Fuat Bol

İpe sapa gelmez hezeyanları, siyasi beyanat olarak ileri süren mahut nadan güruhu, belli ki, akıl tutulmasına uğramış.

İslamiyet'e duyulan kin ve hınç; bir araya gelmeleri muhal üstü muhal olan, birbirine en düşman ülkeleri bile bir araya getirdi!..

İki ülke ile olan sınırımızdaki yangın, neredeyse içerimize sıçrayacak!

İkinci Cihan Savaşı'ndan sonra, dünyadaki sırtlanlar çoğaldı ve sürüdeki başlar değişti.

Adnan Menderes'e rakip olabilecek ve kendilerince dindar (!) olan bir kişiyi CHP'nin başına getirip başvekil yaptılar!..

Milletimizin bunca siyasi tecrübesi ile 2015 seçimleri de zaferle neticelenecek ve 2023 hedefine ulaşmak için yalnızca bir mızrak boyu yol kalmış olacaktır!..

Seçilmiş Cumhurbaşkanımız sayın Erdoğan, önemli bir gerçeği vurguladı: "Siyaset, boşluk kaldırmaz!" Aksi halde; bırakılan boşluğu derhal başkaları doldurur...

Tayyip Erdoğan'ın karşısındaki birleşik cephenin hedefi; kendi adaylarını Köşk'e çıkarmak değildi. Onlar da bunun olmayacağını biliyordu...

Bundan böyle artık, devlet, milletinden çekinip korkmayacak ve milletten korunmanın yollarını arayıp (!) ona zulmedemeyecek!

Türkiye ve Katar hariç bütün İslam ülke yöneticilerinin, ya derin bir sessizlik içinde ya da zalim İsrail'in yanında saf tuttuklarını görmekteyiz.

Akılları sıra; bütün yolları yine Roma'ya çıkaracaklar! Bilmiyorlar ki, uyanan millet, Roma'ya giden bütün yolları kesti ve tarihinde ilk defa kendi elleriyle cumhurbaşkanını seçiyor!

A partisi, B partisi veya şu veya bu parti veya onların liderleri fark etmiyor; hangisinin peşinden gidilirse gidilsin; bütün yollar Roma'ya çıkıyordu!

İslam Âleminin bayramlarını hüzünlü kılan tüm zalimleri, Allahü teala Kahhar ismiyle kahretsin ve tüm mazlumlara da imdad-ı ilahisi ile imdat eylesin!..

10 Ağustos'ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, tabir caizse; 'Eski Türkiye' ile 'Yeni Türkiye' oylanacak. Eskisinde yasaklar, yenisinde ise hak ve özgürlükler var.

Kim ne derse desin ve her kim ne yaparsa yapsın; ipler milletin elinde ve bundan böyle cumhurbaşkanlarını bizzat kendisi seçecek...

Devlet maskeli olunca, millet de ister istemez maske takmak zorundaydı. 2007'de ve 2010'da bu maskeler yırtıldı!

Özellikle bizim bölgemizde; yani Osmanlının bıraktığı netameli coğrafyada kader, ağlarını örüyor ve tarih yeniden yazılıyor! Bizde de, bizim coğrafyamızda da..

Orta-Doğu'da sınırlar yeniden çizilmenin arifesinde... Bölgemizde, bizim olmadığımız hiçbir denklemin çözülme şansı kalmamıştır...

İlk defa; Cumhurbaşkanını millet seçerek; tüm olumsuzluklara dur denilecek ve devletle millet ve hükümet, bir ve bütün olarak birleşip kaynaşacak...

Bu millet; 10 Ağustos 2014'de, kendisine tarihî bir fırsat veren Tayyip Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı seçmek için âdeta seferberlik başlatıyor!