Cem Küçük

​AK Parti ile MHP arasında son günlerde yaşanan gerilim üç ana konuyla ilgili. Af, Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) ve Danıştay’ın Öğrenci Andıyla ilgili kararı. EYT konusunda AK Parti ile MHP anlaştılar. Zaten böyle bir yasanın çıkması akla aykırı.

Ben lisedeyken çok popüler olmuş bir şarkı vardı. Bu şarkıyı Mahsun Kırmızıgül söylüyordu. “Âlem buysa kral sensin”... Şimdi Türk medyasında son dönemde olanlara bakınca aklıma bu parça geliyor. Bizim milliyetçi-muhafazakâr kanattaki herkes de bunu dillendiriyor.

Ülkemizde yayın yapan yabancı menşeli internet siteleri ve radyolar var. Türkiye özgür bir ülke. İfade ve medya özgürlüğünü herkes dilediği gibi kullanıyor. Sonuna kadar da kullanmalı. Keşke ülkemize daha çok uluslararası yayın organı gelse ve yayınlar yapsa. Gazeteci arkadaşlar açısından da faydalı olur.

New York Eyaleti, Finansal Hizmetler Departmanı (DFS), Birleşik Arap Emirlikler merkezli Mashreq Bank’ın New York şubesine kara para aklama nedeniyle 40 milyon dolar ceza kesti.

Ülkemizin bazı kutsalları vardır. Bunlar hepimiz için mukaddestir. En başta dinimiz böyledir. Sonra da bu topraklardaki DEVLET kavramı gelir. Biz Türkler DEVLET için canımızı seve seve veririz. Tıpkı yüce dinimiz İSLAM için vereceğimiz gibi. Bu duyguları ne komünistler ne FETÖ’cüler anlar. Çünkü bu iki kesim ülkemizin değerlerinin düşmanıdır. Çoğu zaman da beraber iş birliği yaparlar. İşte son yazılarımda da bunun altını çizdim.

FETÖ’nün sözde Kemalist avukatları nasıl kullandığı ortaya çıktı. Şu an halkımızın her kesimi bu avukatlara tepkili. Bakın benim derdim Kemalistler değil, ekranlarda FETÖ’ye sövüp sonra FETÖ’nün avukatlığını üstlenen herkestir. Ekranlarda FETÖ’ye sövüp sonra Fetullahçı teröristlerin avukatlığını üstlenen Kemalistler Turgut ve Aslı Kazan, Ersan Şen, Hüseyin Ersöz, Kazım Yiğit Akalın, Salim Şen kadar bizim taraftan Kezban Hatemi ve Rıza Saka’yı da TGRT ekranlarında eleştirdim. Hatemi ve Saka’nın yaptığı da etik değerlere uygun değildir.

Sayın okurlarım en üst düzey Fetullahçı teröristleri kurtarmak için her şeyi yapan ve bu ahlaka aykırı iş karşılığı FETÖ’den trilyonları indiren Kemalist avukatlar deşifre oldu. Bu skandal alenen ispatlandı. Fetullahçı teröristlerin avukatı olan bu Kemalistler yazdığım gerçekleri reddedemiyorlar. Ekranlarda FETÖ’ye sövüp sonra FETÖ’den paraları götüren Turgut ve Aslı Kazan’dan Ersan Şen’e, Hüseyin Ersöz’den Salim Şen’e hepsine şu an milletimizin tamamı ama özellikle Kemalist yurttaşlarımız çok öfkeli. Çünkü bu isimler hem Atatürk’e hem Türk milletine para için ihanet ettiler.

​Demek ki çok isabetli ve kimsenin dokunamadığı noktaya işaret edince millet de o yazıya aşırı sahip çıkıyor.

​Biliyorsunuz daha önce bu köşede köşe yazarlığının ve yorumculuğun sonunun geldiğini yazdım.

Medyamızın hep beraber üzerine yattığı ve görmezden geldiği bir konu daha var. Son iki yazıdır ifşa ettiğim FETÖ'cü Eyüp Can'la Ertuğrul Özkök'ün Londra'da yaptığı görüşme. Bu yazılar üzerine Demirören Medya'nın en tepe ismi benimle temasa geçti. "Kanıt var mı?" diye sordu ve "bu doğruysa gereğini yaparım" dedi.

​Ah ah... Nereden başlayayım bilemiyorum. FETÖ ile mücadele çok önemli bir konu. Bunu defalarca yazmaya gerek yok.

​22 Mart 2018 medya devriminin rüzgârı esmeye devam ediyor. Bir başka deyimle bu devrim nehrinin suları akmaya devam ediyor.

Bu köşede sık sık "22 Mart 2018 Medya Devrimi"nin Türkiye tarihi açısından önemine değiniyorum. 22 Mart 2018 hadisesi sadece bir medya olayı değildir. Türkiye’de gerçek bir demokraside olduğu gibi milletin kahir ekseriyetinin siyasal sisteme egemen olmasını da simgeler. 22 Mart devrimiyle medyadan tasfiye edilen Aydın Doğan tam anlamıyla azınlık vesayeti rejiminin temsilcisiydi.

​Türkiye’nin Batı ile ilişkileri malum. Sıkıntılı günler yaşanıyor. Ama bu işin birincil müsebbibi Batı’nın bizzat kendisi. Çünkü Türkiye’yi asla anlamak istemiyorlar.

Bazı yayın organlarında yeni internet yasasının sansür getireceği iddiasını dile getirenler var. Hatta bazı marjinal medyada MİT ve Emniyet’ten olumlu görüş almak gerekecek diyenler bile çıktı.

CIA Başkanı Gina Haspel’ın açıklamaları önceki gün medyada geniş yer buldu. CIA’de istihbarat olarak değişikliğe gideceklerini söyleyen Haspel, konseptlerini de değiştireceklerini açıkladı.

AB ve Amerika güya medya özgürlüğü konusunda çok hassaslar. Bir gazeteci işinden olsa mangalda kül bırakmıyorlar. Türkiye’de çoğu FETÖ’cü, içeride yatan gazeteciler hakkında sürekli rapor yayınlıyorlar.

DHKP-C’li teröristler Savcı Selim Kiraz’ı Çağlayan Adliyesi’nde şehit ettiler. 2015 yılının en önemli olaylarından biri buydu. 7 Haziran seçimlerine giderken nasıl olsa AK Parti gidici diye terör örgütleri medyanın bir kısmından ciddi destek görüyordu.

Bu söz bana ait değil. Güvenlik Uzmanı Metin Gürcan böyle demiş. DW Türkçe son İdlib anlaşması üzerine bazı uzmanlardan görüş almış. Gürcan önce şu açıklamada bulunmuş: “Ankara böylelikle süre kazandı. Ankara için asıl risk 15 Ekim’den sonra başlayacak. Şimdi bir kalıcı çözümden bahsetmek mümkün değil ve İdlib’de askerî operasyon mutlaka olacak.”

​27 Ağustos’ta bu köşede “28 Şubat zihniyetinin iki örneği” başlık bir yazı yazmıştım.