Fuat Uğur

yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü, ölürsem kurtuluştan önce yani, alıp götürün anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.

Artık tanıyorsunuz bu kurumu. Alman Gençlik Dairesi; bizim Çocuk Esirgeme Kurumu'nun muadili. Almanca adı Jugendamt.

JUGENDAMT-ALMAN GENÇLİK DAİRESİ! Bu kurumun ipliğini pazara çıkarmak görevimiz.

Daha gün ışımamıştı. Max Guillaume, Doğu Berlin'deki evinden oğlu Gunter'i uğurlarken, ona yeniden sarılıp kulağına "Çok dikkatli ol, mektubu Willy'ye vermeyi unutma" diye fısıldadı. 1950'lerin başı.

Size bir ismi tanıtacağım: Şahin Vahap Fırat. İskoçya'da yaşıyor. Bu ülkenin dünyalar güzeli şehri Edinburgh'da kafe-restoranı olan bir iş adamı.

Kaç yaşımdaydım hatırlamıyorum, objelere karşı dikkatimin arttığını babamın parmağındaki yüzüğü gördüğümde fark ettim.

Aksilik olmazsa, bugün Başbakan Tayyip Erdoğan Almanya'nın Köln şehrindeki Arena stadında kendisini bekleyen 20 bin Türkiye kökenli insana seslenecek. Tahminlere göre 20 bin kişi de Arena stadının dışında olacak.

Hükümet Soma faciası üzerine madencilikle ilgili sistemi baştan aşağıya değiştirmeye kararlı. Madencilikte köklü değişiklikler getireceği belirtilen bir paket.

Belki çok hassas dönemlerden geçildiği için bir algıda seçiciliktir benimkisi, bilemiyorum. Eskiden doğal olanlar bugün tuhaf da kaçıyor olabilir ama yine de bana anlaşılmaz gelen bir şeyler var.

Ömrümde böyle bir basın toplantısı görmedim.

12 Eylül Darbesi yapıldığında yeni mezun ve Çalışma Bakanlığı'nda taze bir iş müfettişiydim. Darbe yönetimince Gaziantep'e sürgün edilmem uygun görülmüştü.

Kbaada vadisinin yamaçları. Rus ordusu, göç etmek zorunda bırakılan Çerkesleri, bir ferdi bile hayatta kalmasın diye katlediyor.

Önceki gün Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Ayşenur İslam'ın kahvaltılı toplantısındaydık.

Dün Fatih Altaylı'yı okuduktan sonra, onun eskiden olduğu gibi, insan hakları aktivisti Avukat Eren Keskin'e "seni gördüğüm yerde taciz edeceğim" ya da başörtülü genç kızlara "f..."

Türkiye son 10 yıldır artan bir ivmeyle büyük badireler atlatıyor.

Salı günü "Lozan İhaneti Ne Zaman Konuşulacak?" diye sormuş ve İsmet Paşa başkanlığında Lozan'a gidip anlaşmayı imzalayan heyetin, Lord Amery'nin ifadesiyle "tam kapıdan çıkarken müşterinin verdiği fiyata razı olan halı tüccarlarından farksız davranıp", 12 milyon kilometrekare vatan toprağını nasıl tek tek elden çıkardıklarını yazmıştım.

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'un "dost acı söyler" edasıyla yaptığı konuşma her nedense filmlerde de çok konu edildiği üzere, tehdit mektuplarının altına atılan "Bir Dost" imzasını hatırıma getirdi.

Cenaze törenlerinde namazı kıldıran imamın "merhumu nasıl bilirdiniz" veya "hakkınızı helal ediyor musunuz?" sorularıdır en çok yakınlarını duygulandıran.

Sadi Amca subay emeklisi bir aile dostumuz. Zaman zaman ziyaretime gelir. Dün de yanımdaydı.

Aslında geçen hafta bu konuya değinecektim.