Hasan Yavaş

Müslüman, doğup büyüdüğü veya hayatına devam ettiği yerlerde görüşüp konuştuğu, beraber iş yaptığı herkesle mutlaka helâlleşmelidir.

Bir kimseden haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerle lira sadakadan kat kat daha sevaptır.

Her ibadetin, ilmihal kitaplarında yazan farzlarını, vaciplerini, sünnetlerini, mekruhlarını ve müfsitlerini mutlaka öğrenmelidir.

"Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin!.."

Ebû Saîd Abdullah, İbn-üs-Sakkâ ve Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî adında üç genç ilim öğrenmek için Bağdat'a gelir...

Her müminin günâh işlemekten çok korkması lâzımdır. Ufak bir günâh işlediğinde hemen tevbe, istiğfar etmesi gerekir.

Cebrail aleyhisselam gelerek “Ya Resûlallah! Allahü teâlâ, Müslüman olanların cahiliyet devrindeki günahlarını affetti” buyurdu.

"Yâ Ali! Altı yüz bin koyun mu istersin, yahut altı yüz bin altın mı veyahut altı yüz bin nasihat mi istersin?.."

Savaşın sonuna doğru Abdullah bin Cahş, Ebûl Hakem isminde bir müşrikin attığı oklarla arzu ettiği şehâdete kavuştu...

Allahü teâlâ, dua eden kullarını çok sever. Bir şeyi çok isteyenin ona kavuşturması, Allahü teâlânın âdet-i ilâhiyesidir.

Günahtan hemen sonra tevbe etmek farzdır. Tevbeyi geciktirmek de büyük günahtır. Bunun için de, ayrıca tevbe etmek gerekir.

Dua müminin silahı, dinin temel direklerinden biridir. Yerleri, gökleri aydınlatan nurdur. Dua, gelmiş olan belaları giderir.

"Yavrucuğum! Sen başkalarına dua et ki, Allahü teâlâ hazretleri de seni başkalarının kalbine düşürsün."

​Bir kimse tövbe ve istigfâr eder ve şartlarını yaparsa, her geçtiği sokak ve her oturduğu yer iftihâr eder...

Allahü teâlâ, her şeyi, bir sebep ile yaratmaktadır. Bir şey isteyenin, bunun yaratılmasına sebep olan şeyi yapması lâzımdır.

Hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezretmeli ve sık sık sadaka vermelidir...

"Allahü teâlâ, yaşayanların duaları sebebi ile, ölülere dağlar gibi çok rahmet verir. Onlara en büyük hediye, dua etmektir."

Mübarek Ramazan-ı şerîfin her günü müminlerin bayramı idi. İnşallah bizlerden hoşnut ve razı olmuştur...

Oruç tutmanın asıl gayesi, Allahü tealaya kulluk etmektir. Bununla birlikte birçok ferdî ve sosyal faydaları vardır.

Muhabbetin kaynağı, herkesle iyi geçinmektir. Kimsenin kusurunu görmemeli ve araştırmamalıdır. Kimse ile münakaşa etmemelidir...