Hasan Yavaş

"Emîr, (başkanlık yapan ve idareci olan) işlerinde başarılı olmak için kendisine mutlaka sâdık olan bir vezir, yardımcı seçmelidir..."

"Bugün Müslümanlar da İslâm düşmanları gibi serbest konuşabilmekte, onlardaki hürriyete kavuşmaktadır..."

Müslüman olmak için (Kelime-i şehadet) söylemek yetmez. Önceki bâtıl dinini terk ettikten sonra, Amentü’de bildirilen altı şarta da inanmak lazımdır...

İmanı olanı ateş yakmaz. Çünkü Kelime-i tevhid onu korur. Asırlarca, imansızlar bu kelimeyi söylememek için öldüler, Cehenneme gittiler.

İnsan-hayvan, dinli-dinsiz herkese iyilik yapmalı ve herkese karşı güler yüzlü ve tatlı dilli olmalıdır. Böyle yaşamak, iman ile ölmeye sebep olur.

Allahü teâlâ, kendine iman eden ve oruç tutan kullarının günahlarını yakıp yok etmek için mübârek geceleri ve bir ay müddetle de Ramâzan-ı şerifi yarattı.

Oruç tutmanın gayesi, Allahü tealaya kulluk etmektir. Bununla birlikte orucun birçok ferdî, sosyal, ahlakî ve ruhî hikmetleri, faydaları vardır.

Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: "Nice oruç tutanlar vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde etmezler."

Sevginin, muhabbetin olduğu yerde, hayır ve bereket vardır. Huzurlu bir hayat sürmek için, sevgi ve muhabbet şarttır...

İslâmın namus ayı olan Ramazân-ı şerîfte özürsüz oruç tutmayanlar, ona hürmet etmemiş, İslâmın namus perdesini yırtmış olurlar.

Yâ Rabbî, bu ayda tuttuğumuz oruçları kabul eyle! Sen bizleri Ramazan-ı şerifin şefâatine nâil eyle!..

İslam dininin ıslah etmek bahanesi ile onu tahrif ederek, aslını bozmak ve hatta ortadan kaldırmak istedikleri arzusunu taşıyan bir rapor!

İttihad ve Terakki Fırkasının yanlış ve bozuk idaresi, yeryüzünün üç kıt’asında yer alan vatan toprağının elimizden çıkmasına sebep oldu.

Sultan Abdulhamid Han'ın 1909’da halifelikten azli ile başlayan İttihad ve Terakki dönemi, Osmanlı imparatorluğunun sonunu hazırlamıştır...

Londra'da can güvenliğinin kalmadığı, bilhâssa kadınlar için, çok tehlikeli bir şehir hâline geldiği bildirilmektedir.

İngiliz misyonerleri 1893'te Ermeni vatandaşlara 3 milyon İncîl ve 4 milyon Hıristiyanlığa âit diğer kitaplardan dağıttı.

Altmışaltı Ermeni köyünden 62’sinde misyoner teşkilâtı kurulmuş ve her üç köy için bir kilise yapılmıştı.

Misyoner olacak kimse, vazîfe göreceği memlekette yetiştirilir veya o memlekette yetişmiş bir misyoner tarafından yetiştirilir.

Osmânlı devleti parçalanınca, dünyâ birbirine girdi. Sultân Abdülhamîd Han'dan sonra, hiçbir memlekette râhat ve huzûr kalmadı.

O devirde vatan hâinleri ile en büyük mücâdeleyi yapan Sultân Abdülhamîd hân-ı sânî oldu. Masonlar kendisini "Kızıl Sultân" ilân ettiler...