla gökyüzüne baktı ve kendinden geçti!..

Hacı Bektâş-ı Velî, Anadolu'ya gelip yerleşti. Kıymetli talebeler yetiştirdi ve şöhreti kısa zamanda her tarafa yayıldı...

Halife Harun Reşid, Şibli hazretlerinin Bağdat'a geldiğini duyar. Kendisinden bir nasihat almak için can atmaktadır!..

Seyyidet Nefîse hazretleri bir gün abdest alıyordu. Yahudi komşusunun felçli kızı o suyu alıp ayaklarına sürmeye başladı...

Zengin bir âileye mensûb olan Bişr adındaki genç refah içinde yaşıyordu... Kapısına gelen bir zat ona "kul" olduğunu hatırlattı...

Üç kızı olan İsmâil Efendi'nin bir kızı daha dünyaya gelmişti. Adını Râbia yani "Dördüncü" koydular...

Akşam olmuştu, ancak Seyyid Fehîm hazretleri mihrâba geçmeyip biraz durdu. "Bir yolcumuz geliyor. Nerede ise donacak" dedi...

Bâyezîd Hân zamanında, Bâyezid Külliyesi'nde Yahya Baba adında bir aşçı vardır. Pilavıyla meşhurdur bu mübarek zat...

Hiç kimsenin sevmediği genç "Yâ Rabbi! Bana Ebû Türab hazretlerini görmeyi ve tövbe-i nasuh etmeyi nasip eyle!" diye dua etti...

Hacı Bayram-ı Velî, Sultan Murâd Han'dan bir fermân almıştı. Fermanda, talebelerinin, vergi ve askerlikten muâf tutulduğu bildiriliyordu!..

Allahü teâlâyı inkâr eden bir dehri [ateist] vardı. Hıristiyan din adamları bu adama cevap vermekte çaresiz kalmışlardı!..

Ankara Savaşı'nda Osmanoğulları mağlup olur. Timuroğulları da akabinde Bursa'yı muhasaraya alır...

Salihlerden biri, cuma günü merkebine bir çuval buğday atıp değirmene gitmişti. Oradan da camiye gidecekti. Ancak merkebi ortalıkta yoktu!

Beşiktaşlı Yahya Efendi bir gün atıyla giderken, iki papaz yolunu keser. Atın yularını tutup Padişahı şikâyet ederler!..

Ebûl Vefa hazretlerinin küçük ama çok sevimli bir oğlu vardı. Çocuk iyiydi hoştu da bir ara sakalara takmıştı kafayı!..

Sünbül Sinân Efendi'nin çok talebesi vardı. Ancak o, Muslihuddin Musa adındaki bir talebeyi hepsinden çok seviyordu!..

Ahmed Han, bir câmi yaptıracaktı. İnşaatın yeri tespit edildi. Temel atma merâsimi için büyük velî Azîz Mahmûd Hüdâyî'yi de dâvet etti...

"Bir tanıdığımın hasta olduğunu öğrendim. Evine gittiğimde onu perişan bir halde gördüm. Yüzü siyahlaşmış, gözleri masmâvi olmuştu!.."