Cem Küçük

Dünyada 7 milyar insanın hepsi Covid-19’la yatıp kalkıyor. 800 bin vaka sayısı var. Ölen insanlar 40 bine dayandı. Bu yazı yayınlandığında rakamlar artacaktır.

Hükûmetimiz Başkan Erdoğan liderliğinde koronavirüs dolayısıyla ekonomik sıkıntıları minimize etmek için elinden geleni yapıyor.

Covid-19 hayatımızı esir aldı. Evlerden çıkmıyoruz. Bütün dünya kapandı. İtalya, Fransa, Amerika ve İran’daki vaka ve ölümler daha fena. İngiltere’den gelen rakamlar da kötü. Türkiye’de de vaka sayısı artıyor...

Malum herkes koronavirüs yüzünden evde olunca alışkanlıklarımız da değişti. Hemen her şey sorgulanır oldu. Birçok yeni tartışma konusu açıldı.

Piyasaların daralacağı belli. Bank of America’nın CEO’su bariz iflaslar olacak diyor. 1929 Buhranı’ndan bile kötü ve yıkıcı etkileri olacak öngörüsünde bulunuyor.

Dünya koronavirüsün Covid-19 modeliyle yatıp kalkıyor. Ölüm haberleri, testleri pozitif çıkanlar, yayılma hızı her gün birinci gündemimiz.

Malum herkes evde. Kimse dışarı çıkmıyor. AVM’ler kapalı, restoran ve kafeler kapalı. Hizmet sektörü ciddi biçimde etkileniyor. Ücretsiz izne çıkarılan çalışanlar var.

Komple teorileri bütün Batı demokrasilerinde var. Çeşitli konularda filmler yapılır, kitaplar yazılır. Bu işin membaı Amerika’dır. Kennedy cinayetinden iklim değişikliklerine, Bill Clinton’ın Başkan olmasından Rockefeller’a kadar ne komplolar yazıldı Amerika’da. Texe Marrs’ın kitapları geniş alıcı buldu.

İnsanlık olarak büyük bir sınav veriyoruz. COVID-19 virüsü, tüm dünyayla birlikte ülkemizi de tehdit ediyor. Vaka sayısı 200’e yaklaştı, vefat edenlerin sayısı en son 3 olarak açıklandı.

Ölüm insanda güçlü bir duygudur. Aynı zamanda korku da barındırır. Ama insanlar genel olarak hep başkasının öleceğini sanır. Kendisine bir şey olmaz diye düşünür.

Amcama 3 Ekim 2019’da akciğer teşhisi konmuştu. Zonguldak’ta her ne kadar hastane imkânları olsa da Ankara ya da İstanbul gibi olmuyor.

Geçen hafta perşembe günü Washington Post gazetesinde Gillian Brockell, 1665’te İngiltere’de başgösteren veba salgınıyla ilgili bir yazı yazdı.

Türkiye tam 3 milyon 700 bin göçmene ev sahipliği yapıyor. Son 9 senede ülkemize sığınan tek bir göçmeni bile AK Parti hükûmeti sahipsiz bırakmadı.

Odatv çetesi ve Soner Yalçın’ın her yerde ahtapot gibi kolları var. Devletin belli noktalarında bunlara belge sızdıranlar var. Bunlar biliniyor.

Suç örgütü konumundaki Odatv’nin com.tr ve diğer hesapları da BTK tarafından kapatıldı. Olması gereken buydu. Unutulmasın, Odatv asla normal bir site değildir. Tamamen yerli ve millî insanları hedef alan bir yapıdır. Bugüne kadar başta Başkanımız Erdoğan olmak üzere Süleyman Soylu, Hakan Fidan, Hulûsi Akar, Berat Albayrak ve diğer vatan için mücadele eden herkesi hedef alan Odatv suç örgütü FETÖ, PKK, DHKP-C’yi bitirmek için var gücüyle uğraşanları itibarsızlaştırma operasyonları yapmıştır.

Bu köşede defalarca Odatv denen yapının bir suç örgütü ve TCK’daki tanımıyla tam anlamıyla bir çete olduğunu ifade ettim. 2011 senesinde yaşanan çeteler savaşında Fetullahçı çetenin kendine rakip olarak gördüğü Odatv çetesini tutuklatması Odatv suç örgütünü aklamıyor.

Nur Muhammed Terakki 1978'de Afganistan'da devlet başkanı oldu. Sovyet tarzı bir yönetim kurmak istiyordu. Aralık 1978'de Sovyetlerle bir anlaşma imzaladı. Terakki'nin yardımcısı Hafizullah Amin "Sovyetler Afganistan'ı işgal eder" korkusuyla isyan başlattı. Nur Muhammed'i devirdi ve kendisi devlet başkanı oldu.

36 askerimizin şehit olmasıyla büyük üzüntü yaşadık. Hemen herkes kahroldu. Perşembe gecesi acımızı tarif edecek kelime yoktu. Türkiye o günden beri Suriye rejimine gereken dersleri veriyor. Suriye’ye kol kanat geren Rusya ve İran’la da gerekli diplomasi yürütülüyor.

Savaştayız. Rejim unsurlarıyla gereken mücadeleyi veriyoruz. Baaşçılar saflarını belli etti. Onları bir yere kadar anlıyoruz.

Suriye’de 2011’den beri başlayan savaşta milyonlarca Suriyeli mülteci oldu. Ürdün, Filistin, Türkiye’ye tutunuyorlar. Bizde 3,7 milyon Suriyeli mülteci var.