Fuat Uğur

CHP’de Hayır Blokunu en iyi yorumlayan iki kişi var. Biri Kemal Kılıçdaroğlu, diğeri de Deniz Baykal.

Şikâyete konu olmasa bakmayacağım bir mevzu bu.

Daha önce de yazdım. Belçika’da Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri olarak görev yapan Veysel Filiz FETÖ ile mücadelede ve Türkiye’nin çıkarlarını korumada öylesine proaktifti ki böyle bir kumpasın gelmesi beklenmeliydi.

Ayar bozuldu, bu çok açık belli.

CHP Genel Başkanı olduğu ve koskoca tarihî bir partinin en üst tepesini işgal ettiği için Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nu, ağzından çıkanı kulağı işiten ciddi bir devlet adamı ve ülkesinin sorumluluğunu taşıyan bir siyasetçi olarak dikkate almak zorundayız.

Öyle şirrettiler ki ağızlarını her açtıklarında “Biz trene daha ilk istasyonda bindik. Sizler sonradan gelip binenlersiniz” dediler aşağılayıcı ifadelerle.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yakında AK Parti’nin başına geçecek.

Aşağıdaki uzun mektubu sabırla okumanızı ve mevcut duruma dair analizler yaparken değerlendirmeye almanızı öneririm.

Eleştiriye, yaptıkları yanlışları söylemeye tahammülleri yok.

Önceki gün kuruluş yıl dönümünü kutladı Anayasa Mahkemesi (AYM), Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan ve siyasal parti liderlerinin de katıldığı bir törenle.

İki bakış açısı var bu konuda.

Referandum’dan çıkan yüzde 51.4’lük sonuç 2019 ve sonraki başkanlık seçimlerine dair kaygıları daha da artırdı.

Yukarıdaki başlığın açılımı şu: 16 Nisan referandumunda çıkan yüzde 51.4’lük Evet için kimler oy verdi, kimler vermedi?

Bu gelişmeyi uzun süredir yakından takip ediyordum. Birtakım işaretleri vardı elbette ama emin olmak istedim.

Hemen aklınıza geldiği üzere Trump ekibinin CIA ve Pentagon engelini aşarak kendisini Türkiye’ye göndereceği korkusu değil bu.

Bu iş daha çok su kaldırır diye bir laf etmemiştim ama “Kayseri’de mini FETÖ Cumhuriyeti” yazısından sonra bana ulaşanlar, bilgi ve belgeler dudak uçuklatan cinsten. Yani, edilmeyen bu sözü haklı çıkaracak cinsten.

Tuhaf şeyler oluyor burada.

Birkaç gündür Cumhuriyet gazetesi ile ilgili açılan davanın iddianamesinden yapılan alıntıları ve çıkan yazıları basından takip ediyorum.

Artık Pensilvanya’da neler konuşulduğu ve ne tür kararlar alındığı eskisi gibi sır olarak kalmıyor.

ABD’nin, o yıllarda başı nükleer silah yapacağım diyen İran Cumhurbaşkanı Mahmut Ahmedinecad ile dertteydi.