Cem Küçük

​Evvelsi gece Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye ile Birleşik Arap Emîrliklerinin ilişkilerinin düzelmeye başladığını söyledi. “Yol haritası üzerinde adımları kimler nasıl atacak belirledik. Çok ciddi bir yatırım hedefleri, yatırım planları var. İnanıyorum ki çok kısa zamanda Birleşik Arap Emîrlikleri ülkemizde ciddi yatırımlara girecek" diye de ekledi.

Türkiye’de az da olsa faşist bir damar var. Yabancıyı düşman gören, yurdundan göçmek zorunda kalmış insanları fırsat bulsa kovacak bir anlayış var. Sanki bu insanlar keyiflerinden buraya geldiler.

Türkiye temmuz ayını yangınlarla geçirdi... Bir hafta gibi kısa sürede yangınları kontrol altına aldı. Bodrum, Marmaris gibi yerlerde yangın çıkınca yalan yanlış bilgiler de havada uçuştu...

Türkiye’de bir olayın perde arkasına, sebep sonuç ilişkisine bakanlar çok az. Anlamak istemiyorlar. Bir olay niçin meydana gelmiş kökenine bile bakmıyorlar.

Geçen hafta yazdım, "Türkiye’de en geçerli şey nefret" diye... Kimse kimseyi sevmiyor. Bunun en somut örneği de göçmenlerle alakalı. Ne yazık ki bu ülkede göçmen konusunda resmen faşizm var.

Muhalif sanatçıların muhalif olmasında sorun yok. Ama muhalif sanatçı tweet atarak, Instagram postalarıyla muhaliflik yapmaz. Daha etkili silahlar kullanabilir.

Brian De Palma’nın 1993 yapımı “Carlito’nun Yolu” filmi bana göre sinema tarihinin başyapıtı eserlerindendir. O filmde Carlito kritik bir hata yapıyor. Ne olduğunu filmi izleyenler bilecektir. İzlemeyenler için ne olduğunu yazıp sihri bozmayayım!..

Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli 28 Temmuz ila 1 Ağustos tarihleri arasında çıkan 112 yangından 107’sinin kontrol altına alındığını açıkladı.

Müyesser Yıldız’a geçen sene bir binbaşının bilgi aktardığı ve mahrem kalması gereken bilgileri elde ettiğini biliyoruz. İddianame ve resmî tapeleri okuyanlar hainliğin boyutunu görebilir.

15 gün Amerika’da kaldım. Amerika’ya daha önce de geldiğim ve Amerikan Kültürü ve Edebiyatı okuduğum için az çok sistemin nasıl işlediğini biliyorum. Bazı şeyleri daha yakından gözlemleme imkânım oldu.

Daha önce bu köşede Murat Boz’u yazmıştım. 2017’de sistem değişikliğine evet diyen Boz, iki sene sonra belediye seçimlerinde Ekrem İmamoğlu’nu desteklemişti. Aslında Boz hep CHP’liydi. Numaradan Erdoğancı görünüp cebini dolduruyordu. 2019 seçimleriyle rüzgâr tersten esti zannedip aslına rücu etmişti...

Dün bu yazıyı yazarken son rakamlara bakayım dedim. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin verdiği bilgilere göre Türkiye genelinde çıkan toplam 112 yangının 107'si kontrol altına alınmış...

İki gün önce sosyal medyada gördüm. Bolu’nun CHP’li belediye başkanı Tanju Özcan şehirdeki göçmenlerin su ve katı atık bedellerini 10 kat artıracağını söyledi.

Bugünlerde Suriyeliler üzerinden gene faşizm rüzgârları esiyor. Savaştan kaçmış, canını kurtarmak isteyen insanlara, “Niye ülkenden kaçtın” diye soruyorlar.

New York pandemiden ciddi biçimde etkilenmiş. Manhattan’daki küçük evlerde tıkalı basılı kalmaktan perişan olmuşlar. İnsanları Heart Island'da toplu gömmüşler. Herkes şehir merkezinden; müstakil evlerin olduğu yerlere göç etmiş.

Bir haftadır ABD’nin New York şehrindeyim. İyi gün değil kötü gün dostları İsmail Güzel ve Çetin Güzel’in misafirleriyim. Çetin Güzel ODTÜ’yü bitirmiş ve 1992’de sırt çantasını alarak New York’a gelmiş. Bilindik hikâye gibi gözükse de, sıfırdan başladığı hayatını yazılım ve donanım işiyle devam ettiriyor. Kardeşi İsmail 1997’de gelmiş. O da iş hayatını New York-Türkiye arasında sürdürüyor.

Yazarımız, kısa bir süre için senelik izne ayrılmıştır. Okuyucularımıza duyururuz.

Dün 15 Temmuz hain darbe girişiminin 5. yılıydı. FETÖ’cü alçaklar büyük bir askerî darbeye giriştiler ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın halkı sokağa çağırmasıyla darbe önlendi.

Covid-19 hayatımıza girdiğinden beri çaresinin ne olacağını da konuşup durduk. Virüs olduğu için de çarenin aşı olduğunu konunun uzmanları dile getirdiler.

28 Şubat darbesinin üzerinden tam 24 sene geçti. Darbeyi yapanlar, seçilmiş meşru Refah-Yol hükûmetini deviren askerler hesap veriyorlar.