Hasan Yavaş

İslamiyet, beden bilgisini din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü bütün iyilikler bedenin sağlam olmasıyla yapılabilir. 

"İslam dini, hasta olmamak yolunu göstermiştir. Eshâbım temizliğe çok dikkat eder. Acıkmadıkça bir şey yemez ve sofradan doymadan kalkar." 

İslâmiyet, şehvetin ve gadabın yok edilmesini değil, her ikisine hâkim olup, dîne uygun kullanılmalarını emretmektedir. 

"İlim ve sekîne sâhibi olunuz! Öğrenirken ve öğretirken yumuşak söyleyiniz! İlim ile tekebbür etmeyiniz!"

Nasîhat verene ve bütün Müslümanlara hüsn-i zan etmek, iyi karşılamak lâzımdır. Sözlerini, mümkün olduğu kadar iyiye yormalıdır.

Haram işleyecek kimseye gizlice nasîhat edilir... Herkese önce gizli, tenhâda nasîhat vermek, daha tesirli olur...

"Gadap, şeytânın vesvesesinden hâsıl olur. Şeytan, ateşten yaratılmıştır. Ateş, su ile söndürülür. Gadaba gelince, abdest alınız!"

Hasta olmamak ve hastalıktan kurtulmak için, her şeye çok üzülmemeli, aşırı derecede asabîleşmemeli, öfkelenmemelidir.

İslâmiyet her işte orta yolu tutmaktır. Çok yemek ifrattır, gerekenden az yemek tefrittir. İhtiyaç kadar yemek vasattır.

Çok yemek, hastalıkların başı, perhiz ederek az yemek ilaçların başıdır. Tokluk, unutkanlık yapar. Kalbi kör eder...

Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: "Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir."

İslâmiyet, beden bilgisini, din bilgisinden önce öğrenmeyi emrediyor. Çünkü, bütün iyilikler, bedenin sağlam olması ile yapılabilir.

Müslümânın birinci vazîfesi; nefsine, şeytâna uymayıp ve kötü arkadaşlara aldanmayıp, kanûna karşı suçlu olmaktan, Allaha karşı da günâh işlemekten sakınmaktır.

Uğurladığımız rahmet, mağfiret ve cehennemden âzad ayı olan mübârek Ramazan-ı şerîfin her günü müminlerin bayramı idi.

Ramazan-ı şerîfte ve başka zamanlarda, ölülere de, dua ve istigfâr etmekle, onun için sadaka vermekle yardım etmek, imdatlarına yetişmek lâzımdır. 

Ha­dîs-i şe­rîf­te bu­yu­rul­du ki: "Ni­ce oruç tu­tan­lar var­dır ki, aç­lık ve su­suz­luk­tan baş­ka bir ­şey el­de et­mez­ler."

Oruç tutmak güç olan yerlerde, oruç tutanlara ve din düşmanlarının yalanlarına aldanmayıp, oruçlarını bozmayanlara, daha çok sevap verilir.

Yâ Rabbî! Tuttuğumuz oruçları kabul eyle! Sen bizleri Ramazan-ı şerifin şefâatine nâil eyle! Feyiz ve bereketlerinden istifade etmemizi nasip eyle!

Sultân Abdülhamîd Hân, 27 Nisan 1909'da tahttan indirildi. İttihâtçılar, Sultânın kardeşi Muhammed Reşâd'ı yerine geçirdiler...

Sultan Abdülazîz Han; Midhat Paşa, Hüseyin Avni Paşa, Süleyman Paşa ve arkadaşları tarafından, Feriye Sarayı'nda şehîd edildi...