Ercan Yıldız

Açıkçası, Beşiktaş ile Fenerbahçe’nin kayıpları sonrasında Galatasaray’ın, Gaziantep karşısında havalı bir skorla kazanmasını beklerdim. Taraftarı önünde oynamanın yanı sıra 9 puanlık motivasyon kaynağının Galatasaray için yeterli olacağını düşünmüştüm ama yanılmışım.

UEFA Avrupa Ligi maçlarında rakibinin topla oynamasına müsaade eden ve kendi yarı alanında iyi kapanarak netice alan Galatasaray, benzer uygulamayı Beşiktaş derbisinde de vizyona soktu.

Galatasaray cephesinde yeni bir şey yok. Bakmayın siz Konyaspor’un namağlup unvanının sona erdirilmiş olmasına; İlhan Palut’un öğrencileri Galatasaray’ı kendi sahası ve seyircisi önünde fazlasıyla hırpaladı.

Formula 1 prestiji hayli yüksek bir organizasyon. Düşünün her bir yarışı 150'yi aşkın ülkeden 2 milyara yakın insan izliyor. Yani ülke tanıtımı için 2 milyar insana ulaşmayı hedefleseniz kasanızdan 500 milyon dolar civarı bir para çıkarmanız gerekecek.

Fatih Terim sabır istiyor ve “1 Ocak’ta bambaşka bir Galatasaray olacak” diyor. Kredisi bir hayli yüksek olsa da Fatih Hoca’nın söylemi ile eylemi arasındaki tutarsızlıkları yüzünden sabır taşırdığını da görmesi gerekiyor.

Çok enteresan bir maç izledik. İlk 45 dakikalık bölümde Diagne net fırsatları değerlendirebilse Galatasaray, soyunma odasına 5-1 önde gidebilir; Yusuf Erdoğan ise yeteneklerini biraz da takımı için kullansa Kasımpaşa rakibine ciddi bir şok yaşatabilirdi.

Vitor Pereira, 20’lik Muhammed’i ilk 11’de sahaya sürüp, dünya yıldızı Mesut Özil’i kulübeye oturtmasını “dinlendirme” şeklinde açıkladı ama bu tipik bir güç gösterisiydi ve az kalsın pahalıya patlıyordu.

Bir futbol maçı sona erdiğinde kazanan takımın bariz üstünlüğünü anlatabilmek için kullanılan klişe bir söz vardır ya hani “Sabaha kadar oynansa bu maç böyle biter” diye, hah işte dün akşamki Beşiktaş ile Çaykur Rizespor’un karşılaşmasının tarifi de ancak bu şekilde yapılabilir.

Kusura bakma Şenol Hoca'm. Turnuvadaki 24 takımın içinde oyun planı, taktik kurgusu olmayan tek takım maalesef bizdik

Konya karşısında gole çok uzak kalan Galatasaray, Sehic’in ikramı olmasa dün havluyu atıyordu

2004’te Şenol Hoca’yı koltuğundan eden Letonya, yine başımıza çorap örmeye çalışıyor

Fatih Terim’in çözmesi gereken yeni problemi şu: Çift forvete devam mı, tek olacaksa hangisi?

Galatasaray dört gün önce BB Erzurumspor’u yendiğinde oyun olarak hiç de iyi sinyaller vermemişti. Ekmeğini taştan çıkaran Mustafa Muhammed, organize olamayan ve pozisyon üretmekte zorlanan Galatasaray’ın problemlerini attığı gollerle halının altına süpürmüştü.

Umarım, futbolcunun geçmişine değil geleceğine yatırım yapılması gerektiği öğrenilmiştir.

Biri lider, diğeri takipçisi olunca iki teknik adamın da önceliği ve oyun planı üç puanı rakibine kaptırmama üzerine kuruluydu.

Hocası tarafından sol kanada hapsedilse de, Yunan Pelkas Fenerbahçe’yi sırtladı

Puan kaybını, rakip hocanın futbol anlayışına bağlama gafletine düşersen, Hanya’yı da görürsün Konya’yı da...

Erol Bulut, hakem Bahattin Şimşek sayesinde koltuğunu bir hafta daha koruyabildi.

Erol Bulut her hafta ciddi teknik yanlışlara imza atsa da, bazen atanı bazen de tutanıyla sonucu alıyor

Galatasaray için sezonun en kolay galibiyeti oldu. Düşünün Diagne bile üç gol birden attı!..