Fuat Uğur

Anlatılanlar vahim. Yarısı bile doğru olsa devletin kaybı milyarlarca doları buluyor.

Hatırlayacaksınız başta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve HDP eş başkanları olmak üzere muhalif siyaset ve medya Afrin Operasyonuna karşı çıkmışlardı.

Güneş gazetesini kutlarım.

MİT uluslararası operasyon yetkisi aldıktan sonra, biraz yavaş seyir izlese de istikrarlı biçimde yüz ağartıcı, başarılı işlere imza atmaya başladı. Ancak, daha önce Pakistan’dan, Sudan’dan Malezya’dan FETÖ’cüleri derdest eden MİT’in, önceki gün Kosova’da gerçekleştirdiği operasyonla 6 azılı FETÖ’cüyü paketleyip getirmesi gelecek açısından çok umut verici oldu.

Dindar arkadaşların her cuma işi kırıp ortadan kaybolmalarının sırrını nihayet çözdüm. Zaten öteden beri topluca nereye gidiyorlar diye şüpheleniyordum. Her gördüklerinde “Hayırlı Cumalar” deyip yanı başımdan sıvışıyorlardı. Üstelik “Sen de gelir misin abi” diye teklif eden de yoktu.

İki hafta önce “Özbekistan darbecisi FETÖ’cüler gelecek yıl serbest” diye yazmıştım.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sonunda Abdullah Gül bombasını patlattı.

Bazen halkın “Böyle yargı olmaz olsun” diye sokaklara çıkması için mi alınıyor bu kararlar diye düşünmeden edemiyorum.

Mart ayının başında İngiltere’de yaşayan eski Rus Casusu Sergey Skripal ile kızı Yulia Skripal’in yemek yedikleri lokantada zehirlenmeleri İngiltere-Rusya ilişkilerini âdeta kilitledi. Olan biteni medyadan izliyorsunuz. İngiltere hiçbir kanıt olmadığı hâlde Rusya’yı ve Putin’i suikastla suçladı. “Hani nerede kanıt?” diye soranlara verilen cevap şöyle oldu:

Bu kulaklar daha neler işitecek bakalım.

13 Mart 2018 tarihli “Özbekistan darbecisi FETÖ’cüler gelecek yıl serbest” başlıklı yazımda(*) ismi geçen Memduh Yılmaz bir açıklama göndererek kendisinin FETÖ ile ilişkilendirilmesinin “Çirkin bir suçlama ve iftira” olduğunu yazmış.

Bürokrasi, özellikle Kemalist bürokrasi için iktidar ve varoluş sembolüdür mühür.

Konuşan konuşana.

Fetullah Gülen’in “Bu kez meşru yollardan geleceğiz” sözüyle 2019 seçimlerini hedef alan planının siyasi ayağında majör güç görevini CHP ve doğal olarak Kemal Kılıçdaroğlu üstlenmiş durumda.

Bu isim, FETÖ’nün Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz mali müşaviri, daha doğru bir ifadeyle finansal mutemedi Alaattin Çetinkurt’tan başkası değil.

FETÖ’nün Özbekistan’da kalkıştığı ama ısrarla, bugün çok daha iyi bildiğimiz yöntemle teflon kılığına girip “Bizimle ilgisi yok” diyerek üzerinden attığı bir darbe girişimi vardı biliyorsunuz.

17-25 Aralık sonrası. FETÖ’nün arkasına CHP’yi, Doğan Medya Grubunu ve HDP’yi alarak tüm gücüyle AK Parti iktidarına yüklendiği sıralar. Her şeye rağmen 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde AK Parti başarıyla çıktıktan sonra ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğru süreç ilerlerken Başbakan Tayyip Erdoğan FETÖ’nün finans ayağı olan Bank Asya’ya dikkat çekmeye başlıyordu.

Bu başlık boşuna atılmadı.

Önce “28 Şubat Cuntası sosyalistleri nasıl kullanıp attı?” başlıklı yazıma o süreçte Özgürlük ve Dayanışma Partisi’nin (ÖDP) Genel Başkanı olan Ufuk Uras’ın gönderdiği cevabi mail’e ve ardından yine aynı dönem partinin Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürüten Atilla Aytemur’un yazdıklarına yer vereceğim.

Enerji, Türkiye’nin en temel iki üç meselesinin başında geliyor.