Hasan Sarıçiçek

İş bilenin kılıç kuşananın, der eskiler.

Sil baştan takım yapmak ne zor şey? Düşünün... Beşiktaş’ın geleceğini kurgulayacaksınız, eski-yeni harmanlaması yapıyorsunuz ama ne eski eski ne de yeni yeni. 

Her zaman takdir ettiğim İsmail Kartal hocadan tutun da sahadaki on bire, kulübeki yedeklere ve hatta tribündeki taraftara kadar başkanı, yöeticisiyle hepsi gereksiz bir panik ve telaş içinde?

Şok! Santos’un işi zor! Siz, Portekizli teknik adamın yerinde olsanız bu takımdan kaç oyuncuyu takımda tutarsınız?  

Beklenmedik gol ile tur ararken turist olmak da vardı. Dikkat! G.Saray’ı kamçılayan vuruşun kimden ve nasıl geldiği değil asıl önemli olan maçın golcüsü Barış Alper Yılmaz’ı terse düşüren kontra atağı Kazımcan başta olmak sarı kırmızılıların top yekün seyretmesidir. Yazık!

Adın Jose Mourinho da olsa eğer yönetimindeki Roma gibi bir takımı Seria A'da 20 maçta 29 puan toplayarak, 51 puanla lider olan Inter Milan'ın ardından ancak 9. sırada tutabiliyorsan acı ama bu kaçınılmaz sonuç.

‘’Oyun mu, sonuç mu?’’ Bu sorunun cevabında yeni dönemi başlatırken ‘’Elbetteki sonuç’’ demişti Beşiktaş’ın yeni hocası Fernando Santos. Karagümrük maçında bunu da ispat etti.  

Semih... Semih... Semih... Rize’de şahlanan gerçekçi ve sonuç odaklı Beşiktaş on birini kim kurdu, sizce? 

Sırf, çocuk yaştayken eski futbolculardan olan dedesi Willie Layton'a ''Bir gün o kulübün formasını giyeceğim'' diye verdiği sözü tutabilmek için 1989'da 20 milyon sterline Manchester United'ı satın almaya kalkan Britanyalı ünlü iş insanı Michael Knighton'ın çılgın hikayesi...

Belli merkezler koro halinde ''TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi istifa'' diye koru halinde tempo tutuyor. Tek suçlu oymuş gibi.  Meğer ne büyük adammış Büyükekşi!

Hangi ufuklar açık Beşiktaş için; lig mi, kupa mı, Avrupa mı?  “Kupa” dediğinizi duyar gibiyim de Arda Turan yönetimindeki Eyüpspor karşısında ne yapar Kasımpaşa önünde beyaz bayrak çeken dünkü Beşiktaş? 

Türk futbolunun efsane teknik direktörü Fatih Terim öyle bir lige gitti ki; Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuş gibi oldu.

Kanun, hak, özgürlük, eşitlik ve adaleti dilinden düşürmeyen Avrupa, Gazzeli çocukların parçalanmış bedenlerine bakıp insani değerleri kör ve sağır taklidi yaparak martaval malzemesi yapıyor.

Önce bir hakkı teslim edelim, Trabzon tartışmasız bir futbol şehri ancak dünkü Başakşehir karşılaşmasında Karadeniz’in o coşkulu efsane taraftarını göremedik. 

Ne maçtı ama… Şık, klas ve kırmızı kartlarla nefes kesen futbol şovu yaşandı. Futbol adına iki takımı da ayakta alkışladım. Tebrikler!

İstedik, zorladık ama olmadı Şampiyonlar Ligi’ni kaybettik, UEFA Avrupa Ligi teselli oldu. 

Eğlenceyi savaşa dönüştürüp; hak, hukuk, adalet tanımadık…

Güldürmesini bilmiyorsan bari ağlatma. Bu yazının başlığı ‘’Bu nasıl teknik direktörlük?’’ olacaktı ama düşündüm de Beşiktaş ile Fenerbahçe arasında tabelaya yansıyandan öte orantısız güç söz konusu.

Kanarya, Sivasspor’a gol oldu yağdı ve liderliği eline aldı almasına da…

Destansa destan! Aslansa aslan! Futbolsa futbol! Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’nde tarih yazıyor. Hem de 2-0 geriye düştüğü maçta sadece Manchester United’i değil hakemleri ve VAR’ı da dize getirerek.