Fuat Uğur

Enver Paşa, Çanakkale harbinde ele geçirilerek kendisine hediye edilen Lee-Lieenfield markalı bir İngiliz tüfeğini, sürre alayının başına getirdiği babası Ahmet Paşa ile birlikte Mekke Emîri Şerif Hüseyin’e hediye olarak göndermişti.

Hepimiz düşe kalka büyüdük. Dizlerimizdeki yaralar âdeta nişanemizdi.

Aşağıda, size bazılarını bildiğiniz ama CHP-İP medyası ile muhalefet partilerinin genel başkanlarından sözcülerine kadar ortaya attıkları yalanlar karşısında size “Neydi acaba?” ya da “Doğrusu ne?” dedirten soruların cevapları var.

Tam da bu konuyu yazmak için bekletiyordum ki emareleri dökülmeye başladı.

On yıl önce, mayıs ayında yaşanmıştı olay. Geçen ay yıl dönümüydü...

İnsanın hem FETÖ’ye hem de Kemal Kılıçdaroğlu’na Yeşilçam filmlerinin unutulmaz repliklerinden biriyle seslenip, “Durun, kavga etmeyin. Siz kardeşsiniz!” diyeceği geliyor.

Bugünün ve geleceğin dünyasının gidişatı artık belli oldu.

Geçen cumartesi günkü “Adil Öksüz’ün akrabası FETÖ hükümlüsüne maden ruhsatı” başlıklı yazımın ardından, yazıya konu olan Mehmet Bıçakçılar’ın avukatı Tarkan Toper’den bir açıklama aldım.

Elime bir dosya geldi.

George Floyd’un katledilmesiyle birlikte patlak veren gösterilere katılanların kimliklerini, düşüncelerini doğrusu çok merak ediyorum. Hepsi de okumuş yazmış çocuklar. Parlak, pırıl pırıl, dürüst, temiz bir çevre, dürüst siyaset, ırkçılığın, adaletsizliğin ve baskının olmadığı, tüm halkların eşit olduğu bir dünya istiyorlardır sorsanız.

Son günlerde FETÖ’nün yurt dışındaki internet sitelerinde çıkan yazılarda ve firari gazeteci diye bildiğimiz çeşitli isimlerin yayınladığı video sohbetlerinde aynı konudan bahsediliyor:

Yukarıdaki başlığı atmak kolay değil, biliyorum. Pek çoğunuz belki de irkildiniz.

Geçen hafta, otel odalarında IMF heyetiyle kirli pazarlıklar yaptığını gizlemeyen Faik Öztrak’ın Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak’a inandırıcılığı olmayan tuhaf bir yakıştırmayla “sosyete” demesini konuştuk epey. Bu yaftalamanın bir hedef şaşırtma olduğunu anlamamak mümkün değil elbet.

Prof. Dr. Feriha Öz ve Prof. Dr. Murat Dilmener… Bu iki ismi hafızalarımıza şimdiden kazıyalım. Çünkü onların isimleri iki hastanede birden tarihe geçecek. Klasiktir ama önce şu lafı edelim.

Başlıktaki cümlenin kaynağını boşuna aramayın. Son yıllarda kazandığım dostlarımdan biri olan Abbas Yüksel’e ait. Üç yıl önce tanıştık. Kamuda hesap uzmanlığı yapmış ve daha sonra yıllarca Koç Holding’de Mali İşler Koordinatörlüğü’nü yürütmüş, şu anda da onlarca firmaya hizmet veren bir kredi derecelendirme kuruluşunun sahiplerinden.

Koronavirüs olarak tanınan Çin Virüsünün bir laboratuvar ürünü olduğu fikri, başta ABD olmak üzere tüm dünyada yaygın kabul görüyor. ABD’de Yahoo News tarafından yapılan ankette Cumhuriyetçilerin yüzde 44’ü, Demokratların yüzde 19’u, Bağımsızların yüzde 24’ü, Fox News televizyonu izleyenlerin yüzde 50’sinden fazlası Bill Gates’in, insanları izleyecek bir dijital mikroçip yerleştirmek için koronavirüs aşısını kullanacağına inanıyor.

Malum, Fetullah Gülen ile eski sağ kolu Mustafa Özcan arasındaki büyük kapışma artık had safhaya vardı. Kavganın odağındaki mesele Fetullah’ın mutemet adamı ve en güvenilir sağ kolu Mustafa Özcan’ın, Avrupa’da ayrı bir yapılanmaya gitmesi.

Salgın nedeniyle bundan sonraki hayatımızı artık “Yeni Normal” olarak tanımlıyoruz.

Koronavirüs salgını araya girmeseydi Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ve Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan bir araya geleceklerdi.

15 Temmuz öncesiyle karşılaştırıldığında darbelerle ilgili bir farkındalığımız var millet olarak.