Hasan Yavaş

​Benî İsrail’de çok ibadet eden biri vardı. Ölünce kendisine Allahü tealanın ihsanı ile mi, yoksa makbul ameliyle mi cennete girmek istediği sorulur.

Nimetlere şükür, din ve dünya nimetlerinin artmasına sebep olmaktadır. Nimet umumi olunca, insan bunları görmez ve nimetin kıymetini bilmez.

​Rabbimizin kullarına ihsan ettiği akıl nimeti olmasaydı, insanlık şerefi yok olurdu. Akıl sahiplerine ihsan edilen en büyük nimet ise, iman ile şereflenmektir.

Bugün insanlar, İslâmiyeti terk ettikleri için, yani Allahü teâlânın emirlerine ve yasaklarına uymadıkları için dünyada bereket kalmadı.

Bugün insanlar, dinimizin gösterdiği huzur yolundan ayrıldıkları için, dünyada bereket kalmadı, rızıklar azaldı. Günah işlemek moda oldu...

​Allahü teala buyurdu ki: "Her kim, sabah ve akşam namazlarından sonra, şu tesbih duasını okursa azâbımdan kurtulur..."

​Yüce Rabbimize karşı edep ve nezaketimizden biri de, Onu bütün ayıp ve kusurlardan tenzih etmektir, temizlemektir.

Allah'tan korkmak, doğru iman sahibi olmak şartıyla, Allah'ın yasak ettiklerinden sakınıp, emrettiklerini yapmak, yani haramlardan uzaklaşıp, ibadetleri yapmak demektir.

Allahü teâlâdan korkan kimse, O'nun emir ve yasaklarına riayet eder. Hiç kimseye kötülük etmez. Kendine edilen kötülüğe sabreder.

Kurban, Allah yolunda mal ile yapılan bir fedakârlıktır. Fakir ve muhtaçları sevindirerek, Onun rızasına kavuşmak için bir vesiledir...

Muhakkak ki Allahü teâlâyı sevmenin kuvveti, iman kuvveti derecesindedir. İman ne kadar kuvvetli olursa sevgi de o kadar kuvvetli olur.

​''Allah sevgisinin yeri gönüllerdir. Bu sevgi çoğaldıkça kişi Allah’a yaklaşır. Ondan kendisini uzaklaştıracak her şeyden sakınır.''

Abdullah bin Mübârek hazretleri, koyun otlatan bir çocuk gördü. "Ona bir mesele öğreteyim" diye yanına gitti...

Âkıl ve bâliğ olan kadın ve erkek her Müslümanın, Allahü teâlânın “Zâtî” ve “Subûtî” sıfatlarını doğru bilmesi ve inanması lâzımdır.

Cenab-ı Hak bir hadîs-i kudsîde buyurdu ki: ''Ben gizli bir hazine idim, bilinmek istedim ve kâinatı yarattım.''

Edep, insanı diğer mahlûkattan farklı kılan bir hususiyettir. Bu sebepledir ki, Allah dostlarının güzel vasıfları arasında, edep ve nezâketin müstesnâ bir yeri vardır.

Edep ve nezaket; dosta ve düşmana karşı, tatlı dil ve güler yüz göstermektir. Kimsenin gönlünü incitmemek, kendine karşı yapılan kusurları affetmek ve bağışlamaktır.

Geçmişten günümüze kadar bütün İslâm büyükleri, edebe aykırı olan en ufak bir hareketten, âdeta büyük bir günahtan kaçınırcasına sakınırlardı...

Allahü teala faydalı şeyleri emreder. Zararlı şeyi emretmez. Oruç insanı hasta yapmaz. Oruç zayıfları kuvvetlendirir, zihinleri açar...

Ramazan-ı şerîfte ve başka zamanlarda, ölülere de, dua ve istigfâr etmekle, onun için sadaka vermekle yardım etmek, imdâtlarına yetişmek lâzımdır.