Hakkı Arslan

Dinde zaten "güncelleme" olamaz malûmunuz, güncelleme olursa din olmaz. Çünkü din emirdir, emredilen neyse odur.

Askerlerimiz Afrin'e girdiği gün, Türkiye gazetesinin manşeti "GAZAMIZ MÜBÂREK OLSUN" idi. Her ne kadar çok hissetmesek de savaş hâlindeyiz aslında.

Louis C. K. isminde Amerikalı bir komedyen laf arasında şöyle soruyor dinleyicilerine: "Ben dindar biri değilim ama, bu bir savaş (İslamiyet ile Hristiyanlığın savaşı) ve kazananın kim olduğu belli."

Meşhur İngiliz Derviş ve Siyah Papa'nın Casusu kitaplarında, yakın tarihin sahte kahramanlarını, Osmanlıyı yıkan ilişkiler ağını bir kez daha deşifre eden tarihçi-yazar Mehmet Hasan Bulut, Kudüs konusunda Twitter'da bir fotoğrafın altına şöyle yazmış:

Lafa gelince herkes milliyetçi, herkes vatansever. Vatanseverlik lafla değil, vatan da sadece topraktan ibaret değil. Vatan dediğin namustur, şereftir, dildir, kültürdür. Hepsini içine alan en büyük varlığımız ise dinimizdir. Millî manevî bütün değerlerimiz, kıymetli olan her şeyimiz güzel dinimizden gelir. Meselâ şehitlik dinî bir mefhumdur. Şehit olmadan vatan mı olur!

Sayın Cumhurbaşkanımız kısa bir süre önce yalnız kaldığından yakınmıştı. Biz takipçileri bunun farkındaydık aslında ama kendisinin bunu bariz hissetmesi üzücü.

Şöyle de sorabiliriz, macera mı, fırsatçılık mı, ihanet mi, egoizm mi?.. Barzani'nin çılgınlığından bahsediyorum.

Öz yurdumuzda hâlâ mı garibiz diye sorası geliyor insanın. Hadi 70 sene boyunca, (1923'ten 2003'e) gariptik, son 15 yıla ne diyeceğiz?

​Cumartesi akşamı bir haber gördüm, Kadıköy'de "Kıyafetime karışma" eylemi yapmış bir grup kadın. 'Durup dururken şimdi ne alaka' diye düşündüm. Meğerse hemen peşinden "kıyafete karışma" fitnesi gelecekmiş.

Yalancı tarihimizin kahramanları gibi düşmanları da sahte. Yunanistan kim, bize düşman olmak kim! Kıytırık Yunanistan 4 koldan saldıran düşmandı. Güya Almanya müttefikti, dosttu.

​Darbe başarılı olsaydı asker sivil 15.000 üst seviye insan katledilecekti, ardından zayıf kalmış ülkeye PKK-DEAŞ vs. saldırtılacaktı diyenler var. Hatta o gece sınırda, işgal için hazır bekleyen düşman birlikleri olduğu bile çok yazıldı.

Mübârek Ramazan-ı Şerîf ayının neredeyse yarısı geçti. Allah izin verirse bu akşam 16. Teravih'ten itibaren "Elveda Ramazan" diyeceğiz.

"Kutlu Doğum'u oyuncağa çevirmeyin, dinle oynamayın" dedikleri için Ahmet Şimşirgil hocaya ve İhlas Medya'ya bir hafta içinde atılmadık iftira, edilmedik hakaret kalmadı. O iftiraları yazmıyorum sadece ….. koyuyorum ve şimdi soruyorum:

Trump görüşmesi başarılı geçti diye seviniyoruz ama Trump’ın âmiyane tabirle “sistemin adamı” olup olmadığı henüz anlaşılmadı. Daha seçilmeden esip gürlemesiyle meşhur ama gördük ki bir hakim koca Amerikan Başkanı’nın kararını yırtıp çöpe atabiliyor.

Yusuf İslam’ın Müslüman olduğunda “Çok araştırdım, İslâmiyette müziğe caiz diyen bir âlim bulamadım” dediğini, hatta sazını da kırdığını duymuştuk.

Referandumun kaybedeni çok. Başta benim gibi tahmin özürlüler. Son iki yazımda EVET en az %60 alır demiştim. MHP mitinglerinin eskiyi aratmayan kalabalıkları ve Adil Gür’ün “Kürt seçmen EVET diyor” sözü yanılttı beni. Güneydoğudan, Diyarbakır, Şırnak, Hakkari’den rekor HAYIR tercihi çıktı.

Neymiş efendim; - Evet-Hayır başa başmış.

CHP-HDP blokunun her seçim öncesi bilinçli olarak yaptığı bir algı var. Tabii bunun da bir amacı var. Sürekli alabilecekleri oy oranının en az %1,5, hatta iki katını alabilecekmiş gibi propaganda yapıyorlar.

Hollanda’nın korkak polisleri köpeklerle saldırdılar diye herkes şaşırmış. "Nasıl olur, böyle bir şeyi nasıl yapabilirler" diyorlar. Köpekten koyun muamelesi beklersen elbette şaşırırsın.

Kıymetli abimiz, büyüğümüz, babamız; her şeyimiz olan Enver abimizden ayrılalı tam 4 sene olmuş.