Fuat Uğur

Yine aynı sual ama bu kez halka sorulmuş.

O gün Pensilvanya’da büyük bir heyecan yaşanıyordu. Barkovizyonu kurdurmuş, video konferans sistemini hazırlatmış ve karşısına geçmişti.

Çünkü Fetullah da tıpkı Papa Francis gibi bir Francisken.

Bu meczup “20 günlük kuluçka” gibi bir takım ezoterik mesajlar veriyor ya, biliyorsunuz özendiği ve yerine geçmek istediği isim aslında Bediüzzaman Said Nursi. Onu unutturup kendini çağımızın Mesih’i gibi göstermeye çalışıyor. İçinden çıktığı Nur Cemaati onu yüzkarası olarak niteliyor.

Pazar günü Yenikapı’daki görkemli “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde son konuşmayı yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan meydanlarda devam eden demokrasi nöbetlerinin çarşamba gecesine kadar uzadığını duyurdu. Alandaki milyonlara da “Mutabık mıyız?” diye sordu. Cevap yine onlardan geldi; milyonlarca ses ve milyonlarca yürekten:

"Sen mutluluğun resmini çizebilir misin Abidin?" demişti Nazım Hikmet unutulmaz dizelerinde.

Program ZDF televizyonunda.

Müthiş bir mücadele var. Devlet dört koldan çalışıyor ve bir bağırsak temizliği için işe girişti. Ancak sistematik bilgi akışı ve kurumlar arası komünikasyondaki sorunlar nedeniyle mücadele zaman zaman aksıyor.

Bu adamın alçaklığını 24 Mart tarihinde yazmıştım. Başlığı da “Gülen’in yeşil cübbesinin sırrı” idi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun sözleri dikkatinizi çekiyor mu?

Yazar Adalet Ağaoğlu’nun zengin bir iş adamının kızı ile bir generalin oğlunun düğün gecesinde 12 Mart askeri darbesini anlattığı kitabının adıdır “Bir Düğün Gecesi”. Yaşanan olayları ve düğüne katılan kahramanlarının hesaplaşmalarını ve yüzleşmelerini okuruz romanda. 12 Mart dönemine tanık olanlar açısından cazip bir okumadır.

Paralelle mücadele son sürat devam ediyordu?

Artık olay şüyuu vukuundan beter olmaktan çoktan çıktı.

Defalarca yazdık. Tıpkı cemaat imamları gibi Hususi dediğimiz Cemaat’in derin adamlarını. Çalışan on binlerce personele görevden el çektirebilirsiniz, gözaltına alabilirsiniz ama beyin takımı dışarıda.

Pensilvanya’daki Cani’nin talimatı şuydu:

Hatırlayacaksınız, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan geçtiğimiz ramazanda Külliye’deki bir iftar yemeğinde davetlilere yönelik konuşma yapmış paralelcileri kastederek “Bizim içimizde bile bunlardan var” demiş ve o çarpıcı gerçeği açıklamıştı.

Okurlardan mektup yağdı. Önceki günkü “Cemaat fiyaskosunun sebebi bu iki hikâyede saklı” başlıklı yazım nedeniyle, kendilerinin ve yakınlarının başlarına gelenleri anlatıyorlardı.

Hatırlıyor musunuz, 7 Haziran seçimlerinden önce Paralelciler “Yüzde 15 oyumuz var, Ak Parti’nin oyu yüzde 30’a düşecek” diyorlardı. Kamuoyunu da buna inandırmışlardı. Çünkü medyaları, savcıları, hâkimleri ve polis içindeki güçlerinin bir kitlesel karşılığı mutlaka vardır diye düşünülüyordu.

Geçmişimiz, kimliğimiz, kimi vakitler kendimiz olmadan duruşumuz, tereddütlerimiz, dindarlığımız, günü yaşayışlarımız, alışkanlıklarımız, inanışlarımız ve diğer tüm özelliklerimiz…

Başbakan Binali Yıldırım hakikaten tarihe geçecek bir laf etti ve “Dostlarımızı çoğaltıp düşmanlarımızı azaltacağız” dedi.