Fuat Uğur

Almanya'da kurulan ırkçı ve Nazi tandanslı Pegida hareketi bugün Alman Parlamentosu Bundestag'da 80 milletvekili ile temsil ediliyor.

Bu hanımefendi çeşitli firmalar tarafından Türkiye halkına “rol model” olarak gösteriliyor olmalı ki deterjan benzeri çeşitli ürünlerin reklamlarında oynatılıyor.

Köylü üşenmemiş binek hayvanına her gün yaptırdığı işlemi videoya çekip Face Book’ta paylaşmış. Hayvan, kendisine bağlı traktör römorkunu geri geri yanaştırıp çiftliğin garajına park etmekte.

Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın şikâyeti üzerine önceki gece sabaha karşı gözaltına alındı.

Hakkında 93 taciz suçlaması olan Harvey Winstein tutuklandı ve artık kadınların kendilerini daha yürekli biçimde ifade edebilmelerinin önü açıldı. Akla hayale gelmedik oyuncuların ve yönetmenlerin 20-30 yıl öncesine kadar uzanan taciz skandalları nedeniyle başları derde girdi. Hollywood ya da Batı sinemasındaki kadın oyuncuların, politik şahsiyetlerin yakınındaki kadınların tek tek uğradıkları tacizleri ve bunu kimin yaptıklarını anlatmaya başlamaları yeni bir dönemi başlattı.

15 Temmuz darbe girişimi A planı değil, erkene alınmış B planıydı.

Fetullahçı terör örgütünün nasıl sofistike bir akılla yönetildiğini, ardındaki uluslararası istihbarat örgütlerini artık çok iyi biliyoruz. Bu yüzden mahkeme süreçlerinde ortaya çıkan bilgiler ve yapılan itiraflardaki inanılması güç şeytanlıklar bile bizi şaşırtmıyor.

Liderler meydan konuşmalarında sık sık diğer partilerin seçmenlerine sesleniyor. Tayyip Erdoğan “CHP’ye oy veren kardeşlerim”, Muharrem İnce “Sevgili AK Partili vatandaşlarım” diye başlayarak sözlerini onlara duyurmak istiyorlar.

İlber Hoca’dan yakında bu sözü Muharrem İnce için duyarsak şaşmayalım.

Vahşi hayvanları yakalar gibi avladılar, balık istifi tabutluklara tıkıştırdılar, yolda ölenleri denize atıp kalanları yeni kıtada beyaz efendilere sattılar. Yıllar itibariyle sayıları yüz binleri ve milyonları buldu. Plantasyonlarda köle olarak çalıştırıldılar. Para yerine “yeterince” yiyecek veriliyordu. Ayaklarında zincirlerle, kırbaçlanarak çalıştırılıyorlardı.

Le Point adlı derginin önceki günkü iğrenç ve ahlaksızca kapağında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın diktatör olarak tanımlanması oradaki Türk kamuoyunu korkutmaya yönelik.

Biliyorum, faiz enflasyonun tetikleyicisi. Döviz-enflasyon-faiz günah sarmalındaki taammüden suç işleyen parametre o.

Önceki gece geç saatlerde Artı 1 televizyonunda dinledik yeniden aday gösterilmeyen CHP milletvekili Eren Erdem’i. Çok çarpıcı ve CHP’yi âdeta bitiren açıklamaları oldu. Kendisini, hakkında oluşmuş tüm fikirlerimden soyutlanarak ve ne dediğine odaklanarak dinledim. Bunu samimiyetle söylüyorum.

Söylüyorum hep ama sakalımız yok kimseye laf dinletemiyoruz. Bazen garip nedenlerle düzgün giden işler bozulabiliyor. Sonra da bu karışıklıktan istifade etmek isteyenler türüyor etrafta.

FETÖ’nün 15 Temmuz darbe girişimi bu ülkede yaşayanların ayarını öylesine bozdu ki artık tesadüfen yan yana gelen iki olayı birbiriyle ilintili düşünebiliyor ve kimi teoriler üretebiliyoruz. Ama öte yandan ortadaki somut gelişmeleri görmezden gelme kapasitemize de diyecek yok.

Salı günkü yazımın başlığı “Dışişleri’ndeki FETÖ tezgâhı ile ihracata büyük darbe”ydi.

Aslına bakarsanız Muharrem İnce yarışa talihsiz başladı. Partisinin genel başkanlık koltuğu için en başından güçlü bir mücadele vermiş ama yazık ki birkaç kez denemesine rağmen, Kemal Kılıçdaroğlu tarafından tahkim edilen delege yapısı nedeniyle bunu başaramamıştı.

Tiyatro oyuncusu olduğu belirtilen Barış Atay’ın Twitter üzerinden paylaştığı ve âdeta nefret kusan tehdit mesajını görmeyen varsa buradan alıntılayayım:

Anlatacaklarım Dışişleri Bakanlığı’na bağlı elçiliklerimizdeki ihanet çetesinin marifetleriyle ilgili.

Sisi namlı LGBT bireyi Seyhan Soylu’dan söz ediyorum, Mısır diktatörü darbeci Sisi’den değil.